MEDENİYET ÇAĞI ROMADA KUTSAL BİR ÖLÜM

7 0 0
                                    


M.Ö. 6. Y.Y. Kral jüstinyanus ( jüstinyen ) döneminde yapılan Altın boynuz köprü 19 Y.Y. kadar dünyanın en büyük köprüsü olmaya devam etmiştir bu kısa bilgiden sonra bu köprünün işçilerinden köle farudanın kutsal ölümü belirgin bir akıl tutulması yaratacak.

Yılın 312. Günüydü köle faruda her zamanki gibi kırbaçlanıyor karnını doyurması ve hayatta kalabilmesi içinde taş taşıması gerekiyordu, birden ayağı sendeleyip yere düştü başındaki kırbaçlı muhafızlar kırbaçlarıyla ayağa kalkması için kırbaçlarken o artık kırbaçların acısını unutmuş insanlık onurunun acısından üç muhafızı elindeki zincirleriyle boğup öldürmüştür.

Yakalanıp ölüm cezasına çarptırılan farudanın ölümüde bir çeşit ritüel ve işkence ile olacaktı...

Şarap mahzeninde elleri ayakları iki yana gerdirilip bağlanan farudanın üstündeki şarap fıçısından az olarak kırmızı şarap akıyor ve kanıyla karışıyordu, tören bir yandan akıl almaz işkencelerle sürerken göğüs kafesindeki kesilerden tutun kızgın demirle dağlanmasına kadar, akan kırmızı kan ve  kırmızı şaraptan zevkle ve acımasızlıkla eğleniyorlardı !

Bir anda mahsende şarap fıçıları teker teker patlayarak etrafa şaraflar fışkırmaya başladı,

Faruda olanları anlayamayacak kadar bilincini yitirmişti, kırmızı pelerinli eli oraklı bir varlık bütün fıçıları biçmiş silüetinden insan olmadığı belli bir şeydi, mahzendeki  5 muhafızdan üçü saldırmak isterken her biri budanmış ağaç gibi etrafa saçıldılar, diğer ikisi korkulu gözlerle bir köşeye sinerek farudaya yaklaşmasını izlediler, önce farudanın üstündeki kan ve şarabın tadına baktı ve şunları defalarca tekrar etti sin fe sora sunsafan zeküri mayolenamentori bir büyü bir tılsım gibi etkisi altına alıyordu dinleyenleri farudanın önce derin bir nefes aldı aldığı nefeste boğuluyor gibi ve ellerğndeki bağlarından kurtulmak için var gücüyle öne doğru eğildi elindeki orağı boğazına götüren varlık onu kurbanı olarak almak istiyordu ve kafasını tek hamlede kopardı, kan ve şarap oluk oluk akıyordu mahsende içeriye girmek isteyen askerleri büyülü bir altın renkte zırhlı bir kapı bekliyordu ve aşılamıyordu birden bu varlığın yanına  9 tane daha dünyada hiç görülemeyecek çirkinlikte çirkin varlıklar belirdi kan ve şarap içip ateşle yanarak gittiler. İki muhafızın konuşma kabiliyetleri hareket kabiliyetleri yoktu artık, akıllarını yitirdikleri yetmezmiş gibi şaraplı kandan başka bir şey yiyemez ve içemez olmuşlar. Büyülü kapınında bir anda yok olmasıyla içeriye giren muhafızlar içeride inanılmaz bir et ve kan kokusu ve  hiç görülmemiş dehşetle karşılaştılar, bu varlık cehennemden ziayarete geldiği düşünüldü ve uzun yıllarca hikayesi anlatıldı...

KUTSAL ÖLÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin