Bölüm 21

2.6K 78 69
                                    

Bütün gece aşk sözcükleri fısıldayıp, sevişen ikili sabaha karşı uykuya birbirlerinin kollarında yenik düşüp yeni günü huzurla karşılamaya hazırlanırken, gece sessizce evlerine girip bütün alkol stoklarını esmer bir güzelin kanıyla tüketen Kol'un varlığından habersizdi.

Nihayet gözlerini aralayan Klaus, yüzünde Caroline'ın saçlarıyla uyanmanın mutluluğunu yansıtmak istercesine boynuna dolanan ince bileğe öpücükler bırakmaya başladı. Caroline o kadar huzurlu ve rahat görünüyordu ki tek bir pozisyon değişikliğinin yüzündeki bu dokunulmaz ifadeyi değiştireceğini düşündüğünden Klaus bir milim dahi kıpırdamıyordu.

Klaus: Seninle sonsuza dek böyle kalabilirim, ama...

Sondaki "ama" Caroline'ın örtüyü kaldırıp Klaus'un çıplak tenine daha çok sokulmasıyla silikleşti...

Caroline: Ben de...

Klaus: Eğer kalkmazsak birazdan davetsiz misafirimiz odamızı işgal edecek.

Caroline: Kol'u kastediyorsan evimizde olduğunu biliyorum.

Klaus: Kol burada mı?

Caroline: Kan kokusunu almadın mı? Aşağıda neler yaptığını tanrı bilir...

Klaus: Sanırım dikkatimi o kadar dağıtmıştın ki, buna odaklanamadım.

Caroline gülümseyip Klaus'un göğsüne bir şaplak indirirken örtüyü göğüslerinin üstüne çekip doğruldu.

Caroline: Peki... sen... Kol'u kastetmediysen kimden bahsediyordun?

Klaus: Küçük kız kardeşimin arabası dakikalardır bahçemizin peyzajıyla ilgileniyor. Bana çok kızmış olmalı... 

Caroline: Aman tanrım!

Caroline örtüye iyice sarınıp yataktan kalktı ve camın önündeki yerini alır almaz bağırmaya başladı.

Caroline: Klaus! ona durmasını söyle bahçemizi savaş alanına çeviriyor! 

Rebekah aracının camını indirip şeytani kahkahaları eşliğinde Caroline'a orta parmağını gösterirken, Klaus'un en sevdiği begonyalarını ezmeye devam ediyordu.

Caroline: Lanet sürtük! Klaus! gülmeyi kes ve kalkıp bir şeyler yap!

Klaus: Bak canım Rebekah bir şeylere öfkelendiyse bunu bahçemizden çıkarması inan bana bizim için daha iyi, bırak stresini atsın. 

Caroline: Yani sen kız kardeşinin evimizi başımıza yıkmasına, Kol'un arkadaşlarımı parçalamasına oyalanmaları için müsaade ediyorsun!? Düşünüyordum da bu ailede ki tek normal kişi benim.

Klaus: Seninde konuşmana müsaade ediyorum aşkım. 

Caroline: Yani benim konuşmam Kol'un masumları öldürmesinden ve kardeşinin sürtüklüklerinden daha kötü öyle mi?

Klaus gülmekten nefes alamadığını hissettiğinde nihayet ciddileşmeye çalışıp Caroline'a uzandı ve kollarını beline dolayıp tekrar yatağa çekti.

Klaus: Hadi ama, sadece eğleniyordum.

Caroline çocuk gibi kollarını bağlayıp omuz silkti.

Klaus: Benimle konuşmayacak mısın?

Caroline: ...

Klaus: Belki de dilek kartlarımdan birini daha kullanmam gerekiyordur.

Caroline: Ah! Tanrı aşkına! Biliyor musun çok sinir bozucusun... sana bir daha asla hediye vermeyeceğim.

Klaus: Hadi ama aşkım, uzatıyorsun. Bak ne diyeceğim belki de seninle bu tımarhaneden uzaklaşıp başbaşa bir şeyler yaparız.

Caroline isteksiz görünmeye çalışarak tek kaşını kaldırdı.

DARKNESS (Klaroline)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin