"Aşık olmak anlaşılır bir durum değildir. Kimse kendi kendine durup da ben aşık oldum demez. Kimse aşık olduğunu fark edemez. Aşk gizli bir duygudur, insanı birden bire ele geçirir; saati, tarihi, mekânı umursamadan. Aşk birdenbire gelir, parmak uçlarından, saç tellerine kadar bütün bedenine yerleşir. Bakışların değişir, sesin değişir, dokunuşların değişir. Hayatın değişir. Aşık insanın su içi bile diğerlerinden farklıdır. Bardağı daha sıkı tutar artık, hayata bağlanması için, hayata sıkı sıkı tutunması için farklı bir sebebi vardır. Çünkü artık kalbi doludur, su bardağının ellerinin arasından kayıp yere düşmesine, kırılıp paramparça olmasına izin veremez. Artık yemeğini yarıda bırakamaz, evden ayakkabılarının bağcıklarını bağlamadan çıkamaz. Artık her şey tam yapmak zorunda hisseder kendini. Bunları hisseder, çünkü onu motive eden bir duygu vardır. Onu sıcak tutan, üşümesine izin vermeyen bir duygu. Aşık olduğu insan onu, elini dahi tutmadan ısıtıyordur. İçini ısıtıyordur... Buna rağmen aşık olduğunu anlamaz. Bir insanın aşık olduğunu anlaması için tek yol, birinin onu kolundan tutup 'Sen aşık olmuşsun.' demesidir. Ancak o an anlar. Durur böyle, birkaç saniye boş boş bakar. Ben harbiden aşık olmuşum, der... Aşık olmak anlaşılmaz, aşık olmak fark edilir."
Karantina s.139, Beyza Alkoç
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kitap Replikleri & Alıntıları
Random"İşte mutlaka bildiğin bir özdeyiş: Gözler ruhun aynasıdır. Diğerlerinin çoğu şeyini görebiliyorum. Ama kimse benim içimi göremiyor. İlkel bir seviyede bu beni ruhum yokmuş gibi gösteriyor. Belki de ruhum yoktur. Eğer bir şekilde daha az insan isem...