4.Bölüm

81 47 9
                                    

Ah tatlım tatlım bak ne yazdım... iyi okumalar canlarim!! sizleri seviyorum ❤

****
1 ay sonra...

Bugün okula başladığımın 1. Ayı dolmuştu. Şu zamana kadar kendimi baya iyi geliştirmiştim. Kaan'la hiç konuşmadık sadece okulda görüyordum onu ama bana surekli baktığını fark ediyordum. Koskoca 1 ay geçmişti çok arkadaşım olmuştu burada. Burak adında sarışın renkli gözlü bir çocuğun beni sevdiğini öğrendim. Resmen bana takıntılık yapmıştı sürekli peşimdeydi. Uzak durmaya çalıştığım halde peşimi bir türlü bırakmıyordu. Kaan bunu fark etmis olacak ki sinirle bize baktığını görüyordum sürekli. Aldığım bilgiye göre başka bir şehirde köy de çocuklara özel dans gösterisi yapacakmisiz. Son bir haftadır sıkı bir çalışma yapıyorduk. Çok az bir zamanımiz vardı sadece bir haftamiz kalmıştı. Benim eşim Can'di dışarda bir tek Burak kalıyordu. Burag'i secmemesinin sebebi eminim bizi bir araya getirmemek içindi. Eğer Can katılmazsa benim eşim Kaan olacaktı keşke Can'ı devre dışı bırakabilsek. Yine aklıma hayin fikirlerim geliyor hadi bakalım. Telefonu elime aldığım gibi son aramalardan ilk karşıma çıkan Cansel'i aradım. "Efendim tatlım" Ne yapıyorsun kuzum" "Hiç Mert ile kafedeyiz sen ne yapıyorsun?" Cansel ile Mert sevgili olmuşlardı üç haftalık taze sevgililer."Uzaniyorum evde, bugün sadece dinlenme günümüz çok yorgunum neyse dur! Mert de yanindayken sizden bi fikir almak istiyorum bana yardımcı olun." "Tabiki dinliyoruz seni anlat." "Bakın biliyorsunuz bizim dans gosterimiz var başka bir şehirde çocuklar için iste benim eşim Can diye biri bunu da biliyorsunuz. Şimdi bu Can gelemezse benim eşim mecburen Kaan olacak çünkü Burag'i bırakmaz benden uzak tutmaya çalışıyor. Ben bu Can'ı nasıl devre dışı bırakabilirim yardımcı olun bana." "Buldum" Cansel yine kesin hayin fikirlerinden birini bulmuştur. Zaten özellikle onu aramak istedim. "Ne buldun? çabuk söyle." "Şimdi biraz mantıklı düşünun Kaan Burag'i neden götürmüyor sana yakın olmasın diye. Şimdi Can da gelemezse Kaan seninle eş olacak-" "Kızım ben ne diyorum ne icin aradim sizi bu mu yani buldugun şey." "Ya Gül bi bekle daha konuşmam bitmedi. Şimdi eger Can sakatlanirsa veya da hasta olursa oynayamaz bundan dolayı mecburen de Kaan seninle es olacak." "Ama nasıl kuzum nasıl olacak." "Sanırım onu da ben buldum." Ee nede olsa sevgililer Mert'in aklında ki planı cidden merak ediyorum. "Oyun sırasında fark etmeden ona cermet at yere düşsün sen de üstüne düş yerden kalkamasin belki kolunun üstüne düşerse kolunu sakatlar." Güzel fikir Mert ama günah ya çocuğa zarar vereceğiz çocuğa." "Bak güzelim bende Mert'e katılıyorum hem sen değil miydin Kaan ile eş olmak al iste çok güzel fikir." "Iyi tamam deneyeceğim inşallah kendimi sakatlamam eğer kendimi sakatlarsam bu fikri düşündüğünüz beyninizi patlatirim sonra onaylayan o ağzınızı." Saka yaptığımı bildikleri için alınmadılar nede olsa 4 senelik arkadaşlarım. Hepimiz gülmeye başladık birden aklima Okan ve Büşra gelince onları sordum. "Ya bu arada Okan ve Büşra nerede?" "Okan babasının yanında şirkette ise başladı malum üniversiteyi de kazanamayinca babası yanına aldı. Büşra da bugün yeni tanıştığı bir çocukla buluşmaya gitti." Hadi be bir hafta da neler olmuş Büşra birini bulmuş. "Oha kim bu? Bir hafta yoktum neler olmuş hiç de anlatmiyorsunuz." "Ee bize döndüğün mu var sıkı bir şekilde çalışıyorsunuz. Neyse kızım ya sonra konuşuruz suan sevgilimle senin yüzünden vakit geciremiyorum." Ah tabi ben yine başladım konuşmaya. "Iyi tamam ya kapatıyorum ikinizide kocaman öpüyorum sizleri seviyorum." "Bizde seni seviyoruz tatlım bizde seni kocaman öpüyoruz görüşürüz." "Gorusu-" daha lafim bitmeden telefonu yüzüme kapattı ya. Görürsün sen ama şimdi değil sonra şimdi kolumu kaldırmaya halim yok.

****
Uyumusum gözlerimi açtığım gibi resmen karnımda midemin bağırma sesini duyabiliyordum. Çok acikmistim zaten aç olduğum için uyandim. Artık ne kadar yorgun düşmüşsem gözlerimi zor açıyordum. Kaç saattir uyumustum fikrim bile yoktu. Kalktım kendime gelmeye çalıştım. Değişik değişik esneme hareketleri yaptım. Biraz kendime gelince kalktım elimi yüzümü yikadim. Saate baktığımda saat 5'e geliyordu oha ya yaklaşık 8 saattir aralıksız uyumustum. Aslında sasirmamam gerekiyordu kendime çünkü bu bendim.

Aşağıya indiğimde tontos Fatoş Teyze akşam yemeği hazırlıyordu. Fatoş Teyze bizim evin bir tür yardımcısı akşam yemeğini yapardı temizliği yapardı sonra da evine giderdi iki tane torunu vardı. Onlara bakardı bundan dolayı geç gelir yemeği yapar ve işini bitirir erken eve dönerdi torunları okuldan dönmeden. Hafta sonu da bize getirirdi bahçede beraber oynardık. Çok tatlı ikiz kız torunları 10 yasindalardi. Yaklaşık 4 senedir Fatoş Teyze bakardı onlara. Çünkü annesi ile babası trafik kazasında hayatlarını kaybetmişlerdi. Ve de bir tane abileri de bu trafik kazasında hayatını kaybetmişti. Eğer o arabada ikizlerde olsaydı belki onlarada birşey olabilirdi. "Benim güzel kızım uyanmış mi bakalım?" Hep bana güzel kızın derdi. Tebessüm ettim ona. "Evet Fatos Teyze çok acıktım yemek yiyip tekrar uyumayı düşünüyorum." "Ne istiyorsun ne hazırlayım sana. Tost ister misin?" "Olur." "Tamam kuzum benim sen geç içeri ben hazirlayip getireceğim." Gülümseyerek içeri geçtim çok geçmeden tostum da gelmişti. Tostumu yemeye başladım. Titriyrorum aa niye. Ah telefonum çalıyordu. Titresimdeydi arka cebime koymuştum. Ekrana baktığımda 'Nur' yazıyordu.
"Efendim canım"
"Gül acilen gelmen lazım."
"Ne oldu Nur nereye gelmem lazım?"
Sesi çok telaşlı geliyordu.
"Burak içmiş kaza yapmış. Senin ismini sayıkliyor gelmen lazım."
Olmaz ya.
"Tamam geliyorum bana hastanenin adını mesaj at."
Telefonu o an nasıl kapattığımi bilmiyorum. Tostum yarıda kalmıştı. O telaşla odama nasıl çıkıp üstümü değiştirip evden nasıl çıktığımı bilmiyorum. Fatoş Teyze telaşla nereye gittiğimi sordu. Bende o an hızlica anlatıp evden çıktım.

Burak beni rahatsiz etse bile ne olursa olsun arkadaşım onu orada bırakamam o kadar vicdansız değilim. Hastanenin önüne geldiğimde içeri koştum karşımda Nur'u gördüm sanırım o da beni bekliyoruz. "Nur, Burak nerede, durumu nasıl?" "Ameliyata aldılar." "Ne oldu anlat nasıl oldu?" "Burak ile Kaan Hoca tartışmış." "Nasil ya niye?" "Kaan Hoca, Burag'ı dans gösterisine almadı için Burak Kaan Hocayla konuşmaya gitti. Sonra bir sinirle çıktı gitti ne olduğunu bilmiyorum. Ne konuştularını bile bilmiyorum." Neler oluyor ya. Burag'ı bu kadar kızdıran içip kaza yaptıran konuşma ne? "Peki tamam gidelim yanına." Ameliyat kapısının önüne gittiğimizde aglamaktan gözleri kızarmış, şişmiş bir kadınla karşılaştım. Sanırım annesiydi. Onu teselli etmekle uğraşıp da ayakta zor durmaya çalışan bir de adam. Sanırım o da babasıydı. Yanlarına gittim. "Geçmiş olsun! Bir haber var mi?" "Hayır kızım yarım saatten beri ameliyatta daha çıkmadı. Gül sen misin?" "Evet beyefendi benim." "Kızım ne olursun oğlum kendine gelene kadar gitme buraya geldiğinden beri seni sayıkliyor." "Siz beni gonderseniz bile gitmem. Buradayım merak etmeyin." Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Eğer ona birşey olursa kendimi hiç affetmeyeceğim. Benim de suçum var. Ona cok uzak durdum. Allah'ım lütfen ona birşey olmasın.

Umarim beğenirsiniz canlarım. Oylamayı da unutmayın sizleri seviyorum!..

Dikenli Gül Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin