Okulda gene sıkıcı bir gündü ben ve Luhan beraber kantine gittik Sehun kütüphaneye gitmesu gerektiğini söyleyip gelmemişti. Luhan bana dönüp "sıraya sen gir ben uğraşamiycam bana buble tea al çilekli olsun" kıkırdadım ve saçlarını karıştırdım"ah emriniz olur bambi hazretleri" dedim ve sıraya doğru gittim. Sırada pek kimse yoktu aslında, nihayet sıra bana geldiğinde iki tane buble tea alıp Luhan'ın yanına gittim çilekli olanı ona uzatıp karşısına oturdum ve içmeye başladık biraz sonra kantinde sesler yükseldi ne olduğuna bakmak için döndüğümüzde okula yeni gelen çocuk ve esmer bir çocuk kavga ediyodu diğerleri de film gibi izliyolardı. Hemen yanlarına gidip ayırdık ben esmer olanı Luhan da Sarışın olanı tutuyordu
Bir süre sonra ikisi de sakinleşince ben esmerle Luhan da sarışınla konuşmaya gitmiştik adının Kai olduğunu öğrendiğim çocuk bana olanları anlatırken gülesim gelmişti çocuk demişti ki"o benim sevgilimin kalçalarına bakıyordu ve güzel olduğunu söylüyordu sapık herif". Biraz konuşunca nihayet tamamen sakinleşip sevgilisinin yanına gitti bende hemen Luhan'ların yanına gittim ikisi kıkır kıkır gülüyordu yanlarına oturup "noldu neden gülüyorsunuz" dedim merakla sarışın bana bakıp"merhaba ben kalça sever Baekhyun Byun Baekhyun ama bana Baek veya Puppy derler kkkk" kıkırdadım ve elimi uzattım "merhaba bay kalça sever bende Yixin ama bana Lay diyebilirsin" dedim gülümseyip uzattığım elimi tuttu ve konuşmaya başladık daha doğrusu sadece Baek konuştu. Biz dinlemekle meşkuldük. Baek azgın ama tatlı bir çocuktu sevmiştim Kai de öyleydi ama sinirliyken deliye dönebiliyordu. Sınıflara dağılınca ben en sondaki sırama Luhan da benim önümdeki yerine oturdu. biraz sonra Sehun ve Suho geldi. Baekhyun da bizim sınıftaydı Sehun Luhan'ın Suho da Bay kalçanın yanına oturdu. Benim yanım boştu ve bu benim için güzel birşeydi kısa bir süre Suho ile göz göze geldik sonra hemen ònümüze döndük hoca gelince yanında da uzun bi çocuk vardı çocuk simsiyah giyinmişti ve boş boş bakıyordu hoca "evet arkadaşlar bugün yeni bif arkadaşınız aramıza katıldı" çocuğa dönüp "kendini tanın bakalım" dedi ve sözü çocuğa bıraktı çocuk "merhaba ben Park Chanyeol benden uzak durun kimseyle konuşmak istemiyorum" dedi ve sınıftaki tek boş yere benim yanıma oturdu. Açıkçası biraz ürkmüştüm çocuk yanıma oturur oturmaz kulağım"umarım çok konuşmazsın"dedi ben ne diyeceğimi bilemeyip başımı salladım ve önüme döndüm. Ve hoca derse başladı bitmek bitmeyen dakikalar yıl gibi geçen saatler...
Nihayet zil çalınca Baek ve Lu yanıma gelip"o çocuktan korktum uzak dur ondan Xingie~"dedi Luhan Baek "kalçaları çok güzeldi XingXing yer değiştirelim mi?" Dedi aklıma gelen anılarla duraksadım bana sadece Yifan XingXing derdi bir anda miden bulanmış gibi hissettim Baek"noldu yanlış bişey mi söyledim neden ağlıyosun?" Dedi ağladığımın farkında bile değildim ağladığımı duyunca Suho ve Sehun aniden bana dönmüştü kendimi kötü hissettim koşarak sınıftan çıktım kimsenin daha fazla benim zayıf ve güçsüz hallerimi görmesini isgemiyordum okulun arkasındaki ağaçların arasındaki bankın yanına yere çöküp dizlerimi kendime çektim ve ağlamaya devam ettim artık herşeyi unutmak istiyordum eski anılarımı Yifan'ı herşeyi unutmak istiyordum. "Lay iyi misin?"duyduğum endişeli sesle başımı kaldırdım ve Suho ile göz göze geldim yanıma oturup bana sarıldı saçlarımı okşayıp daha fazla ağlamamı söylüyordu ama ben yapamıyordum "Lay lütfen seni ağlarken görmek istemiyorum" dedi başımı kaldırıp dünyanın en saçma sorusunu sordum"neden?" Dedim burnumu çekip merakla gözlerine bakarken. Gülümseyip burnumu mıncırdı "iyi insanlar ağlamamalı" istemsizce güldüm sonra tekrar yüzüm düştü "ben iyi bir insan değilim ki Suho ben ailemin ölümüne sebep oldum" dedim ve ağlamaya başladım Suho tekrar kollarını bana dolamıştı"unut bunları Xingie ve senin suçun yok Yifan seni de kandırdı" dediğinde haklı olduğunu düşündüm kollarımı Suho'nun boynuna dolayıp "teşekkürler iyi ki varsın"deyip gülümsedim. O da bana aynı şekilde gülümseyip"Lay....Chanyeol'den hoşlanıyo musun yani Baek onunla oturmak isteyince ağlamaya başladın ya hani ondan sordum" dedi utangaçca gözlerimi kocaman açıp"Ne hayır ben sadece bana XingXing dediği için ağladım artık kimsenin bana XingXing demesini istemiyorum bana bi tek Kris Xingxing derdi onu hatırlatan hiçbirşey istemiyorum"dedim kesin bir dille. Suho ayaģa kalkıp "sevindim" dedi ve elini uzattı kalkmam için elini tutup kalktım ve üzerimi silkeledim Suho'nun koluna girdim başta biraz şaşırsa da birşey demedi ve sınıfa geri döndük. Bay kalça sevrin yanına gidip "Bay kalça sever eğer o kepçeyle oturmak istiyorsan bana bi daha "XingXing" deme" dedim ve gülümsedim. "Oh ne asla demem söz veriyorum" dedi ve hemen eşyalarını toparlayıp yerlerimizi değiştirdi. Gülümseyip Suho'nun yanındaki yerimi aldım biraz sonra ders başladı...
Niyahet okul bitti ve yurda dönebilmiştik kendimi hemen banyoya atıp güzel bir duş alıp rahatladıktan sonra kendimi yatağa bıraktım. Benden hemen sonra da Suho da duş alıp kendini yatağa bırakmıştı başımı çevirip yüzünü inceledim güzel pembe dudaklar pamuk gibi saçlar ve muhteşem yüz hatları. Aniden yüzünü bana dönünce utanıp başımı çevirdim. Bi süre sonra tekrar ona döndüğümde göz göze geldik gözlerime bakıp gülümsedi bende aynen karşılık verdim ve oturur poziyona geldim Suho yanıma gelip oturdu elini elimin üzerine koydu gözlerimi şaşkınlıkla açıp ona baktım gülümsedi. Kalbim neden bu kadar hızlı atıyor. "Lay ben... her zaman senin yanındayım biliyosun değil mi? Kimsenin seni üzmesine izin vermiycem bu dünyada mutlu olmayı en çok hak eden kişi sensin." Dedi gözlerime bakıp baş parmağıyla yanağımı okşayıp "bu yumuşak yanakların göz yaşlarınla ıslanmasını istemiyorum" dedi gözlerimi kapatıp sözlerinde kayboldum. Gözlerimi açtığımda tekrar göz göze geldik ve gözlerimi çekemiyordum "ben.. ben seni seviyorum lan seni çok seviyorum" dedi ve dudaklarıma kapandı ben daha sözlerini idrak edememişken dudaklarımdaki sıcak hissi nasıl idrak edecektim biraz sonra kendime gelip öpücüğüne karşılık verdim nefessiz kalana kadar öpüştük. "Suho ben.. bende seni seviyorum. Sende beni bırakmazsın değil mi?" Dedim ve ağlamaya başladım göz kapaklarımı öpüp "asla Lay asla seni bırakmam ve ağlama lütfen gözyaşların kalbimi parçalıyor ağlamana dayanamıyorum." Dediğinden hemen sustum ve burnumu çektim gözlerimi silip "bak ağlamıyorum" dedim ve gülümsedim. Kollarını etrafıma dolayıp sıkıca sarıldı.
Yüzümü kaldırıp gözlerine baktım" Suho sence annem ve babam beni affeder mi" dedim dolu gözlerimle. Gülümseyip gözlerime baktı"bence onlar sana hiç kızmadılar çünkü senin bir suçun yoktu Lay merak etme onlar şimdi birer yıldız ve seni mutluyken görmek için sabırsızlanıyolar" dedi ve dudaklarıma küçük bir öpücük kondurdu. "Seni seviyorum Suho" "bende seni seviyorum Lay" "Suho beraber uyuyalım mı" dedim utanarak kıkırdayıp"bence aklımı okumaya başladın" dedi ve daha sıkı sarıldı.
Ne düşündüğünüzü bilmiyorum ama bence iyi gidiyorum finali de erken yapmak zorundayım bu yüzden çifti hemen birleştirdim yorumlarınızı bekliyorum sizi seviyorum bana şans dileyin
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Only Star İn The Night [SULAY]
Fanfic"Senden nefret ediyorum Wu Yifan!" dedi diğerine göre kısa ve fazla masum çocuk. "Ne sandın Xingxing seni sevceğimi mi?? Ahaha komiksin. Ben. Seni. Sadece. Kullandım. Zhang. Yixing!" dedi uzun ve kötü olan. **** Lay'in artık yeni bir hayatı ve hayat...