kurtuluş

8.Polis ofisinden tehlikeye

Gerçekten sıkılmaya başlamıştık 2 haftadır burdayız günümün neredeyse tamamını radyo frekankans aramakla ve Uyumakla geçiyordu birkaç sese ulaşmıştım fakat net değillerdi hastanenn receptionunda Oturmuştum bugün nasıl olsa hastane bizimdi istediğimiz yere giderdik zorda olsa marketten bir buzdolabı almıştık soğuk kolalarımızı içiyorduk tam o sırada(belkide hayatımın en mutlu anıydı)radyodan birkaç sesgelmeye başladı canlı yayın yapıyorlardı ülkenin güneyinde los angeleste bir koloni kurulmuştu yerini söylüyordu sürekli aynı sesler arada bir başkası geçiyor o konuşuyordu ses kaydı değildi sırayla konuşuyorlardı akşama kadar onları dinledik oraya gitmeyi kafaya koymuş görünüyorduk ama silaha ihtiyacımız vardı ve silah bulabileceğimiz tek yer polis ofisiydi.Polis ofisinde bulabilirdik ama aramızda en az 5 bina fark vardı çatılardan geçmemiz imkansız kadar zordu bizde arka bahçeden gidebileceğimizi düşündük otoparkta birkaç araç vardı biraz plan yaptık ama hepsi çok riskliydi çok ilginç birşey gelmişti klıma hemde tuvalette kanalizasyonu kullanarak giderbiilirdik orada yaratıkların olmadığına eminim gittim ve bu fikri sam ve sofia ile paylaştım onayladılar bu sefer sofiada gelcekti çünkü geri dönmeyecektik olası yolların ufak bii krokisini çizdik sam ile ikimiz yolu kolaçan emek için bi gözgezdirdik fakat polis ofisine çıkan bir yol yoktu sadece altından geçiyordu madem kimse kullanmıyor bizde hücrelerin altını patlatabilirdik sam ve ben asker olduğumuz için bomba yapmayı biliyorduk birkaç oksijen tüpü ve kumandayla uzaktan patlatılabilen bir bomba yaptık bu bir günümüzü almıştı dikkatli adımlarla polis ofisinin altına geldik bir sedye ve birkaç demir yardımıyla tüpü tavana sabitledik köşeyi döndük işallah umduğumuz sonucu yakalayabilirdik kumanda elimdeydi elim titriyordu ve bombayı etkinleştirdim patlamadı gerçekten patlamamıştı gidip bombayı aşşağı indirdik her ihtimale karşı pimleri söktük patlayabilrdi yani her an.

biraz zor olsada sorunu bulduk birkaç bağlantı hatası yapmışız şuanda bombanın patlamamasına imkan yoktu pimleri taktık ve bombayı tavana sabitledik hücrelere çıkmayı bekliyorduk öylede oldu bombayı patlattım hücrelerin altındaydık fakat mahkumlarun kaçmaması için altına bir insanın geçemeyeceği kadar ince aralıklı demirler döşenmişti bunları kırmamız gerekiyordu çok düşünmeye gerek yoktu bir hastanedeydik ameliyathaneden kemik testeresini kapıtğım gibi geldim ama eksik olan şey elektrikti buraya kadar kablo çekmek çok zordu markete gittik şansımıza yaklaşık 15 paket kablo vardı hepsini aldık standart olarak 10 metreydiler hepsini uc uca ekleyip otoparktan elektrik aldık ama gerçekten salaklık yapmıştık çünkü patlattığıımız yerin oradan bir elektrik hattı geçiyordu onu görmemiştik neyse okadar önemli değildi elektrik işini halletmiştik ama gece olmuştu sam biraz uyumayı teklif etti  hastaneyi kolaçan edip odalarımıza yattık hastane büyük olunca herkesin ayrı odası oluyor biz iki yatağı birleştirip yatıyorduk sofia ile sabah uyandık kahvaltımızı ettik ve işe koyulduk yanımıza silahta almıştık yaratıklar her an çıkabilrdi yukardan demirleri kesmemiz 3 saat sürdü ama sonunda başardık yavaş adımlarla içeri girdik biz burayı kolaçan ederken sofia marketten ve hastaneden yiyecekleri topluyordu malum yolumuz uzundu polis ofiside boş sanıyorduk ama öyle değildi merdivenlerden çıktık kafamı kapıdan yavaşça uzattım içerde 9 tane yaratık vardı ve cam açıktı bu yüzden yukarı çıkmayacaktık merdivenlerden aşşağı indik silah depouna girdik orada birkaç valiz tipi silah çantası vardı birini alıp silahla doldurduk yanceplerine el bombaları koyduk çok güçlenmiştik samin ççelik yeleği vardı ben kendim ve sofia için birde fazladan çelik yelek aldım ellerimiz doluydu otoparka gittik otopark temize benziyordu sam ışıkları açmak için arkaya gitti ben gözüme zırhlı bir arç kestirdim hani şöyle mahkum taşınan araçlardan kapısını anahtarlarını yukardan almaya gittim giderken sam geliyordu oda benimle geldi bir odaya girdik sanırım anahtarlar burda olmaalıydıki tam karşımızda bir tabloda asılıydı ama birçok anahtar vardı ben plakaya bakmak için otoparka döndüm arabaya yaklaştım tam plakayı ezberlemek için baktım arkamdan bişey bana saldırdı yaratıklardan biriydi beni ısırmaya çalışıyordu yerde onunla bi süre boğuştuk sam geldi 'hareket etme onu vuracağım' dedi bekle diye bağırdım uygun bir pozisyonda yaratığı duvara doğru fırlattım sam ateş açtı yaratığı öldürmüştü ama sorun devam ediyordu üst kattaki yaratıklar sesimizi duymuştu hırlama ve aya seslerini duymaya başladık buraya geliyorlardı camın açık olduğunu biliyorduk ya dışardakilerde gelirse diye korkmaya başladım Sam çantadan bir el bombası aldı biraz bekledi tam yaratıklar kapıdan girerken bombayı fırlattı çoğu ölmüştü ateş açtık ama birtanesini vuramadık samin üzerine atladı silah deposundan büyük bir bıçak almıştım çıkardığım gibi yartığın boynuna sapladım neredeyse kafası kopuyordu amma bişey olmadı üstümüz kan olmuştu baştan aşşağı kırmızıydık hastaneye gittik odalardan birinde duş aldım o sıradad samde yıkarnıyordu çok ilginçti sam şarkı söylüyordu o fazla konuşmayan ciddi adam çok şaşırdım bir süre sonra sustu 'devam etsene' diye bağırıdm  'sen devam et' diye cevap verdi birdaha onu şarkı söylerken göremezdim sanırım güzel bir duş aldıktan sonra uyuduk sabah kalkınca polis ofisine gittik yiyeceklerimiz çantada bekliyordu ses çıkarmadan otoparka indik sam anahtarı alıp geldi arkaya bütün eşyalarımız koyduk sam direksiyona geçti otoparktan hızlıca otoyola çıkmamız gerekiordu aracımız zırhlıydı içeri giremezlerdi arka taraf ile ön taraf arasında küçük bir cam vardı zorla geçebiliyorduk arkadan bir mp3 aldım(mp3 silahın ismi müzik çalar değil) spfiaya küöük bir silah  verdim ön camı kırdık önümüzdeki yaratıklara ateş edip yolu açmamız geriyordu otoparkın kapısı otomatikti düğmeye bastım ve hızlıca arabaya bindim kapı açılınca araba hareket etti ve büyük bir aksiyonun içine doğru ilerliyorduk cadde yaratık doluydu,normal olarak bizi görünce üstümmüze koşmaya başladılar