6. Bölüm - Kaza!

5 0 0
                                    

Tüm heyecan, stres ve korku çember altına alınmış gibi. Mumu üfleyip söndürülmüş gibiyim. Bir var, bir yok arası seferler yaşıyorum sesimi duyan yok. Tehlikenin kıyısına vurmuş su gibi gidip geliyordum. babam...

Yıllarca 'baba' dediğim adam German ailesinden ne ister ki?

Kafam öylesine tıka basa doluydu ki, boğaza gidip çay içmek kendimi rahatlatmak istiyordum. Annemle her yaptığımız şeyi yapmak istiyordum belki kafam dağılırdı. Kimsesiz yola çıktım motorumla. Trafik sadece köprüde yüzünü gösterdi sonrası su gibi aktı zaten.

İsmail amcanın dükkanına girince, kafesine gelen tüm ünlülerle fotoğraf çekilmiş hatta ben ve annem bile vardık, annemin parlayan gözleri o kadar güzeldi ki... İsmail amca beni görür görmez kollarına sıkıştırdı. "Nasılsın kızım hiç gidip gelmiyorsun?" İsmail amcaya üzgün olduğum bakışımı fırlattım, bu adam her halimden anlardı beni aynı annem gibi. Dudak büzerek beraber üst kata çıktık ve masaya oturduk.

İşte şimdi koca İstanbul ayaklarımın altındaydı. Huzuru tattığım manzara ayaklarımın altında kalıyordu.

"Oğlum bize iki çay."

"İsmail amca zahmet olmasın?"

"yok kızım helal hoş olsun."

Sandalyesine yaslanarak 'derdini anlat.' bakışını yolladı birkaç saniye sonra çaylar geldi. Çayıma şeker atıp karıştırıyorken İsmail amcayla dertleşmenin keyfini çıkardım.

"Amca annem burayı neden seviyordu?" o da benim gibi çayını yudumlayıp arkasına yaslandı. Anlattıkları göğsümü ağrıtıyordu.

"Annen o zamanlar babanla gelirdi buraya, baban burayı bilmezdi annen öğretti. Annenin babasıyla kurduk bu dükkanı. Derken sen doğdun sende geldin buraya küçük yaşta, karım seninle oyun oynarken ben annen ve baban oturup konuşurduk şu an oturduğumuz masada... Annen rahmetli olduktan sonra baban buraya hiç uğramadı bir sen geldin birde birileriyle isimleri neydi?"

"Merve'yle Alp birde Efsun."

"Heh işte! Gerçeği söylemek gerekirse sana bakınca annenin saçını görüyorum. Annen bu mekana gelince kendisi çay demlemek isterdi bende kırmayıp izin verirdim. Bak kızım, sen benim evladım gibisin gerçekten. Annenin ölümünden sonra burası durgunlaştı inan bende anlamıyorum neden böyle oldu, belki de buranın neşesi annendi. Ama şunu hiç unutmuyorum, sen doğmadan önce baban anneni istemeye gitmişler falan filan derken kızı vermemişler-"

Bunu derken bile öyle komiğime gitti ki, İsmail amcada benimle beraber güldü. Sonra anlatmaya devam etti.

"Baban anneni Mersin'e kaçırdı. Annenin babası artık dayanamayınca vermiş kızı. Bir ayrıntı daha, sen doğunca baban çok değişik biri oldu."

"N-nasıl yani?"

"Her ne kadar iyi olsada sen doğunca bambaşka biri oldu. Annen, baban işteyken yanıma gelip çay içerdi o zaman anlatmıştı." yüzüme düşen kırgınlığı gizlemeye çalıştım babam ve annemin o kadar güzel hayatı olmuş ki, 'benimde olur mu?' diye düşünmeden edemedim. Çayımı içip kalkarken İsmail amcaya sarıldım. O olmasa şu an kendimi harap etmiştim,

"Amca borcum ne kadar?" kaşlarını çattı ve çıkardığım cüzdanı geri cebime koydu. "Bir daha 'borç' falan deme kızım burası seninde dükkanın." buruk bir gülümsemeyle yanından ayrıldım ve öylesine gezintiye çıktım birden karşıma çevirme çıkınca ne yapacağımı bilemedim ama genede çevirmeye girdim. Kaskımı çıkarıp yanımdaki yakışıklı polise baktım.

"Kimlik, ehliyet." biraz kaba konuşunca motordan inip cüzdanımı çıkardım ve dediği her iki şeyide verdim. Yan tarafımı dönüp onun gibi yakışıklılara baktım.

Maşallah polisler ama taşş gibiler!

Verdiklerimi incelerken saçlarımı düzelttim elime, aldıklarını veriyorken bana öyle bir baktı ki ona aşık olmamak için cüzdanımı cebime koyup kaskımı taktım ve gaza kökledim. Kim olduğumu görmüştü ama umurum değildi sonuçta onlara bin basan arkadaşlarım vardı. Bizim grubu fena özlemiştim ama bugün tek gezmek istiyorum. Gelişmemiş sentin içine doğru giriş yaptığımda mahalle sakinlerinin dikkatini almış olmalıydım. Etrafta dolaşırken ağır bir sesle gaza yüklendim. Şimdi kötü hisler başıma toplanmıştı, hiçsizliğin kıyısında yarışıyorken kime çarptığımın farkında değildim...

Ufacık görüntü beynimin içine kazındı. Ellerim sertçe hakimiyeti kavradı.

Minik görüntüye baka baka canımı alıyorlardı


Gözlerim alev çanağına dönüşmeden hemen önce ufak çocuğa çarptığımın farkına vardım...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 18, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Gecenin Saklı GölgesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin