"Senden nefret ediyorum Wu Yifan!" dedi diğerine göre kısa ve fazla masum çocuk.
"Ne sandın Xingxing seni sevceğimi mi?? Ahaha komiksin. Ben. Seni. Sadece. Kullandım. Zhang. Yixing!" dedi uzun ve kötü olan.
****
Lay'in artık yeni bir hayatı ve hayat...
Polis söylenenleri not aldı ve çift olduklarını bilmedikleri çifte baktı"beyler bu bilgiler bize çok yardımcı olacak teşekkürler ve o adam yakalandığında müebbet yiyeceğinden emin olun şimdilik gidebilirsiniz. Ha, bu arada numaralarınızı bırakırsanız size daha sonra ulaşabiliriz. Buyrun buraya yazabilirsiniz" deyip bir not kağıdı uzattı. HunHan ikilisi isimlerini be numaralarını yazıp karakoldan çıktı. Ve son zamanlarda sürekli gittikleri-aslında gitmek zorunda oldukları- hastahaneye geldiler.
Baek uyanmıştı ve sakinleştirici sayesinde sessizce tavana bakıyordu ama yine de ağlıyordu yastığı ağlamaktan ıslanmıştı Luhan arkadaşının yanına gidip sıkıca sarıldı "Baekhyun sana nasılsın demiycem seni anlayabiliyorum.... Aslında anlayamıyorum üzgünüm ama iyi olacaksın biz her zaman senin yanında olacağız söz veriyorum."dedi o da hıçkırıklarını engelleyemiyordu ve Lay... Lay'i gördü Luhan onun ne kadar kötü hissettiğini ve anılarını tekrar yaşamaya başladığını anlayabiliyordu Suho Lay'in yanından bir saniye bile ayrılmıyordu ama o. o da çok kötüydü biliyordu Luhan arkadaşlarını az çokanlayabiliyordu Baek tekrar uykuya dalmıştı Luhan alnını öpüp sevdiği adama sıkıca sarılıp ağlamaya başladı"Sehun-ah neden her kötü şey bizi buluyor? Neden sürekli üzülüyor ve ağlıyoruz ama elimizden bişey gelmiyo neden Hun-ah biz ne yaptık ki Tantı bizi cezalandırıyor?" dedi Sehum cevap vermek uerine kollarını daha da sıkılaştırıp sevdiğinin saçlarını öptü aslında bu bilmiyorum demekti gerçi Sehun ne diyebilirdi ki diyecek birşeyler var mıydı ki?
Chan odaya kızarmış gözlerle girdi ne kadar sert görünse de onun da duyguları vardı herkesin vardı... "Luhan hyung Baek nasıl iyi mi polisler bişey dedi mi o şerefsiz bulunamamış mı" dedi burnunu çekerek. Luhan Chanyeol'a bakıp "nasıl olabilir ki?" dedi ve başını eğdi.
O sırada TaoRis
(Y/N; arkadaşlar artık arada kısa kısa Taoris atcam hem TaoRis fazla beklemedi mi sizce de :') )
Kris yatağından kalkıp kapıya doğru gitti ve son zamanlarda tek arkadaşı olan ve gerçektwn sevdiği ilk insan olan Tao'yu 'çağırmaya gitti "Tao? Burda mısın biraz dertleşebilir miyiz kalbim ağrıyor...." biraz sonra Tao kilidi açtı ve onu hücreye götürdü başka bir yere götüremezdi eğer yapabilseydi ni saniye bile durmazdı.
Hücreye geldiklerinde Kris dolu gözleri ile Tao'ya baktı "Tao.... Tao ben sana herşeyi anlatmak istiyorum çok pişmanım içimde tutamıyorum artık yoruldum çok ağır geliyor" dedi ve gözlerinden bir damla süzüldü. Tao mesleği ve yapısı gereği biraz soğuk biriydi ama yine de Kris ona tuaf geliyordu "biliyosun dostum bana anlatabilirsin" Kris burukça gülümsedi ve devam etti "Tao ben çok kötü biriyim şimdi fark ettim ben , bu güne kadar ben değilmişim Tao. Ben küçükken babam annemi sürekli döverdi ve aşağlardı ona 'neden?' dediğimde ise 'o bunu hak ediyor oğlum sen git oyun oyna' derdi babam bana o kadar iyi davranıyodu ki annemin gerçekten bunu hakettiğini düşünüyodum çünkü benim aklımda babam çok iyi bir baba ve her şeyi bilen biriydi. Ama Tao ben bunu çok geç farkettim....çok fazla geç Tao annem öldü babam yüzünden ve ben bunu yadırgamadım bile. Tao ben çok aptalım ve etrafındaki herkesi kaybettim seni de kaybetmekten korkuyorum tek dostum sensin Tao yanımda sadece sen varsın Babam zaten öldü tabi anemide öldürdü ben onun yaptıklarını hep doğru sandım ama değilmiş.... Tao beni bırakmazsın dimi?" Kris'e belki de hayatında ilk defa bu kadar çaresizdir yaptıklarını düşününce kendini anca çözebilmişti yaptığı şeyleri düşündü Kris, babasının yaptıklarını düşündü kimse gelip onları tebrik etmemişti yaptıklarından dolayı herkes aylarca hatta yıllarca ağlamıştı Kris'e şimdi een iğreniyordu.
Tao içinden geleni yapıp sarıldı Kris'e "asla Kris söz veriyorum asla bırakmıycam seni ama şimdi hataların için üzülme ağlama şimdi gidip hatalarını düzeltmeyi dene hem bunu yapınca eminim ki çok rahatlayacaksın." dedi Tao içten bir şekilde Kris parlayan gözlerle Tao'ya baktı ve"aman Tanrım! Tao ben bunu nasıl düşünemedim? Tao bana yardım eder misin şirketteki avukatlara ulaşabilir misin nafaka verip buradan çıkmam gerek herşeyi düseltebilirim böylece" dedi ve Tao'ya daha sıkı sarıldı. Tao kıkırdayıp "hemen arıyorum o zaman sen de yatakhaneye dönsen iyi olur artık" ikisi gülümseyip çıktı. Kris Lay'in parasını son kez kullanacaktı sonra hepsini geri verecekti....
Baek biraz da olsa toparlanabilmişti Chan artık daha iyiydi kısacası son iki haftadır hiç kötü bişey olmamıştı Luhan artık daha az ağlıyordu. Ama yanlızken daha rahat ağlıyordu çünkü o duygularını belli etmeyi sevmezdi ama birkaç hafta önce tutamıyordu kendini herşey üst üste gelmişti. Lay toparlama bilmişti aramızda ruhsal olarak en çok zarar görenlerin başında geliyordu eski anıları ve şimdi ki yaşananlar 6 ayda bu kadar çok şeye nasıl dayanabilmiştir kimse akıl sıra erdiremiyordu ama Lay'in güçlü olduğunu biliyorlardı. Lay ve Suho el ele geldiler Diğerlerinin oturduğu odaya diğer ellerinde de küçük birer bavul vardı herkes onlara şaşkınca bakarken Lay en sesini kaşıyıp konuşmaya başladı"şey biz birkaç günlüğüne Çin'e gidiyoruz annem ve babamı buraya taşımak istediğimi biliyorsunuz işlemleri halletmek için bi süre orda kalmamız gerekebilir aslında ben tek giderdim ama Suho izin vermiyo yani beraber gidicez" dedi olayı kısaca özetleyerek. Hepsi teker teker sarıldı çifte Sehun gülümseyip "Hyung tabiki Suho hyung da seninle gelecek hatta biz de gelelim yanında olmak istiyoruz" dedi masum bir şekild. Baek olumsuz mırıltılar çıkarırken Chan kıkırdayıp" aynen biz de gelelim hem biraz kendimize geliriz izin isini bana bırakın" dedi ve telefonunu alı okul müdürü bay Jung Hoseok'u aradı"Alo? Bay Jung iyi günler ben bir ricada bulunacaktım da bizim bazı ailevi işlerden dolayı Çin'e gitmemiş gerek de izin almak için aramıştık" "....." "ah çok teşekkürler efendim tekrar iyi günler" dedi ve telefonu kapattı. "İzin işi tamamdır beyler" Suho Lay'e bakıp telefonunu eline aldı "o zaman biletler de benden" dedi ve 4 kişi için daha bilet aldı "tamamdır!" Lay onlara bakıp"çocuklar gerçekten gerek yok" dedi ama onu takan olmadı... Lay belki de aylar sonra ilk defa bu kadar mutluydu yeni bir ailesi vardı ve onu asla bırakmazlardı. Lay Suho'ya bakıp sarıldı ve "seni çok seviyorum" dedi Suho gözlerini kaybolana kadar gülümseyip sevgilisinin dudaklarına küçük bi öpücük kondurdu"ben de seni çok seviyorum sevgilim" dedi diğerleri gelerek onlara bakarken Baek'in gözleri dolu bir şekilde salondan ayrıldı ve tabi peşinden Chan.
Baek yatağına oturmuâ ağlarken Chan kapıyı çalıp içeri girdi"ne oldu Baek iyi misin?" dedi şefkat dolu sesiyle Baek burnunu çekip "Chanyeol-ah ben gelmeden olmaz mı siz gidin?" dedi Chan yanına oturup ellerini tuttu"Baek biliyorum iyi değilsin ama bu yolculuk senin için çok iyi olacak gerçekten güven bana" dedi Baek'in gözyaşlarını silerken "ağlama Baek. Seni üzgün görmeyi sevmiyorum" Baek burnunu çekip hafif gülümsedi "peki sana güveniyorum Chanyeol-ah ve kim ağlı ben kimsenin ağladığını göremiyorum
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
![The Only Star İn The Night [SULAY]](https://img.wattpad.com/cover/121336203-64-k69149.jpg)