it herif

&3&

bölüm müziği:gel be gökyüzüm ilyas yalçıntaş;9

gece sorunsuz bi şekilde uyuduktan sonra moralim biraz olsun yerine gelmişti uyanıp çadırdan çıktım çıkmasınada bu soğuk ne laaan götüm donduu hızlıca kendi çadırıma koştum fermuarı açtığım gibi içeri atladım tabir değil bildiğin fırlattım kendimi yatağım canı acımış gibi ses çıkarınca gaipten sesler duyduğuma kanaat getirdim tövbe töve oturur pozisyona gelip fermuarı örttüm ve yine yatıp yorganı kafama kadar çektim kulağımın dibinde sıcak bi nefes hissedene kadar herşey olması gibiydi siktir! bunu sesli söylemiştim çantamın altındaki elektroşok cihazına uzandım çunkü burda daracık alanda bu arkamdaki piç kimse onu pataklayamazdım arkamı dönmemle elektriği vermem bir oldu ta ki ben çarpılana kadar offf bu ne lan aq çok acıtıyomuşşşşş

-ananaaaaaa kimsin aq 

-benim yani bendim ama şuan kim olduğumu ve neden çadırımda olduğunu bilmiyorum bana nasıl elektrik verirsin 

-ardaydı ohh iyi yapmışım az bile sana ne işin var çadırımda piç 

-geleceğini bildiğim için sabah geldim hazırlandım falan ama ayı gibi üstüme atladın kızım kaç kilosun amk 

-amk mi?

-aşkım,meleğim,kelebeğiiiiim aynı bi karı gibi görünüyodu

-top musun?

-halis mulis türk erkeğiyim bee anlamadin mi kaslarımdan

-gerzek türk erkekleri tombul tontiş sert olur bi an düşünür gibi yaptı ba döndü ve 

-amerikan tipi erkek sevmiyomusun?

-ne alaka çok ciddi birşey konuşuyormuşuz gibi davranıyordu

-türk erkekleri daha çekici göbek fln anladin şimdi canııım

-canım mı? bunu çarpık bi gülümsemeyle söylemişti biraz oyundan zarar gelmezdi değil mi daracık çadırda yavaşça ona yaklaştım kulağının dibine geldim ve üfleyerek konuştum

-siktir olup git kapiişşş

-ohaa seninle işimiz var kedi yiyen fare

-seninlede osurgan otu osurdunmu naptin ya bok kokuyo çadırım ooggkk

-ne alaka be bikere osursam senin yanında mı osururum kızım ama çok kötü koktu diyosan benim çadırım ben gibi kokuyo gel oraya geçelim dedi piç kulağıma yaklaşıp hem tek kişilik dedi

-ben o tek kişiyi sana sokmadan burayı terk et!

-sakin şampiyon gidiyorum dedi ellerini kaldırırken ama son birşey var 

-ne?!

o an yaklaşıp yanağımı öptüğü gibi kaçmaya çalıştı it oğlu it ama alak diye boşuna demiyom fermuar kapalıydı kafasını vurdu fermuarı açmaya çalışırken eli ayağına dolaştı tabi bidaha öpemesin diye ben naptım dersiniz geçirdim kafaya bitane o arada fermuarı açmıştı ayağa kalkmış koşmaya çalışırkende fermuarın alt kısmına takılıp yeri boyladı hala pes etmemişti ama halkmaya çalışıyor kayıyordu canı da yanıyordu canının yanması hoşuma gittiği için bigülme tuttu beni kahkahalarla çığlık atıyordum resmen o ise çamura bulanmış hala debeleniyordu en sonunda kalktığında bana döndü umursamadan gülmeye devam ettim ama giderken söylediği sözle duraksamak zorunda kaldım demişti ki

-sana söz veriyorum o gülüşünden öpeceğim seni porsuk !

porsuk ne aq arkasından küfürler savurduysamda dönüp bakmadı en son hele bi denede gözünü açinca beni mi öpüyosun alinin götünümü ona o zaman karar verirsin işte çok kesin konuşuyordu bende zeynep sem buna asla izin vermeyecektim aha bunu buraya yazıyom o saatten sonrası salak salak oyunlar ve koşuşturmayla geçmişti kısa tabirle anamızı ağlatıyorlardı defne götlaleside ikidebir gelip eğlenip eğlenmediğimi soruyordu otobusteki olay hala canını sıkıyordu belli ki ama ben unutmuştum bile bu hayatta unutamıyacağım tek şey annemle babamı gözümün önünde öldüren o piçin yüzü her gece rüyama giren o piç annemin kanı vardı elinde silemedim dövuş öğrenmek istememin sebepleri kendimi korumak istemem değili tek amacım onu pataklayarak öldürmekti ama ben ne yaptım lanet olsı vicdan o son yumruğu atmış olsaydım belki anne babamın mezarına gidecek yüzüm olurdu ama ben sadece ne kadar aciz olduğumu göstermiş adama yumruk atmayı bırakıp ağlamaya başlamıştım ne olmuştu dersiniz ağzıma sıçtı beni öldürene kadar dövdü ölmek istiyordum tepki vermiyordum acım büyüktü yangınım sönmüyordu o zaman bana demişti ki 'seni öldürmicem güzelim bu vicdan azabıyla yaşamanı istiyorum anne babanı kurtaramadığın gerçeği her mutlu olduğun anda yüzüne bi tokat gibi çarpsın yemek bile yiyeme ama ölme istiyorum bu yüzden sana iyi bakacağım ya delireceksin yada beni öldürüp yine acı çekmeye devam edeceksin sen orospu olunca bi akşamda bana gel beraber eğleniriz!'bir yıl tam tamına bir yıl geçmişti olayın üzerinden peki ben hala nasıl mı ayakta duruyorum bi ayağım defne diğeride şuan tanışacak olacağınız beha o benim çocukluk arkadaşım ilk aşkım belkide ama beni tek koruyup kollayan adam şuan nerdemi hiçbir fikrim yok beha her zaman yanımda dururdu elimi tutar kulağıma seni kimse üzemez sarı papatyam der sarılır beni sakinleştirirdi onu en son gördüğüm günü çok iyi hatırlıyorum 15 yaşındaydım gözleri kıpkırmızı evimize gelmişti sıkıca sarıldık gidiyorum dedi neden nereye bile demedim sadece ağladık o gittikten iki yıl sonra anne ve babam öldü en çok ihtiyacım olduğunda gitmişti adil miydi bu nasıl vedaydı ya bi veda yada bi kaçıştı onun için kaç yıl olmuştu belki şuan onu tanımayacaktım görünce ama o sarı papatyam demesi ah be beha şuan yanımda olsan diye nelerimi vermezdim bu güçlüklere karşı duramıyordum artık ama defne bana hep bi anne gibi davranırdı beha yı bilmiyordu bilse ne değişecekti gitmişti nede olsa en çok ihtiyacım olduğu zaman daha 17 yaşında bir kızdım annem babam evimde öldürüldü ben mi ne yaptım masanın altında ağlayarak olanları izledim adamlar gidince dışarı çıkamadık bikaç ay konuşmadım sonra dövüşe başladım hiç ağlamıyordum taki amcamın gelip beni yetim yurdundan alıp anne babamın mezarına getirene kadar o anki kalbimin acısı bedenimin gücünün çekilmesini ve yere yığılmamdan sonra ilk kez konuşmuştum ve ağlamıştım 'anneeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee!!! ne işin var ordaaaa üşürsün hem sen karanlıktan korkarsın ne işin var o toprağın altında'işte o olay benim nefret ve öfkem kıvılcımımın alevlenmesine sebep oldu sonra o adamla yüzleşmeye gittim ve olan oldu ben bunları düşünürken kolumu dürten defneyi hiç farketmemiştim ve ağladığımıda