Wonderwall
5.Bölüm
17 Mayıs 2008, Cuma.
(Geçmiş)
Bununla Okuyun; http://www.youtube.com/watch?v=uGHy5IE-240
************************
¨Benimle, baloya gelir misin Em?¨
Harry, ıslak bir şekilde havuzdan çıkarken sinirli görünmüyordu. Ve, yüzünde her zaman olduğu gibi alaycı bir sırıtışı vardı.
¨Eh, demek beni suya itsen bile benden kurtulamazsın.¨ hafifçe kıkırdadıktan sonra, ıslaklık yüzünden üzerine yapışmış olan tişörtünü düzeltti. ¨Kendinde ne kadar güzel sonuç çıkaracak hikâyeler kurguluyorsun sen öyle?¨
¨Biliyor musun? Aslında, bunu senden nefret ettiğim için yaptım.¨ gözlerimi hızla devirdikten sonra, parmaklarımla oynamaya başladım. ¨Davranışların, hoşuma gitmiyor.¨
¨Bundan emin misin?¨ ukalaca sırıttı. ¨Bunu, burada kanıtlamamı istemezsin.¨
Haklıydı. Ben, ona karşı koyamaz ve yenilirdim. Bu yüzden susmayı tercih ettim. Arkamı dönüp yürümeye başladığımda, onun beni rahat bırakmayacağını biliyordum. Ama, sadece yürümeye devam ettim. Peşimden gelen ayak seslerini duyabiliyordum. Buna aldırmadan, havuzun bulunduğu alandan açık havaya çıktım. Duvar kenarından yürüyerek, okul binasının içine girmek için birkaç adım daha atmayı umuyordum.
¨Burada başka havuz yok Emma.¨ iğneleyici ses tonu kulaklarıma doldu. ¨Yani, kaçamazsın.¨
Bir adım daha geriye attığımda, sırtımın soğuk duvara değdiğini gördüm. Harry, hızla üzerime gelirken ben sadece dudaklarımı kemiriyordum.
¨Belki de, seni havuza itmem hataydı.¨ dedim. ¨Ben, şey üzgünüm galiba.¨
Harry, kahkaha atarak bir adım daha yaklaştı. ¨Bazen, bir özür her şeyi düzeltmiyor. Değil mi?¨ burnunu, burnuma değdirdiği anda soğuk bir titreme dalgasına kapıldım ve, umutsuzca inledim.
¨Belki de, bu özür düzeltebilir.¨ kısık bir sesle mırıldandığımda, o çoktan dudaklarımızı birbirimizinkine değdirmişti bile. Ona karşılık vermeyişim, kesinlikle onu çılgına döndürüyordu. Elleri, belimi kavradığında ellerini itmeye çalıştım. Ardından, onu göğsünden geriye doğru ittim. O bir adım bile gerilemezken, ellerimi tutup kendi saçlarına daldırdı.
Hafifçe, Harry'nin dudağını öptüğümde gamzelerini hissedebiliyordum. Okulda kalanın, sadece biz olması kötüydü. Kaçsam, beni kurtaracak kimse yoktu. Ve, Harry'ye kalsa burada sabaha kadar öpüşebilirdik. Ama, ben dudaklarımızı ayırdığımda, onunda nefes alması gerektiğini anladım.
¨Kesinlikle, sen öpüşmekten korkuyorsun.¨ boğuk, ama neşeli bir tonda konuştu.
¨Ben öpüşmekten korkmuyorum,¨ küçük bir kız gibi mızmızlandım. ¨Sadece, seninle öpüşmek istemedim.¨
¨Benimle kim öpüşmek istemez ki?¨ aynı ukala tavrına geri döndüğünde, onun yanından tekrar uzaklaşmak için arkamı döndüm.
¨Seninle öpüşmek istemeyen kişi benim, bunu anlıyor musun?¨ hızla onun yanından uzaklaştım. Okulun çıkışına geldim ve, onun arkamdan gelmediğine emin oldum. Arkamdan gelmiyordu ama, yerinde de yoktu. Sanki, aniden buharlaşmıştı.
Yürüyerek eve gitmeye başladığımda, yolları tekrar gözümün önüne getirdim. Ve, sadece yürümeye devam etmeye karar verdim. O anda, kulağımın dibinde yükselen şarkıyı dinledim;
¨Because maybe, you gonna be one that saves me. And after all, you're my wonderwall.¨
Başımı, arabaya doğru çevirdikten sonra arabanın içindekinin Harry olduğunu gördüm. Arabanın içinde çalan şarkı, Oasis'ti. Ayrıca, en sevdiğim parçalarından birini çalıyordu.
¨Şarkının devamını biliyor musun?¨ dedi. Arabasına doğru yaklaştım ve şarkıyı daha yüksek sesle duymaya başladım.
¨Tabii ki biliyorum,¨ dedim. ¨Bu şarkıyı bilmemem imkânsız.¨
¨Şarkıyı senin için çaldım.¨ sanki bana, birşeyler söylemek istermişçesine konuştu.
¨Sevdiğimi nereden biliyordun?¨ ardından, gözlerim üzerimde olan Oasis tişörtüne kaydı. ¨Yani, en sevdiğim şarkının bu olduğunu?¨
¨Tahmin etmek, o kadar zor değildi.¨ dedi. Ardından, gamzelerini ortaya çıkartacak şekilde gülümsedi.
¨Ben, bugün 'seninle öpüşmek' konusunu fazla abartmış olabilirim.¨ bir anda, konuyu değiştirerek suçluluk duyduğumu belli ettim.
¨Ne yani, benimle öpüşmek istiyor musun?¨ hızla konuştu.
¨Bilmem, bu seni sevip sevmediğime bağlı.¨ dedim.
¨Beni seviyor musun?¨
¨Belki, biraz.¨
Yanaklarım kızarmaya başladığında, Harry'nin arabadan indiğini gördüm. Bana doğru yürüdü ve, ellerini yanaklarıma koyduğu anda dudaklarımızı birbirine değdirdi. Bu sefer ona karşılık verdim ve, ellerimi ellerinin üzerine koydum. Ardından, boynuna doladım.
Bedenlerimiz uyum içinde, birbirimizinkini tamamlarken Harry'nin elleri yavaşça kalçalarıma indi.
¨Benimle, baloya gelir misin Em?¨