Gözlerimi açtığımda Ku ve Werz birbirleriyle konuşuyorlardı. Yavasça kalkmaya çalıştım. Onların yanına oturdum. Ku bana dönüp:
*Sonunda uyandın. Senin yüzümden geç kaldık.
-Ne neden bahsediyorsun. Neye geç kaldık
*Neye olucak diyip bir tepeyi işaret etti.
Dumanlar yükseliyordu. Durumu o zaman anladım. Cüceleri uyarmak için çok geç kalmıştık. Hepsi benim suçumdu. Boyunumu eğerek konuşmaya devam ettim
-Hepsi benim suçum. Achi tılsımı benden aldı. Son umudumuzda tükendi.
Ku sırıtarak boynundaki kolyeye benzer şeyi çıkardı.
*Bu tılsımmi?
-Ama sen nasıl. Onu bana vermiştin
*Achi'nin vazgeçmeyeceğini biliyordum. Bu yüzden küçük bir oyun oynadım ve işe yaramışa benziyor.
-Seni yaşlı tilki. Benide yem olarak kullandın ama itiraf etmeliyim çok zekiceydi. Peki şimdi ne yapacağız. Cücelerede yardım edemedik.
*Peki şimdi ne yapacağız
Werz konuşmaya katıldı:
Halkım için yapılacak birşey yok ama güvenli bir yere gitmemiz lazım. Orada tılsımın gücünü cözmemiz lazım. Achi bile bu tılsımı herşeyden çok istiyorsa kim bilir ne yapabilir. Hazırlanıp yola koyulalım.
Ateşi söndürdükten sonra en yakın köy olan Cape köyüne ilerledik. Merkezindeki bir hana girip kalacak oda ayarladık. Bir hana göre çok sessizdi. Karanlığın geleceğini ve hepsini öldüreceğini biliyor olmalıydılar. Fırtına öncesi sessizlik gibi birşeydi. Odamıza çıktıktan sonra sırasıyla nöbet tuttuk. Hernekadar küçük ve tehlikesizde görülse ne olacağı belli olmazdı. Tedbirli olmakta fayda vardı.
Gecemiz sorunsuz bir şekilde geçti. Tan vakti ağarırken yola koyulduk. Malzemeleri aldıktan sonra Werz'i takip ettik.
Werz bizi çocukluğunda gittiği gizli bir ye4 varmış. Bizi oraya götürdü. Hem yüksek hemde gözden uzak bir yerdeydi. Burada konaklayıp birbirimizle bildiklerimizi paylaşıyor ve yeteneklerimizi geliştiriyorduk. Tılsımı kurcalamamıza rağmen herhangi bir tepki vermemişti. Bu konularda bilgin birine ihtiyacımız vardi. Achi'nin ihaneti güvenimizi sarsmıştı.
En azından tılsımı almamız düşmanlarımızın yayılmasını yavaşlatmıştır. Aslında Werz'in saklanmak için seçtiği bu yerde bu işlerden anlayan birisi varmış tek umudumuz o gelene kadar beklemek.
O geleseye kadar malzeme toplayıp burayı güçlendirmek.
Yapacağımız ilk iş buraya gelen yollara tuzak kurmaktı. Bizim geldiğimiz gizli bir geçit ve onun dışında buraya gelen iki yol daha vardı. Ben ve Ku bu yollara çukurlar açtık. Kaldığımız yere yakıninda da hendek yaptık. Kazma işinin büyük kısmını Werz yapmıştı. Cüceler kazı işlerinde çok yetenenli olduğu belliydi.
Ormanlar ise benim alanımdı. Sur ve kazıklar için odun topladım. Ku ise bu malzemeleri yerleştiriyordu. Yaklaşık iki hafta boyunca çalıştık,yedik,içtik. Buraya doğru gelen düşmanları pusuya düşürüp onları öldürdük. Bir tepede olduğumuz için neredeyse heryer kolaycana görülebiliyordu.
Kontrol noktaları ve ağaçlarda rahatçana ilerleyebilmemiz için yerler de yaptık.
Sonunda ufukta beklediğimiz kişi yavaş yavaş bize geliyordu en azından Werz öyle demişti. Ku ve Werz onu karşılamaya gitti. tuzaklara yakalanmadan geçmesi için ona yardıma gittiler.
Büyücü sakallı ve yaşlı olduğu kesindi ama suratında tek bir kırışıklık bile yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANTİK ZAMANLARDAN KALAN
Teen FictionBaska bir evrende ve antik bir çağda geçiyor hikayemiz. Karanlık taraf güçleniyor. Güzel günler ezelde kalıyor. Ama bu Herşeyin sonumu. Yoksa herşey yenimi başlıyor. Fantastik hikayemi insanlardan başka ırklarda eşlik ediyor bize