"Vayyy! Ma bro! Nerelerdesin sen ya? Size geldim yoktun. Annen de öyle."
"Kafamı dağıttım Yug Yeom."Jungkook'un gözlerinden bir saniye bile gözlerimi ayırmamıştım. O da aynı şekilde, bana bakarak Yug Yeom'a cevap veriyordu. Sustuktan bi kaç saniye sonra tekrar konuşmaya başladı.
"Ben yoktum ama anlaşılan sen kendine arkadaş bulmuşsun, ha?"
"Ha evet ya. Eun Yeon cidden çok iyi birisiymiş. Yani dünyada ondan bir tane olduğuna kalıbımı basabilirim. Ondan bir tane daha yok!. Hatta biliyor musun ben hasta oldum ve annesiyle beni evlerinde ağırladılar."Yug Yeom'un sözleriyle gözlerimi kocaman açarak kafamı ona çevirdim ve kolundan tutup Jungkook'tan biraz ileriye götürdüm.
"Yug Yeom, iyisin değil mi ateşin filan yok? Veya alzehımer başlangıcı?"
"Neden olsun?"
"Ne neden olsun ya? Farkında mısın bilmiyorum ama Jungkook benim eski sevgilim. Hani sana da dün anlattım ya."
"Evet bende zaten o yüzden yapıyorum bunları."
"Ne?"
"Yani diyorum ki, Jungkook seni hala seviyor mu?"
"Ne bileyim ben Yug Yeom, adam daha yeni geldi. Beni en son terk ettiğinden beri nerdeydi bilmiyorum."
"Bişey sorucam Eun Yeon, sen cidden Incheon Geleneksel Üniversitesi'ni mi kazandın? Hayır yani bu kafayla okuyamaman lazımdı. Aptal! Diyorum ki, anlamaya çalışacağız. Biraz yakın davranacağız. Yapabilirsin değil mi bunu?"
"Aaaahh.. Anladım ya. Tamamdır o zaman."
"Şükürler olsun Tanrım."***
"Demek öyle ha? İyiymiş.. Kısa bi süre sonra sevgili haberinizide duyacağım sanırım. Öyle mi Yug Yeom?"
Jungkook'un sözleriyle birlikte kalbimi adeta bir ağrı basmıştı.
Bilirsiniz, bilmeseniz bile tahmin edebileceğiniz bişeydir bu. Sevdiğiniz adamın sizi başkasıyla yakıştırması.."Eheh, şey ona karar vericek kişinin Eun Yeon olmasını isterim. Yani bilirsin, bi ilişki, hatta ciddi bi ilişki asla tek taraflı yürümez. Eun Yeon'a karşı şuanda bir sadece arkadaşça duygular besliyorum. Ama sonrasında ne olur.. Orasını bende pek kestiremiyorum. Nasıl desem.. Eun Yeon cidden saf, temiz kalpli birisi. Kalbime ona karşı bişey hissedemeyeceği konusunda söz geçirebilir miyim, bilemiyorum..."
"Anladım.. Ben artık kalkıyım ya. Hem siz birlikteydiniz, bozmuş oldum buluşma randevunuzu."Jungkook ayağa kalktığında bi anda ağzımdan dökülen kelimelere engel olamadım.
"Hay- YAH!"
Yug Yeom'un ayağıma tekme atmasıyla bi anda kafede sesimin yankılanacağı şekilde bağırmıştım.
"Kalmak istersen zorla tutamayız tabii. Biz de plan yapmıştık ama sen katılmak istemezsin diye kesin bişey demedim, sormadım sana."
"Yok, kalsın. Ben iyiyim böyle. Eğer bize geliceksen, bu gece gelme. Evde olmayacağım. Annemde büyük ihtimalle Kang Jung'un yanındadır. Nasıl olsa kalıcak yerin olduğu için dert etmiyorum."
"Okey. Görüşürüz sonra o zaman."Yug Yeom'un bu rahatlığı karşısında ben nedensizce kasılmıştım.
***
"Yug Yeom.. Sen cidden Incheon Geleneksel Üniversitesi, Sanat Fakültesi öğrencisisin.. Kabul olacağına %1000 eminim. En azından az önce öyle oldum."
"Fena mı oldu ama bak. Jungkook'un tavırları, bana kalırsa seni hala sevdiği yönünde. Ki ben onu senden de önce tanıyorum."Anladım anlamında başımı salladım ve önüme eğerek, ellerimi çantamın saplarına geçirdikten sonra yürümeye devam ettim.
Uzun zaman sonra, Jungkook ve ben bugün karşı karşıya gelmiştik. Yanımda en yakın arkadaşı beni sevme rolü yapıp, yardımcı olmaya çalışırken hemde.. Değişik bi durum..
Yug Yeom'la eve girdiğimizde ben direk odamdan kıyafetletlerimi alarak banyoya geçtim ve üzerimi orada değiştirip çıktım.
Çıktığımda karşımda bi adet Jungkook görmeyi, pekte beklemiyordum.."Ah Eun Yeon bak Jungkook geldi. Biz balkondayız."
"Ha? Ah şey tamam. Bende şunları bırakıp kahve alıp geleyim."
"Tamamdır."Elimdekileri odama hızlıca bıraktım ve mutfağa gidip iki kahve, bir portakal suyu hazırlayıp balkona çıktım.
Portakal suyunu masada ittirerek Jungkook'a yaklaştırdım ve kahvelerin birisini Yug Yeom'a uzatıp, diğerini kendime aldım.
Ona dair olan hiçbir şeyi unutmamam, benim suçum mu? Yoksa onun kendisini aklıma deli gibi kazıtmış olması mı?"Ben içmeyecektim."
"Şey, neden?"
"Bilmem, sadece istemiyorum."
"Bana kalırsa bi se-"
"Tamam ya ne dert ettiniz. Ben içerim işte."Yug Yeom, Jungkook'un önünden aldığı bardağı eline alıp, bir dikişte bitirdi.
"Woah! Bu senin sıktığın meyve suyuna benziyor Eun Yeon. Hani geçen gün yaptın ya bana da."
"Ah şey evet ondan. Az önce sıktım bu-"
"Bende istiyorum."
"Efendim?"
"Az önce içemedim. Bende istiyorum."Jungkook, Yug Yeom'un önünde ki bardağı alıp gözüme gözüme sokuyordu.
"Oh, pekala. Ben en iyisi sürahiyi getireyim. Bir de bardak.."
İçeri gidip, nedensizce sırıtırken dolaptan iki tane bardağa uzamaya çalışıyordum ki bi çift el bana yardım etmişti.
Damarlı, ve büyük eller.. Önüme döndüğümde, arkamda ki kişinin dudaklarıyla, benim alnım birleşmişti."Ah, şey, ben, te-"
"Rica ederim, Eun Yeon.."
"Ben, geçey-"Karşımda ki kişi, benden biraz uzağa gidip dizlerini kırdı ve boyuma yetişmek için yüzünü, yüzüme yakınlaştırdı. İki ellerinide tezgaha koyarak konuştu.
"Bence, gitme Eun Yeon. Biraz böyle kalmalıyız, ha? Çünkü bu karşında ki aptal adam, huzur kokan bu kadını özledi.."
"J-jeon Ju-"
"J-jeon Jungkook? Bunları duymaya alıştığımı düşünüyorum Cha Eun Yeon. Çünkü hep böyleydin. Beni görmeyi beklemediğin her anda karşına çıkınca, bu tepkiyi vermekten hiç bıkmadın. Ama sana bi sır-"Karşımda ki beden, bedenimin üzerine daha çok yakınlaşırken ve kulağıma üflerken bütün nefesimi tuttum, ve konuşmasına devam etmesini bekledim.
"Ben bu şapşal insanın, o tepkisini bile özledim. Seni özledim Cha Eun Yeon. Sana ait olan, senin olan, seni özledim. Sen yokken, seni bıraktığımdan beri seni bana hatırlatan her şeyden nefret ettim. Ama artık, dün sana ait bişeyi gördüğümde, o bardağı taşıran son damla olmdu. Seni görmek istedim, çünkü dediğim gibi, seni özledim. Ve pişmanım.. O gün bana bak dediğinde yüzüne bakıp, gözlerini, burnunu, dudaklarını, kulaklarını, kaşlarını, saçlarını ve en önemli de, kirpiklerini aklıma kazımadığım için pişmanım.. Kirpiklerini sevmek istiyorum artık.. Karşında duran bu gereksiz adam, saçlarını severek karşısında ki bu mükemmel insanını uyutmak istiyor.. Karşında ki bu aptal adam, karşısında ki bu kusursuz kadınka çimenlere yatıp kuşları izlemek istiyor.. Karşında ki bu düşüncesiz adam, karşısında duran ve aklından bi an bile olsa çıkmayan güzel kadını, önüne gelen her şeye saf kalbiyle bakmasını, her şeyi öyle sevmesini izlemeyi özledi.. Özür dilerim Eun Yeon.. Beni affedebilir misin? Beni tekrardan kabul eder misin Eun Yeon?"
Omzum da hissettiğim ıslaklıkla, Jungkook'un ağladığını anlamıştım. Benim de şuanda pek farkım olmayabilir ama, büyük ihtimalle ona vereceğim cevabı duymadan geri çekilmeyecekti.
"Jeon Jung Kook, karşında duran bu çelimsiz ve şuanda ne yapacağını bilmeyen kadın, karşısında ki onu yaşadığını hissettiren adamı özledi. Jeon Jung Kook... Basit kelimelerin, gülümsemen bile benim için çok şey ifade ediyor.. Nasıl olur da, benim seni affedemeyeceğimi düşünürsün? Seni özledim ve, seni seviyorum.. Seni her geçen gün daha da seviyorum.. Ve evet, seni kabul ederim.."
Jungkook bedenini geri çekip gözlerini kocaman şekilde açarak yüzüme baktı ve tekrar bana yakınlaşarak, bedenimi kolları arasına aldı.
"Söz, söz veriyorum sana Eun Yeon, seni bir daha asla bırakmayacağım. Seni çok seviyorum."
"Bende, bende Jeon Jungkook.."🌸🌸🌸
Finale adım adım..
Step by step FİNAL dhdhdjdjd
Neysss... İnşallah beğenmişsinizdir..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
¦JJK¦✔️You Touch, You Die ¦Tamamlandı¦
FanficKalbime sapladığın hançerler bile senin adını haykırıyor'' 💫