Yatağımdan kalktım ve lavaboya geçip elimi yüzümü yıkadım.
Eve geldiğim şekilde yatakta uyuya kalmışım. Saate baktığımda akşam 7.30 olduğunu gördüm.
Mutfakta olan annemin yanına gidip neler yaptığını sordum."Yemek hazırlıyorum kızım sence ne yapıyor gibi görünüyorum?"
"Ne yemeği yapıyorsun?"
"İşte soslu makarna, salatayı yapmadım çünkü sen yapıcaksın."O sırada çalan zille birlikte annemle birbirimize baktık.
"Erken değil mi sence daha?"
"Öyle, öyle de, ablanın acelesi var heralde."
"Ben bakarım anne. Sen sosu yapmaya devam et."
"Tamaam."Kapıya doğru ilerledim ve kim o demeden direk açtım.
"Oh, Yug Yeom? Sen hala dışarıda mısın?"
"Ben- hapşu! Şey ben- hapşu!"
"Ah içeri gir hemen. Soğuk almışsın sen."İçeri giren Yug Yeom'u koltuğa oturmasına yardım ettim ve elimi başına götürüp ateşini ölçtüm.
"OHA! Anne, benin yatağımın üzerini toparlar mısın? Ha birde bir kovaya ılık su doldurup havlu istiyorum senden."
"Noldu kı- OMO! Bu da kim?"
"Annecim sonra sorarsın. Dediklerimi yapar mısın lütfen, seri bi şekilde hadi lütfen."
"Tamam tamam."***
Elimde ki havluyu kovaya geri koyup Yug Yeom'un ateşini tekrar ölçtüm.
"Ateşin biraz düşmüş. Ya pardon ama manyak mısın sen? Havanın serin olduğunu bilmiyor musun sanki? Bu havada dışarda o kadar saat yani.. Bişey diyemiyorum sana."
"Tamam, tamam sakin ol. Bak iyiyim. Sen iyileştirdin beni."
"Evet ben olmasaydım havale geçirirdin ama. Tanrıya şükretmen gerek."
"Şükürler olsun Tanrım! Oldu mu bayan çok ilgili arkadaş?"
"Oldu bay bilgisiz arkadaş. Benim şimdi içeri geçmem gerekiyor, bişey olursa mutlaka seslen tamam mı?"
"Tamam, sesleneceğim. Mutlaka!"***
"Eun Yeon, gelsene bi benimle sen."
"Geliyim hemen."
"O günden sonra, Jungkook'tan haber aldın mı?"
"Hayır. Bence böylesi daha iyi ha? Her neyse boşver beni. Bana ne zaman yeğen vericeksiniz siz?"
"Aptal saptal konuşma. Daha değil. Hatta belki hiç değil."
"Eun Kyun? Ciddi misin sen?"
"Şaka tabiki. Hayatta en çok istediğim şeylerden birisi bebek sahibi olmak. Sence öyle bişeyde ciddi olabilir miyim ben?"
"Bazen seni anlamak için kafa patlatmak gerek. Ama bilirsin, bu pek benlik bi iş değil. Her neyse hadi içeri geçelim."
"Yah dur bi ya. Henüz konuşacaklarımız bitmedi. İçeride ki, o çocuk, adı işte Yug Yeom olan, senin oda-"
"Ee Eun Kyun? Nolmuş Yug Yeom'a?"
"Kim o? Sevgilin mi?"
"Hayır tabiki. Çüş. Jungkook'u unutmadan ne sevgilisinden bahsediyosun ki sen?"
"Of aman tamam. Kim o zaman?"
"Jungkook'un arkadaşı. Bayan Jeon'u görmeye gelmiş ama sabahtan beri hanımefendi evde değil. Yug Yeom'da akşama kadar bekleyince, malum serin hava, soğuk almış. Bugün biz birlikteydik işte, Jungkook'la aramdakileri biliyor."
"Haa anladım. Her neyse tamam içeri geçelim. Tatlı nerde?"
"Dolaptadır heralde bak."***
"Ji Yong sunbea, artık ablamla arama mesafe girmesin lütfen. Hem evinizi neden yakın bi yerde tutmadınız ki? Incheon - Daegu? Cidden çok uzak yerler.. (gençler uzak mı değil mi bilmiyom salladım valla affola dhhdhs)
"Özür dilerim küçük hanım."
"Birincisi, küçük hanım filan değilim. İkincisi de, özür dileyerek bu işten sıyrılamazsın."
"O zaman ne yapmam gerek?"Sinsi gülüşümü Eun Kyun'a yollayıp Ji Yong sunbeaye yaklaştım ve parmak uçlarıma çıkarak kulağına fısıldadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
¦JJK¦✔️You Touch, You Die ¦Tamamlandı¦
FanfictionKalbime sapladığın hançerler bile senin adını haykırıyor'' 💫