Bölüm 4

3.9K 301 135
                                    

Mabel bir sağa bir sola koşuşturuyordu.

Annem de cabası...

Babam koltukta uyuyakalmıştı.

Stan amca Bill'i buraya getirecekti.

Ford amca ise laboratuvarda..

Hâlâ benim bir gay olmam fikrini nasıl bu denli kolay kabul edebildiler anlamıyorum. Mesela Mabel çıksa, "Ben bir lezbiyenim." dese uzun bir süre şoktan çıkamazdım.

Neyse, konumuz bu değil.

Telefonumun mesaj sesiyle irkildim. Ekran kilidini girdim ve mesaj kutumu açtım. Mesaj bilinmeyen bir numaradandı.

"Meydana gel. -BC"

Salak değilim, BC'nin Bill Cipher olduğunun farkındayım. Odama çıkıp üzerime hemen bir ceket aldım. Telefonumu da alıp arka cebime  sıkıştırdım. Kasaya doğru ilerledim. kasada gene Peter vardı. Bazen Peter'ın buradan başka gidecek bir yeri olup olmadığını merak etmiyor değilim.

"Kasabaya iniyorum Pete, alınması gereken bir şey var mı?"

"Yok, Dip."

"Sadece Dipper desen?" Bir süre yüzüme baktı. Tam bu saçma sessizliği bozup bir şeyler diyecektim ki tüm diyeceklerimi ağzıma tıktı;

"Hayır."

"Ciddiyim Peter, kendini sakın ha Cathrine Water ile kıyaslama." dedim sonunda ufak bir göz kırpmayla.

"Her neyse, sonra görüşürüz Pete." Arkamdan "görüşürüz" tarzı bir şeyler mırıldandığını duydum ama pek umursamadım.

Ha bu arada, size Cathrine'in 'özel güç'ünden size bahsetmiş miydim? Catherine kime bir lakap takarsa, kişi o yönde değişiyor. Ya da maskesi düşüyor? Artık o kadar çok tahmini tuttu ki kısa sürede kasabada adı yayıldı. -ve de Mabel onun bir cadı olduğunu düşünüyor-

Golf arabasına bindim ve kasabaya ilerledim. Aradan yıllar geçmesine rağmen hala değişmeyen iki şey var: kasaba ve golf arabası. Ciddiyim, Stan amcanın paraya para dememesi Mabel'ın umurunda değil. Hiçbir şekilde değiştirmemize izin vermedi. Bu yüzden hala bir yerleri eğri olan, 3. kişi alındığında yokuşu zor çıkan bu golf arabasına mecburuz...

Meydana geldim. Meydanın ortasında bir çeşme vardı (şu 13 yıl boyunca değişen tek şey bu), onun yanına gittim. Bir süre tepesindeki simgeyi izledim.

Ağzında bir fıskiye olan, kanatlı bir domuz. Domuzu izlerken, arka tarafta gözüme bir şey çarptı...

Ara sokağa ilerledim.

Duvarların birinin üzerinde ufak, sarı bir üçgen vardı. 

Elimi yavaşça üçgenin üzerinde gezdirirken bir anda "biri" tarafından çevrildim ve o "biri" beni duvarla arasına sıkıştırdı.

Bu çok mu şey, klişe? Güçsüz olduğum söylenemez. Kolaylıkla duvarla o "biri" arasından çıktım. Önce gözüme sarı saçlar çarptı. Sonra da şeyler...

Sarı gözler? Tam sarı da değildi aslında... Gözün irisi siyah, göz bebeği ise sarıydı. 

Bana elini uzattı sarı gözlerin sahibi.

"Bill Cipher". Bunun üzerine bir şey demedim.
Demem gerekir miydi?

Her neyse...

" Bir geceliğine normal bir insanmış gibi davran, tamam mı?"

Sırıttı. Komik bir şey mi söyledim?

"Aptal değilsin. Bazı şeyleri kafanda zaten oturtmuşsun. Ama hala soru işaretleri var kafanda...  Hepsinin cevabını alacaksın merak etme... Saat 7'de orada olurum. "

Acaba aniden kaybolmasına şaşırmalı mıyım...

Eve geri döndüm.  Yapacak şu anlık yapacak başka bir işim var...

Düşünmek gibi...

Şu bilmem kaç yılda çok önemli bir şey öğrendim. Konu ne olursa olsun farkında olmadan düşünebiliyorum.  Hatırlarsınız Bill düşüncelerimden bahsetti. Ve de normalde düşüncelerimi bilmeniz lazımdı...  Bu da şu "farkında olmadan" düşünebilme zamazingosu sayesinde. Konu ne olursa olsun, beynim bir şekilde arşivledikleriyle bir sonuca ulaşıyor çoğu zaman. Bu da beni çoğu hesaplamadan kurtarıyor. Bazen beynimin bir bilgiyi arşivlemesi için bir kez okumam bile yetiyor. Bazense, sonuca ulaşamadığında ihtimaller listesi çıkartıyor. Şimdi izninizle...

Stanley Pines

Bu başımıza gelen son olay, bir kez daha umursamaz kimliğime şükretmemi sağladı. Sürekli zekasıyla övünen Ford bile daha çakmadı bir şeyler olduğunu.

Pekala, sanırım bazı şeyleri artık size açıklamam gerek. Öncelikle, Bill ile anlaşmayı sonucunda beni öldürmek olduğu için değil, ölüm olduğu için kabul ettim. Size göre bu ikisi aynı gelebilir. Ama kesinlikle aynı değil. Ford'un günlüklerinden biri bendeydi, bunu hepiniz biliyorsunuz, peki anlaşmalar hakkında yazdığı her şeyin bu günlükte olduğunu biliyor musunuz?

Pekala, üç günlük de bende olduğunda biraz da olsa göz atma şansı yakaladım. Ford neredeyse her günlükte Bill hakkında birkaç şey yazmış. Ama şansıma şu an işime yarayan tek şey yıllar boyu -artık ezberlediğim- bende kalan günlükteydi. 

Ford'un yazdığına göre, bir şeytanın bir insanı öldürmek gibi bir şansı yokmuş. Bu, tanrı tarafından yasaklanmış. Sadece belli bir yılı devirmiş şeytanlar bunu yapabilirmiş. Ama bu sadece karşılarındaki kişiyi değil, aynı zamanda onları da öldürürmüş. Tıpkı arılar veya intihar bombacıları gibi. Öldürmek için ölmek. 

Bundan dolayı kabul ettim.

Eğer Bill bu konu için ölmeyi göze aldıysa, bu elimizde var olan büyük bir koz demektir.

Sonunda Bill bizim lehimize bir şeyler yapacak. 

Muhteşem değil mi?

"Bay Stan? Efendim yeni turistler geliyor." Peter'a döndüm. Hiçbir şey demedim, sadece gitmesi için bir hareket yaptım.

Pekala, neredeyse beleşe çalıştığı için favori çalışanım o.

Ama onda ters bir şeyler sezen bir tek ben miyim?

Zoraki Evlilik (Billdip)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin