|12. bölüm|

2K 185 11
                                    


Oylarınızı unutmayınız...

Hayal kırıklığı belki de en güçlü duygulardan biriydi.  Güvenin yıkılması,  tekrar kazanmaktan çok kolaydı.  İnşa etmek o kadar kolay değildi.  Sözler bir yılanın zehrinden on kat daha zehirliydi.  Ve insanlar bunu bile bile kelimelerini karşıda ki insana gönderiyordu.  Bir cümle hayatını kararta biliyordu. 

Adrian'ı  bir  haftadır tanıyordum.  Beni koruması , güvenliğimi düşünmesi işte istemez ona karşı bir yakınlık Duymamı sağlamıştı.  Ama bunlar büyük bir yanılgıdan ibaretmiş.  Tanıyorum dediğim adam beni nelerle itham etmişti.  yıkılan bir güven tekrardan nasıl kurulabilir? 

" blade?  " yine adrian'ın sesi.  Arabadan yeni inmiştik ve tesise giden toprak yolda yürüyorduk.  Hiç Konuşmamıştık başta.  Şimdiye kadar.

" ne var ? " dedim.  Belki terslersem benle konuşmazdı. 

" bu senin mi ? " elinde tuttuğu bileklik siyah mat boncukalardan oluşuyordu.  Arada bir kaç tane kırmızı boncuklar vardı.  Siyah ve kırmızıyı gayet uyumlu kılmıştı.

" evet, ver " dedim.  O sevdiğim bir bileklikti.  Anısı fln yoktu ama görünümü Hoştu. 

"Hayır, sadece ben de olduğunu bil diye söyledim "dedi ve arkasına yani bana bakmadan elinde ki bileklikle tesisin gri kapısından içeri girdi.  Bu şimdi benim bilekliğimi mi almıştı? 

Bir koşu arkasından gittim. Önümden gidiyordu.  Siyah pantalonu görüş alanıma girmişti ve tabi bedeni de.

" Adrian , hemen ver bilekliğimi " resmen çalmıştı.  Ne demek haberin olsun?

" Hayır blade , o benim !" Benimdi o benim !

Ağzımı açacağım sırada önümüzde bir adam durdu.  Buraya ait olduğunu belirten bir sırtlan arması göğsünde parlıyordu. 

" Komutanım,  general sizi genel odada bekliyor "

" anlaşıldı " dedi adrian eliyle asker selamı vererek . Asker arkasını döndü ve gitti. Yine kaldık ikimiz.

" genel oda ? " dedim soru sorar şekilde. 

" toplantı odası gibi bir yer " anlamıştı ne sormak istediğimi. 

Konuşmadım onu bir süre takip ettim. Yine aynı renkte kapıların olduğu bir koridorda durarak büyük görünen odaya girdi, peşinden de ben . Tesis ben gittiğimden beridir hiç değişikliğe ugramamışti. Yine aynı kasvet yine aynı soğuk odalar. Acaba şu klonların başı hala daha o odada tutuluyor muydu ?

" adrian bileklik ! " dedim elimi açarak ona uzattım.  Birkaç saniye elime baktı sonra parmaklarımı tutarak yavaşça aşağı indirdi.  O bir kaç saniye de bütün pozitif enerjiler parmaklarım da toplanmıştı. Yüzüm yandı, bilmediğim bir yerime kor düştü.  Acıttı bu!

" bende kalacak ! " dedi. Kalsın dedim içimden.  Benden bir hatıra olur en azından.  Hatırlatacak bir şeyler.  Nasıl olsa beni bulacaklar tüm Kanımı çekip , kuru bir yaprak gibi cansız bedenimi kenara atacaklar. 

" Adrian , blade,  bittiyse buraya gelin " tanıdığım ama çıkaramadığım yaşlı bir ses bizi çağırmıştı.  Bittiyse mi demişti bu adam ? Ne sanmıştı ki ? .

" ne sandı bu adam?  " dedim Adriana fısıldayarak. 

" ayıp şeyler !" Dedi gülerek.  Pislik ! Aklına benle dalga geçiyordu.

" ha! İyi o zaman!  " dedim . Şaşırdı kaldı tabi bizim salak ! Oh olsun sana. Dalga böyle geçilirdi. 

" neler oldu general ? " adrian soruyu sorarken ben etrafa baktım.  Hansel ve gretel de masanın yani başında oturuyorlardı.  Bizden önce demek ki gelmişlerdi. 

" şu siyah noktalar kara Cadılar.  Kara enerjileri sayesinde takip edebiliyoruz.  Bir bölge de yoğunlaşmaya başladılar. " ekranda  siyah noktalar yanıp sönüyordu ve bir nokta da ciddi bir yoğunluk vardı.  Sözü hansel devr aldı. 

" önlem için araştırmaya çıkacağız.  Bizi hissedemiyorlar . Akşam yola çıkacağız. Avlanma zamanı! " dediğine güldüm bu onlar için çerez gibi bir şeydi.  Ama bir yandan da endişeliydim.  Cadılar çöktü ve onlar sadece iki kişiydi. 

" tehlikeli değil mi ? " dedim hansele bakarak.

" merak etme blade ,bize bir şey olmaz , şafakta buradayız!  " dedi.  Bir şey diyemedim.  Sonuçta bu onların tercihiydi m yanımdan derin nefes alış veriş sesleri geliyordu.  Kokusundan tanımıştım kim olduğunu. 

"Yine neye sinirlendin?  " dedim Bıkkın sesimle.  Elleri yumruk olmuş ,yerde dünyanın en önemli hazinesi varmış gibi bakıyordu.

" yok bir şey  , sen hanseline baksana " konu anlaşılmıştı.

" hem Özür dilemek istiyorsun hem de laf ediyorsun.  Cidden bir karar ver ! " dedim.

" bitti mi ? " dedim generale hitaben.  Bir an önce bu çocuğun yanından gitmek istiyordum.  Dengesiz tavırları beni geriyordu. 

" bitti blade,  bu arada klonlar hakkında araştırma yapman gerekiyor kendini koruman için.  " Haklıydı.  Bunun için gerekli bilgileri elde etmeliydim. 

" bir ara yaparım ! " ne zaman ne olacağı belli olmuyordu sonuçta. 

" iyi şanslar çocuklar ! "Dedim hansel ve gretele.  Ne kadar uzman olurlarsa olsunlar yine de onların da korunması gerekiyordu. 

Adriana bakmadan kapıdan çıktım.  Burada kaldığım odaya doğru yürüdüm.  Uyumak cazip geliyordu şimdilik! 


Okul nasıldı canlarim!? Umarim iyidir . İstediğiniz karakterin resmini atacağım buraya yazarsanız sevinirim .

VAMPİR GÜNEŞİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin