Bölüm 23

2K 77 6
                                    

Kol Rose'e seslenip kulağına bir şeyler söyledi ve gidip müzisyenlere söylemesini istedi, hala iş buyuruyordu.

Camille: Ona yardım etmek istediğini sanıyordum.

Kol: Ediyorum.

Camille: Onu köle gibi kullanarak, küçük düşürerek mi? Hem de bu kılıktayken.

Kol: Saçmalama, sadece eğleniyoruz. Ayrıca çalışmayı tercih eden oydu.

Camille: Senin eğlence anlayışının ne olduğunu bilmiyorum ama Rose eğlenmiyor. Ona bir bak.

Kol başını çevirip Rose'e baktı ayağını sıkan ayakkabı yüzünden sendeleyip neredeyse yere kapaklanacaktı. Gözlerinin dolu dolu olduğunu fark etti.

Camille: Senin yüzünden müzisyenini işten çıkardı, Marcel zaten göz açtırmıyor, nefes aldırmıyor. Bu müşteri kıtlığında olan müşterilerini de kaçırdın. Ve eskiden buraya gelen cadılar da bara köken vampirlerin takıldığını öğrendiğinden beri Rose'e düşman gibi davranıyor, bara gelmiyor. Sen ona tek gecelik bir jest yaptın ve para kazanmasını sağladın ama şimdi onu küçük düşürüp gururunu incitiyorsun. Bütün bunlara büyük annesi için katlanıyor. Şimdi durma, devam et... Eğlen.

Kol bir an durup etrafına bakındı, Rose ortalıkta yoktu. Etrafta bir sürü vampir dolaşıyor ya biri Rose'e zarar verdiyse? Kol bir hışımla oturduğu yerden kalkıp etrafı araştırmaya başladı. Bir süre sonra acı dolu nefes seslerinden Rose'nin arka bahçede olduğunu anladı. Oraya ulaşıp tezgahın önünde sırtı dönük bir şekilde tabureye oturduğunu fark etti.

Kol: İşten kaytarıyor musun?

Rose Kol'un sorusuyla ayaklanıp yüzünü ona dönmeden;

Rose: Geliyorum. Dedi.

Ancak sesi fazla ince çıkmıştı ve ağlamaklıydı. Kol arkasına doğru yaklaşıp ellerini beline koydu, bir yerlerden yoğun biçimde kan kokusu alıyordu ama Rose'nin beline dokunmanın verdiği hazla bunu umursamadı.

Kol: Demek sen küçük bir kızsın. En ufak bir engelde göz yaşlarına boğulan, kaçan, saklanan. Güçlü olmalısın Rose hayat bundan fazlasıdır.

Rose göz yaşlarını saklamaya gerek duymadan Kol'a dönüp bağırdı.

Rose: Bana hayat dersi verecek değerlere sahip değilsin!

Kol: Tatlım elini kesmişsin, izin ver yardım edeyim.

Rose elini Kol dan çekip avucuna batan cam parçasını çıkardı ve Kol'un gözlerine baktı.

Rose: Günlerdir peşimde dolanıyorsun...ve gelip parti vermek istediğini söyledin. Burada çalışıyorum, hepimiz çalışıyoruz. Bu insanları işten çıkarmak istemiyorum ve benim bakmam gereken insanlar var. İş teklifini bu yüzden kabul ettim. Sorumluluklarım var, öylece cayamam senin kadar düşüncesiz davranamam. Ama sen... hayatın o kadar kolay ki parmağını şıklatıp istediğin her şeye sahip olabiliyorsun. Bu yüzden 1000 yaşında şımarık bir piç kurusu gibi davranıp insanların hayatlarını zorlaştırıyorsun. Nelere mal olduğunu görmüyorsun. Ama biliyormusun yinede ben bu kadar kolay ve zavallı bir hayat istemezdim.

Kol: Canımı mı yakmak istiyorsun?

Rose: Evet, isterdim. Yemin ederim canını yakmak isterdim. Senden öyle nefret ediyorum ki...

Kol: Şşş... Buraya gel.

Kol Bileğini ısırıp bir koluyla Rose'i sardı ve kucağına çekti. Rose iğrenerek Kol'un bileğini itmeye çalışırken Kol belindeki parmaklarını şefkatle saçlarına taşıyıp okşadı ve sakinleşmesini sağladı. Rose Kol'un bileğinden kan yudumlamaya çalışırken avucunun iyileşmeye başladığını gördü. Kol Rose'e belli etmemeye çalışsa da kollarının arasında uslu uslu süzülmesinden son derece memnun olmuştu. Nihayet tamamen iyileştiğinde geri çekilip dudaklarını elinin tersiyle temizledi.

DARKNESS (Klaroline)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin