Sorgulayan bakışlarım Poyrazı bulduğunda yüzünde ki gülümseme soldu. Yağızın sinirden çenesi kasıldığında ben hala ne olduğunu idrak edemiyordum.
“Bu da ne şimdi?” dedim. Sesim artık isyankar çıkıyordu. Bıkmıştım bütün bu olaylardan yalanlardan. Gözümü açtığım her lanet günde benden bağımsız bir şeyler oluyordu ve ben her şeyi sonradan öğreniyordum. Bu kez buna izin vermeyecektim!
“Sana bu saçma hareketinin sebebini sordum Poyraz.” Dilime vuran soğukluk beni bile şaşırtmıştı.
“Neden bu kadar sinirlendiğini anlayamadım. Sadece biraz takıldım.” Dediğinde içime sinmeyen bir şey vardı. Ne olduğunu anlayamasam da Yağızın halinden bir sorun olduğu anlaşılıyordu.
Poyrazın sözleri üzerine gülümsemeye çalışan Yağızın hali de bir o kadar yapmacıktı. Yağız yerinden kalkıp Poyrazla tokalaştıktan sonra içeri geçmesini söyledi. Ben şaşkın bir şekilde ikisini izlerken gerçekten iki kötü oyuncu olduklarını fark ettim. Birbirlerini her an boğabilirler!
“Hangi rüzgar attı seni”
“Rüzgar denmez belki de kasırga demeliyiz”
“Babanla annen nasıllar?”
“Selamları var. Selen yok mu?”
“Sanane!”
“Yeter!!” diyerek araya girdiğimde istemsizce ayağa fırlamıştım.
“Derdiniz ne sizin?”
İkisi birden şaşkınlıkla bana baktıklarında gözlerimden ateş çıkıyordu.
“Biri bana hemen burada neler olduğunu anlatsın” dediğimde birbirlerine bakmaya başladılar.
“Anlatmak ister misin?” dedi Yağız yarım ağız gülümseyerek ona bakarken.
“Seninle görüşmemi istemiyor” dedi Poyraz.
Kaşlarım çatılırken bakışlarım Yağızı buldu.
“Doğru mu bu?” dediğimde sıkıntıyla elini saçlarından geçirdi. Belli ki doğruydu. Geçirdiğimiz yıllara rağmen beni hala tanıyamamış olması kırılmama neden olmuştu. O da çok iyi biliyordu ki bana bir şeyi yapmam yasaklanmışsa bunu mutlaka yapardım!
“Sebebini öğrenebilir miyim?” dedim. Sabrımın son damlasındaydım.
“Lanet olsun sana iyi niyetle yaklaşmıyor!” diyerek savunmaya geçtiğinde tepki vermeden önce söylediği şeyi kafamda tartmaya başladım. Tamam belki yanlış bilgi vererek beni yanıltmış olabilirdi ama bunu bilerek yapmamıştı. Sonrasındaysa tek yaptığı benimle ilgilenmek oldu. Bir çıkarı yoktu. Bu durum beni de şaşırtsa bile çıkarsız yardım etmişti bana en zor zamanımda. Şimdi saçma sapan bir kıskançlık yüzünden ona sırtımı dönmeyecektim. Hele ki bunu yapmam için baskı yapılıyorsa!
“Sen iyice paranoyak oldun. O bana yardım etti. Sen yokken o yanımdaydı!” diyerek Poyrazı savunmuyordum aslında. Ben kendi kişiliğimi savunuyordum.
“Seni biraz daha onun yanında bıraksaydım çoktan yatağa atmıştı”
Duyduklarımın şokuyla vücudum sarsılırken bu kez ayağa fırlayan Poyraz oldu. Yağızın yakasına yapıştığında “Herkesi kendin gibi sanma!” diye tısladı Poyraz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şehir Öküzü!
RomanceYerden kalkıp üzerimi silkelerken kulaklarımdan ateş çıkıyordu. “Aptal!” diye bağırdığımda durup bana doğru döndü “Önüne bakmayı öğrenmelisin ” dedikten sonra yürümeye devam etti. Yanımda iki yumruğumu sıktım. Bir de sırıtıyor salak! var gücüm...