Muzlu Hamburger

67 2 0
                                    

"Günaydın sevgilim. "

Sabah bu sesle uyanmıştım.Önce sesin Matthew'a ait olduğunu anlayamamıştım hatta "sevgilim"i duyunca biraz ürktüm, hayatımda ilk kez biri bana bunu söylüyordu.

"Günaydın."

"Yeni uyanmış gibisin. "

"Aslında evet, dün çok yorulmuşum normalde bu kadar uyumam. "

"Dominic'le Chris bizim birlikte olmamızı kutlamak istiyorlarmış,öğlen bir şeyler yemeye gideceğiz. "

Gerçekten uyanamamıştım.Dün olan şeyleri yeni yeni hatırlıyordum.

şakayla karışık bir sesle,

"Ben dünü rüya zannediyordum. " dedim.

"Ben de sabah ilk kalktığımda öyle zannettim ama hepsi gerçekti ve dün beni 2 kere öptün. "

biraz duraksayıp matthew'un yumuşak dudaklarını hatırladım. Yine matt'in sesi beni uyandırdı.

"Öğlen geliyorsun değil mi? "

"Evet,tabiki. "

"Biz seni geçerken alırız,"

"Tamam canım, güle güle. "

Dom'un 2 ay önce aldığı üstü açık araba beklediğim kapının önünde durdu.Üçü de güneş gözlüğü takmış ve saçlarını taramışlardı.Arabada olmak bunları gerektiriyordu demekki.

Dom arabayı kullanıyordu,Chris onun yanındaydı. Matthew ise arkada oturuyordu.

Matthew dışarı çıkıp bana kapıyı açtı. Teşekkür edip içeri girdim.

"Selam herkese. "

"Selam!"

Matt kapıdan içeri kapıdan değil atlayarak girmişti.

Dom,

"Koltuklara o pis ayakkabılarınla basma!"diye Matthew'a bağırdı. Matt ise bana dönüp,

"Koltuklara basabilirsin sevgilim. "dedi.Chris'in yaptığı tek şey ise gülmekti.

Matthew'la Dominic hala atışmaya devam ediyorlardı ve çok kısa bir süre sonra hamburger yiyeceğimiz küçük ve şirin yere gelmiştik.

Kısa kızıl saçlı bir garson siparişlerimizi almaya gelmişti  ve her masaya eğildiğinde Dom da onunla birlikte eğiliyordu. Chris yine durumu fark edip gülmeye başlamıştı.

Sonunda kız bide dönüp siparişlerimizi almaya başladı.

Dom "Cheseeburger. "dediğinde  Matthew'la Chris birlikte "Gay Cheese. "demişlerdi. Gerçekten ne hakkında bahsettiklerini anlamıyordum ve bunlar da akıl yürüterek bulunacak şeyler değillerdi.

Chris çift burger, bense klasik menüden almıştım. Sıra Matt'e gelince bu sefer Dom'la Chris "Muzlu. "demişlerdi Matthew'a.

"Hayır bu sefer olmaz,"

Matt'e dönüp,

"Muzlu hamburger mi yedin?" dedim gülerek.

"Aslında hamburger yiyordum sonra muzu görünce dayanamadım ikisini birden yedim."sonra garsona dönüp "Ben de klasik alayım." dedi.

1-2 dakika sonra Dominic Chris'e,

"Haydi bana yardım et, şu garson kızın telefon numarasını alacağım." dedi, Chris çaresizce bu teklifi kabul edip Dom'un peşinden gitti. Sonunda Matthew'la yalnız kalmıştık ve dün olanlardan sonra ilk kez doğru düzgün konuşacaktık.

"Dün gece nerede kaldın?"dedim.

"Chris'e gittim.Annesi doktor ya kaşıma ufak bir dikiş attı sadece."

gözündeki morluk zaten görünüyordu ama saçlarını biraz kaldırınca dikişi daha net görmüştüm. İçim geçmişti,elimi farkında olmadan morluğun üstünde dolaştırmaya başladım.

"Çok acıyor mu?"dedim.

"Gözümü kırparken bile canım yanıyor."

Bunun üzerine onu gördüğüm ilk günden beri dikkatimi çeken belirgin elmacık kemiğini canını acıtmamaya çalışarak yavaşça öptüm,çok sıcaktı ve yüzü de kızarmıştı.

"3 oldu."dedi gülümseyerek.

"Ne 3 oldu?"

"Yani beni 3.kez öptün. "

"Hepsini sayacak mısın?"dedim gülerek.

"Evet, ama sonsuza kadar gitmesini istiyorum o yüzden saymak pek mantıklı değil galiba. "

ellerimi omuzlarına koyarak,

"Zaten, bazen sayacak zamanın olmayabilir."dedim.

Bir süre durdu sonra gözlerime bakarak,

"O zaman, tüm kontrolü sana bırakıp istediğin her şeyi yaparım. "dedi.

Bu arada Dom,garson kızla takılmaya başlamış yemek boyunca bize eşlik ettirmişti ve kızın Dom'un önceki sevgililerinden hiçbir farkı olmaması işin en tuhaf olanıydı. Matthew'la Chris bu duruma çok alışkın oldukları için hiç takmıyorlar,onlarla ben konuşmak zorunda kalıyordum.Neyseki telefonum çalmıştı.Matt'in kim arıyor diye ekrana bakmaması beni çok mutlu etmişti. Zaten arayan tuhaf bir şekilde ağabeyimdi.

"Neredesin,nasılsın, ne yapıyorsun? "diyerek telefonu açtı emo ağabeyim.Gerçekten emo.

"İyiyim abicim sen nasılsın? Bir de kendimi bu kadar özletecek ne yaptım? "

"Bir şey yapmadın sadece haftaya oraya geliyorum süresiz olarak ve sen de yurtta kalmaktan kurtuluyorsun. "

inanamamıştım,

"Gerçekten mi?"dedim heyecanla.

"Salak mısın,şaka yapsam yurtdışını arar mıyım boşuna. Neyse, haftaya pazar geliyorum, Bye! "

"Seni seviyorum. "dedim ve telefonu kapattım.

Son cümleden sonra Matthew'un dikkatini çekmiştim.Merakını giderecektim,

"Abim buraya taşınıyormuş ve artık yurtta değil onunla kalacağım. "dedim sevinçle.

"O zaman bir yere gitmek için saat sorunumuz olmayacak. "

"Evet,beni de en çok mutlu eden şey de bu zaten ve abim şaşırtıcı derecede kıskanç değildir."

"Kaç yaşında? "

"Bizden 2 yaş büyük yani 18 ve elektro gitar çalıyor,ama senden daha iyi değil merak etme. "

Ona heyecanla abimi anlattım.Çok geçmeden kalktık.Matt bana biraz sahilde yürümeyi teklif etti ama kabul etmedim.

"Senin biraz dinlenmen lazım yaraların hala tam olarak kapanmadı."

gülümseyip yanağımı öptü. O öperken kulağına"4"diye fısıldadım.Bana bakıp gülümsedi sonra

"Yarın okulda görüşürüz. "diyerek ayrıldık.

İlham PerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin