Bizim hayallerimiz vardı . çocukluk hayalleri herkesin olduğu gibi ama biz bu hayallere o kadar
bağlıydık ki hayatımız boyunca bu hayali kafamızda tasarladık 3 arkadaş Sağdık, deniz ve ben murat ben, ben uzun boylu yapılı biriydim gurubumuzun en gadar çocuğuydum. Kimseye acımazdım. Ağlamaz gülmez kimseye yardımım dokunmazdı. sağdık ve deniz hariç onların yeri başkaydı. Onlar benim kardeşlerim gibiydi. Sürekli onlarla yer içer izmir'in tuz kokan sokaklarında oynardık. Sağdık ise kısa boylu zayıf korkak sürekli neşeli yardım severdi. Ama biz bir şey istediğimizde gözünü karartır onu yapmak için herşeyini verirdi. Deniz ise tembel, sıska,orta boylu birazda saf bir insandı.
Biz Bu hayal için her Pazar sabahı toplanıp plan yapardık Deniz hep geç kalırdı. genelde planları evimize 100 metre uzaklıktaki kimsenin uğramadığı orman yolundaki terk edilmiş olan mavi renkli etrafı demirle kaplı otobüs durağında yapardık. . orda hayalimiz olan büyük bir karavan alma hayalini gerçekleştirmek için ne yapacağımızı konuşurduk tıpkı filimlerdeki gibi bir karavan hayal ederdik kocaman üstüne doğa resmi çizilmiş dolabı azına kadar meşrubatla dolu bir karavan almak için ne yapacağımızı konuşurduk tabi ki de bu hayalin bedeli olan çokça para lazımdı. Her gün okul harçlıklarından ve çırak olarak çalıştığımız yerleden Topladığımız paraları biriktirirdik. Bu paraları biriktirmek için okulda sürekli aç kalırdık hayalimize ulaşma isteği o kadar çoktu ki bazen okuldaki çocukların parasını alırdım. Sadığa hiç söylemezdim. Bir gün sağdıkların evinede intarneten karavan seçmeye gittik evlerinin olduğu bina 2 katlıydı sağdıklar ikinci katta oturuyordu. Kapıyı sağdığın annesi Neriman teyze açtı Neriman teyze saçları seyrek kilolu boyu 1,60bir kadındı bizi gördüğüne sevindiğini söyliyemem bizi sevmemesinin nedeni sağdığın başını derde sokmamızdı sert bi şekilde – sağdık arkadaşların geldi . diye bağırdı sağdık hemen kapıya koştu bizi içeri aldı ve bilgisayarın başına oturduk. o kadar çok karavan vardı ki karar vermekte güçlük çekiyorduk. Her renk her fiyata karavan vardı ama biz onların en güzeli olan dış tarafına bir doğa resmi çizilmiş olan büyük bir karavan seçtik karavan 83milyardı bizimde o kadar paramız yoktu ama kazanmalıydık. Artık bu karavana sahip olmak için can atıyorduk o karavanı almak için her geçen gün biraz daha uğraşıyorduk ve bir Pazar sabahı yine kimsenin uğramadığı otobüs durağında toplandık elimizde tam tamına 15 milyar vardı bu paraları 13 yaşından beri biriktiriyorduk tam 3 yılda 15 milyar fena sayılmazdı ama yeterli değildi artık paraları 2 katlama zamanı gelmişti. Öyle bir şey yapmalıydık ki paraları daha iyi kazanmalıydık bizim aklımızdan geçen hırsızlık yapmaktı ama sadık buna karşıydı. Bu hayale ulaşma isteğimiz hırsızlık yapacak kadar çoktu bu hayali istememizin temel nedeni ise ailemizden ve bütün dertlerden kurtulup karavana atlayıp gezmekti hiçbir sıkıntı olmadan dertlerden uzakta yaşamayı düşünüyorduk ama bunun bedeli olan 83 milyarı kazanmalıydık her geçen gün bizim için zaman kaybıydı. Bu parayı toplamanın en iyi ve kısa yolu hırsızlıktan geçiyordu. Ama kimi soyacaktık daha 16 yaşında küçük çocuklardık. Bizde en küçüğünden başlayıp bu işi öğrenmek için seyar satıcıları soymaya karar verdik sadık hala bu fikre karşıydı . ama hayalimiz gerçekleşince nasıl dertlerden kurtulucağımızı ona hatırlatınca oda fikri karşı çıkmaktan vazgeçti. 1 hafta sonra buluşup plan yapmak için sözleştik. ve o Pazar sabahı geldiğinde sabahın 8'de daha kimse uyanmamışken yola koyulduk daha hiçbirimiz kahvaltı yapmamıştık çünkü kahvaltıyı soyduğumuz seyyar satıcının parasıyla yapacaktık. Planı en ince ayrıntısına kadar konuştuk. Planımız şöyle bir simitçiyi soyacağız simitçi yol kenarında simitçilik yapıyor genelde pek insanın uğramadığı bir yer adam genelde kırmızı ışıkta duran yolculara simit satmaya çalışıyor bizim adamı gözlemlediğimize göre paraları seyyar arabanın içine koyuyor o arabalara simit satarken sadık bir düzine kadar simit arabanın içinden alıp kaçmaya başlıcak bir düzine almasının nedeni ise adamın onu kovalamaya değecek bir şey için koşturması sağdığın peşinden koşarken yirmi metre kadar gittikten sonra biz ise koşup paraları koyduğu yerden alıp kaçmaya başlayacağız planı oldukça sade yaptı ki kusursuz olsun sadece sadık paraları alıp kaçabilirdi ama bu sağdığın paraları çıkartırken yakalatabilirdi. biz bu yüzden o simitleri çalarken bütün paraları çekmeceden çıkartıp ceplerimize dolduracağız. Yola koyulma zamanı gelmişti. Gideceğimiz yer otobüs durağına 40 dakika uzaklıkta idi bunun sebebi ise mahallemize yakın bir seyyar satıcı soymak istememizden kaynaklanıyordu. Yakın bir yerde olsaydı bizi rahatça bulabilirdi. 40 dakika kadar yürüdük sonunda varmıştık. Hava kapalıydı yerler ıslak Yolun kenarı ormanlık alana açılıyordu .
Biz yolun kenarına konumlandık. Adamın seyyar arabadan uzaklaşmasını bekliyorduk. Kalbimiz göğüs kafesimizden fırlıcak gibi atıyordu . Nihayet kırmızı ışık yandı. Adam arabanın başından ayrıldı. Sadık bir an tereddüt etikten sonra fırladı. Kalbim küt küt atıyordu acaba başarabilcekmiydi . seyyar arabanın önünde durup üst üste dizilmiş olan simitleri alıp kaçmaya başladı arabadan yaklaşık 5 6 metre uzaklaştıktan sonra adam sağdığı fark etti ve sadıkla adamın arasında yaklaşık 20 metre kadar vardı adam hemen sağdığın peşinden koştu. Adam koştuğunu görünce ben ve deniz yerimizden fırladık . deniz adama bakarken ben paraları çıkaracaktım. Tam arabanın başına geldiğimizde arabayla adam arasında 20 metre vardı ben hemen paraları çıkardım. Sağdık korkudan simitleri bırakınca adam bizi gördü . ve bize doğru koşmaya başladı. Ben ise adamın seyar arabasını yola itip kaçmaya başladım birkaç adım attıktan sonra arkamdan kırılan cam seseleri geldi büyük ihtimal adamın seyyar arabasına Bir araç çarpmıştı korkudan arkama bakmadan ormanın içine girip kaçmaya başladık arkamıza bakmadan koşuyorduk artık nefes alamıcak kadar koştuğumuzda arkama baktım ve adam arkamda yoktu sadık için endişeleniyorduk önceden anlaştığımız gibi kimesenin uğramadığı otobüs durağında görüşecektik o otobüs durağına geldiğimizde sadık ordaydı onu gördüğüme çok sevinmiştim ve paraları cebimden çıkardığımda sevinç dansı yaptık tam tamına 350 lira vardı. Ama üçümüzde buna deymediğini biliyorduk. Ve böylelikle hırsızlık yapmaktan vazgeçtik .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARAVAN
AdventureKaravan alamaya çalışan üç küçük çocuğun hikayesi her bölümünde sizi yeni bir maceraya sürükleyecek