Kaşlarımı çatarak telefona baktım. Göz yaşlarım yanağımda kurımuştu. Adam ismimi nerden biliyordu? Kimdi bu adam? Neyin nesiydi?
Ceketime daha sıkı sarılarak meydana doğru yürümeye başladım.
Çocukluğumdan beri böyleydi hayatım. Sessiz, sakin bir kız olmuştum. Ama eğer damarıma da basarlarsa kendimi ben bile tutamazdım. Her zaman doğru düzgün bir abim olsun istemiştim. Beni dövüp, sokağa atarak 'Orospu' iması yapan değil... Ya da babam. Beni koruyan kollayan bir babam olsun istemiştim. Beyaz annem. Benimle ilgilenen, dertlerimi paylaşacağım bir annem olsun istemiştim. Ama maalesef insan hayatını ve ailesini seçemiyordu.
Hayatımda sadece bir tane erkek arkadaşım olmuştu. Geçen sene. Üst sınıflardaydı. İkişkimiz gayet güzel gidiyordu. Fakat bir gün mesaj gelmişti. 'Evine git, her şeyi anlayacaksın. " diye. Gittiğimde ise zaten onu kızla basmıştım. Zaten ondan sonra yüzüne bakmamıştım.
Güven, vazoya benzerdi aslında. Yanlışlıkla veya bilerek kırın vazo kırılır paramparçaya dönerdi. Siz onu yapıştırsanız da eskisi gibi olmazdi. Ya bir parça eksik kalırdı ya da eskisi gibi dayanıklı ve sağlam olmazdı. İşte o yüzden güvenemedim hiç bir erkeğe. Peşimde koşan çok olmuştu ama hiç birine bakmamıştım.
Yanımda duran arabayla o tarafa baktım. Siyah spor bir arabaydı. İçindeki kişiyi tam göremiyordum. Benden tarafa olan camı açtı. İçindeki kişiyi gördüğümde kaşlarımı çattım.
"Nefes sen misin? " diye sordu içimdeki kişi sert bir şekilde.
"Evet" dedim bende sert bir şekilde. Korktuğumu belli etmeme gerek yoktu değil mi?
"Beni seni almam için gönderdiler. Otele. O yüzden daha fazla beni bekletmeden bin. " dedi. Emir vermelerini sevmezdim karşımdaki kişilerin. Mal gibi hissediyordum. Ama dediğim gibi bu kişiler ailem olunca maalesef gıkımı çıkaramıyordum.
"Bana emir verme. " dedim. Kendimden ödün verecek değildim.
"Sana arabaya bin dedim." dedi bana ters ters bakarak. Tek kaşımı kaldırarak etrafa baktım. Bir grup serseri genç vardı. Bir tanesi beni görünce diğerine işaret etti ve hepsi güldüler. Kalırsam neler olcağını bildiğimden arabanın arka tarafın kapısını açtım.
Ben biner binmez öndeki kişi arabayı çalıştırdı.
"Benden ne istiyorsunuz? " dedim merakla.
Sonuçta her şey olabilirdi. Bana yalan uydurarak kaçırabilirlerdi.
"Gidince öğrenirsin Nefes. " dedi sert çocuk.
Evet adını sert çocuk koymuştum. Çünkü şu iki dakikada anladığıma göre sert bir yapısı vardı.
"İsmimi nerden biliyorsun? " dedim bu sefer.
Biliyorum inadına gidiyordum. Ama tanımadığım kişilerin inadına giderek sabrını ölçerdim.
"Sana. Gidince. Öğrenirsin. Dedim. " dedi her kelimeye sertçe baskı yaparak.
"Siz kimsiniz? " dedim bu seferde.
"Kapa çeneni Nefes! " diye bağırdı sert çocuk. Yerime gömülerek dolan gözlerimi saklamaya çalıştım. Biri bana bağırdı mı gözlerim dolardı. Bu huyumdan nefret ediyordum.
Kavşağı döndükten sonra otele ulaşmıştık. Arabayı durduğunda kapıyı açarak arabadan indim. Kafamı kaldırarak otele baktım. Pahalı bir yere benziyordu. Hatta bayağı bi pahalı yere benziyordu.
Sert çocuk önden yürümeye başlayınca arkasından koşarak yetiştim. Kar durmuştu. Ama hala bata çıka yürüyorduk. Sert çocuğun kolundan tutarak durmasını sağladım. Sert çocuk ilk önce koluma sonra da bana sertçe baktı. Boğazımı temizleyerek kolumu çektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Save Me
AcakSadece kurtarılmayı bekleyen bir kız. Sadece bir destek yeterli. Ya işler umduğu gibi gitmezse. *** "Onun gözlerini gördüğüm an başladı hayatım." "Onu gördüğüm an başladı kurtarılışım. "