Koca bi valizle Karşıyaka sahilde oturdum hayırlısını bekliyorum. Deri sırt çantamdan çıkardığım cüzdanımdaki paraları tam üç kez saydım sanki her saydığım da para artacakmış gibi. Ben bu paranın bana 1 ay yeteceğini düşünmüştüm tabi evdeki hesap çarşıya uymadı. Kalacak yer parası vermeyeceğim için beni idare eder sanmıştım ancak bu şekilde ancak bir hafta dayanabilirim. Ya da güzel bi akşam yemeği yer sonra da Ispartaya otobüs bileti alır İzmir maceram başlamadan biter. Ufuk'un bana doğum günümde hediye ettiği kolumda ki saate göz ucuyla baktım. Saat dokuzu biraz geçiyordu. Kendime karar verebilmek için biraz süre tanıdım. Kafamı iki elimin arasına alıp karar vermeye çalıştım.
Benim için çok önemli olan bu kararı sahil bankında oturarak dakikalar içinde veremeyecektim. Telefonumdan yakın civardaki ucuz otellere baktım ve map üzerinden otelin yolunu tuttum. Haritadan kısacık gözüken yer bana bavulumun ağırlığından o kadar uzun gelmişti ki... Kalacağım yere doğru giderken cafede ve çimlerde oturan yaşıtlarıma içim geçe geçe bakakaldım. Acaba bende bir gün bu şehire alışabilecek miydim ? Arkadaşlarım ile iş çıkışı bi yerlerde takılacak mıydım ? Ya da sevdiğim adam ile birlikte ? Bu soruların cevabını elbet alacaktım ama önce oteli bulmalıydım.
Saat 10 buçuğa gelmek üzereydi ki otelin kapısındaydım. Acele ederek içeri girdim çünkü deli gibi uykum vardı. Hemen odama geçip uyuyacaktım. Güler yüzlü resepsiyon görevlisi beni sıcak bi gülümsemeyle karşıladı.
- İyi akşamlar hanımefendi hoşgeldiniz .
- Merhabalar. Tek kişilik oda kiralamak istiyorum
- Tabii.. Kaç gece kalacaksınız ?
- Kesin değil ama sanırım yarın çıkacağım. Günlük ücretiniz ne kadar ?
- 90 tl efendim.
Vay anasını ya ben napacaktım nasıl geçineceğim. Aklımdan geçen bu düşünceleri çaktırmadan çok param varmış havalarında gıcır gıcır 100 lirayı verdim ve karşılığında sadece 10 tl geri aldım. Artık bu 10 lirayı da sabah kahvaltıda yerdim. Elime 23 numaralı odanın anahtarını veren resepsiyonist göz hareketiyle başka bir otel görevlisini bana yardım etsin diye çağırdı. Valizimi odaya kadar getirdi ve kapıda oyalandı. Sanırım bahşiş falan vereceğimi düşünüyor ama birazdan yanıldığını anlayacak. Çünkü teşekkür edip hemen odaya girdim. Eşek ölüsü gibi yüklü valizimi açıp içinden şortumu çıkarıp banyoya geçtim. Elimi yüzümü yıkayıp makyajımı çıkarıp doğru yatağa atladım. Oda gayet düzenli ve yatak çarşafları oldukça temizdi. Bu bile bana huzur vermeye yetti. Yarın bana çok uzun olacaktı o yüzden bu gece uyumalıydım.
Saat kaçtı bilmiyorum ama kapımı birisi yumrukluyordu ve derinden uğultular geliyordu. Ne olduğunu anlamaya çalışırken güvenlik alarmı devreye girdi. Hemen kapıya doğru koştum ve kendimi koridora attım. Otel görevlisi diğer müşterileri dışarı çıkarmaya çalışıyordu.
- Hanımefendi doğal gaz kaçağı var ve tahliye yapmak durumundayız lütfen aşağıya inin.
Nasıl ya ?? ulan madem gecenin bu saatinde dışarda bekleyeceğim neden otele para verdim. Şansın böylesini ....İçinde bulunduğumuz durum zerre umrumda değildi. Tek derdim uyumak için para verdim ve uyuyamıyorum. Diğer müşteriler hep aşağıda birbirlerini gaza getiriyorlardı . Bir kaç blok yandaki lüks otelde kalan müşteriler bizi seyrediyordu. Muhtemelen lüks içkilerini yudumlarken ''sizi ezikler''diye gülüyorlardır.
Doğal gaz firmasından gelen personeller yaklaşık yarım saat çalışmanın sonunda ne yazık ki sorunu halledemediler. E tabi bizde müşteri olarak bastık yaygarayı. Herkes ayrı bi ağızdan ''rezalet,böyle şey mi olur, sizi rezil edeceğiz, sosyal medyaya yazacağız''
Otel yönetimi kısa süre sonra açıklama yaptı ve bizi iki blok yandaki lüks otele aldırdı. Yukarıdan alacağınız eşya varsa personeller yardımcı olacaktır dedi.
- Benim yukarıda önemli hiç bir şeyim yok yarın alırım bana yatak verin uyuyayım
İstemsizce çıkıverdi ağzımdan. Diğer otel çalışanları bizi odalara yerleştirmeye başladı. Otel o kadar güzeldi ki hayran hayran baktım. Ben etrafa bakarken millet de benim uzun bacaklarıma dağınık saçıma bakıyordu. 4. kattaki 44 numaralı odayı bana ayırdılar. Asansöre binince aynaya baktım ve gerçekten neredeyse yarı çıplağım. Ama napabilirdim otel görevlisi acele ettirince üstümü değiştirmek aklıma bile gelmedi. Kapı numaralarından odayı bulup dijital ekrana kartı okuttum.
44 numaralı oda o kadar lüks döşenmişti ki neredeyse doğal gaz arızası iyi ki çıkmış diyecektim. Kendimi yumuşacık yatağa atıp direk uykuya daldım. Ertesi gün ise adamın nefesini ensemde hissederek uyandım. Yatağımda tanımadığım bir adam vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elisa'nın Dünyası
Roman pour AdolescentsElisa üniversiteye adım attığı anda uzun bir aşk macerası başlar. Ancak ne kadar çabalasa da yılları çöpe gitmiştir. Boşa geçen yılların intikamını hayattan almak için kendi başına bilmediği bir şehirde yaşamaya karar verir . Elinde sadece ıslak imz...