- Do Kyungsoo -
İlk ders bitene kadar uyudum. Tam olarak dalmışken bir anda zil çaldı ve kafamı kaldırıp etrafa bakındım, bir kaç tane kız yemek yemek için beni çağırıyordu, bu iyiydi çünkü iyi çocuk taklidi yapmaktan sıkılmıştım, hem biraz eğlenmemden kime zarar gelebilir ki? Onaylarcasına seksi bir gülüş attım ve yanlarına gittim tek kolumu adı 'Kim' olan kızın omzuna attım. Bana gülümseyip " Kyungsoo geri döndü demek" dedi. Ah evet geri dönüştüm... Ona dönüp "belki tam olarak geri dönmemiş olabilirim (piç smile)" dedim. Kolumu çekip "Do git kendine becerecek başka kızlar bul, o geceden sonra 5 gün oturamadım" dedi. Ona gülüp "buna değdi" dedim. Kızarmıştı. Onunla yatmak hoşuma gitmişti bunu tekrar yapmak istiyordum... Yemekhaneye indiğimizde Adelina'yı gördüm. Tek başınaydı. Gerçekten anlattığı gibi arkadaşı yoktu. Yanımdakilere "bensiz yiyin" dedim ve Kim'e güldüm. Adelina'nın yanına doğru gidiyordum ki yanına bir çocuk geldi ve gülerek oturdu. Adelina şaşkın şaşkın ona bakıyordu. Ah cidden arkadaşı olmadığına inanmış mıydım? Aptal gibi hissediyorum. Sinirle koridora döndüm...-Adelina Rose -
Tek başıma yemekhanede otururken bir anda karşıma biri oturdu. Kafamı kaldırıp baktığımda elini uzatıp "Do'nun meşhur arkadaşı sensin demek" dedi. Ona şaşırmış ve anlamamış bir şekilde bakıyordum. Eli havada kalınca geri çekti ve "görüşürüz güzellik" dedi. Neydi bu? Ne yani havalı biriyle takılıyorum diye beni tanımak zorunda değillerdi değil mi?...
Yemeğimi yedikten sonra kalktım ve sınıfa doğru gittim. Merdivenleri çıkarken biri beni koridora doğru çekti. Bir anda sırtım duvara çarptı tam 'ne yapıyorsun' diye bağıracakken karşımda bana sinirle bakan Do'yu gördüm. Sakin bir şekilde "Do? Bir sorun mu var ?" dedim. Suratıma doğru eğilerek bana yaklaştı ve "bir daha ki sefere takıldığın kişilere dikkat etsen iyi olur" dedi. Yemekhane de yanıma gelen çocuğu görmüş olmalıydı. Ona alaycı bir tavırla bakarak " benim kimseyle takıldığım falan yok, onlar senin arkadaşların benim değil" dedim, Do ise beni dinlemiyor gittikçe yaklaşıyordu. Nefesim kesilmiş onu izliyordum. Dudaklarımız o kadar yakındı ki... Değmesine ramak kala "o zaman benim arkadaşlarımdan uzak dur" dedi ve bir süre öyle kaldıktan sonra çekildi. Bense gözlerimi ondan ayırmıyordum. İlk tanıdığım Kyungsoo bir anda ruhsuz olmuştu.Hoşuma gitmişti ama rahatsız da olmuştum.Elini çeneme, başparmağını da dudağıma koymuştu. Onu itmem gerektiğini biliyordum ama yapmak istemiyordum. Gözlerimin içine bakarak " bir daha ki sefere daha yakın olabilirim" dedi ve sınıfa doğru yürümeye başladı. Dona kalmıştım. Beynim uyuşmuştu. "yok mu yazılmak istiyorsun?" dediğinde kendime geldim ve arkasından gittim. Sınıfa girdiğimde öğretmen hala gelmemişti. Yanında oturduğum için biraz tedirgindim. Birilerini öldürmüş gibi bir havası vardı...
- Do Kyungsoo -
Ders başladığından beri sıranın ucunda oturuyor ve dışarıyı izliyordu. Utandığını o kadar çok belli ediyordu ki. Daha fazla utanması için elimi bacağına koydum. Aniden kafasını çevirip bana baktı. Tanrım yüzü çok komik. Elimi çekmek için bacağını oynattı ama ben çekmiyordum. Derste olduğumuz için bir şeyde diyemezdi. Bunu fırsat bilerek elimi bacak arasına doğru yavaşça götürmeye başladım. Utançtan çok gittikçe sinirleniyor. Bu hoşuma gidiyor çünkü ne kadar sinirlenirse o kadar komik oluyor. Elimi bacağından çekip beline attım ve onu bir anda kendime çektim. Elimi tutup çekmeye çalıştı. Kulağına eğilip " burada durmasına izin ver, yoksa yaramazlık yapmaya başlarım" dedim. Gözlerini büyütüp bana baktı ve fısıldayarak " seni öldüreceğim" dedi...
Zil çaldığında hemen ayaklandı ve sınıftan çıktı. Gidebilirdi ama benden kaçamaz.
Okulun bahçesine çıktığımda Adelina'nın bir kaç kızla kavga ettiğini gördüm. Adil olmayan bir şekilde ona sataşıyorlar. Yanına gidecektim ki kızlardan biri " eğer Do'dan uzak durmazsan o güzel suratına veda et seni velet" diye bağırdı, onun bağırmasıyla " üzgünüm, senin suratın o kadar güzel değil" demesiyle kızın suratına bir tane geçirdi. Yanındakiler oradan tüyerken kız yerde suratını tutup kıvranıyordu. Adelina kıza yaklaşıp " beni sakın kendin gibi sanma, Do ile de bir alakam yok" dedi. Arkasını döndüğünde göz göze geldik onu alkışlamak istiyordum cidden. Beni görünce tekrar kıza eğilip " bana bir daha karışırsan seni hastanelik ederim" dedi. Komik bir Adelina'dan asi bir Adelina çıktı bir anda. Bu yönü daha hoşuma gitti...
Yanıma gelip " sürtüklerini üstüme salmayı kes" dedi. " (piç smile) o sürtüğümü tanımıyorum " dedim. Bir süre suratıma baktı. Gözleri aniden dudaklarıma kaydı, 'öpmek mi istiyorsun' diyecekken lafımı bölüp "beni sakın onlarla bir tutma yoksa seninde suratını dağıtırım" dedi...
Gidecekken onu tuttum ve "hemen eve mi gideceksin?" dedim, "bu seni ilgilendirmiyor" diye cevap verince "konsol için yeni oyunlarım var" dediğimde suratına gülümse yayıldı ve " bu sefer benden kurtulamazsın " dedi...
Onu evime getirmiştim çünkü evde kimse yoktu ve oyun oynamak için evimden daha iyi bir yer bilmiyorum. Eve girdiğimizde çantasını bir kenara bırakıp " pekala," deyip televizyonun karşısına geçti ve oyunları kurcalamaya başladı. "bu sefer sen seç" dediğinde en iyi olduğum oyunu alıp "street fighters da üstüme yoktur" dedim, umursamaz tavırlarla "kendinden o kadar emin olma koca oğlan" dedi.
Oyunu cidden o kazanmıştı. Bunu hiç beklemediğim bir şekilde yapmıştım. sessiz bir şekilde " ah, cidden bir kıza yenildiğime inanamıyorum" dedim. Ellerini geriye yaslayıp "benimle iddialaşma ekselansları " dedi. Ona anlamsızca bakıp " lakap takmayı seviyorsun ha? kedicik!(piç smile)" dedim. Bana bakıp " hahah! Çok komik" dedi ve ayağa kalkıp kitaplığımın oraya doğru gitti. Ellerini kitapların üstünde gezdirip "bunların hepsini okudun mu?" diye sordu. Onaylarcasına "hemde hepsini" dedim ve kafamı salladım. Tekrar kitaplara dönüp " en sevdiğin hangisi" diye sorduğunda, arkasına geçip elimi üst rafa uzattım, o sırada da bana döndüğünde dip dibeydik. Elimi raftan aşağı doğru indirip kitaplığa dayadım. Gözleri cidden mavi-mi yeşil-mi belli olmuyordu, ama çok güzeldi.
İki elimi de kitaplığa dayayıp dudaklarına eğildim. Tek elimle elini kaldırıp kitaplığa dayadım ve aniden dudaklarını öpmeye başladım. Gözlerini kocaman açmıştı, hadi ama !? İlk öptüğü kişi ben olamam. Karşılık vermesi için dahada bastırdım. Ve sonunda oda beni öpüyordu. Hem yumuşak hem sert öpüyordu ve bu beni gittikçe isteklendiriyordu. Elimi t-shirtünün altından beline koydum ve kendime çektim. Diğer elimi de kalçasına doğru götürdüm. Kalçasını sıkıyordum ve arada minik inlemeler çıkarıyordu. İki elimide kalçasına götürdüğümde kollarını boynuma doladı. Artık oda istekli bir şekilde öpüyordu. Ellerimi kalçasından biraz aşağı indirip onu kucağıma aldım ve bacaklarını belime doladım. Nefes almadan öpüşüyorduk... O sırada da odama doğru girdim... Onu duvara yaslayıp kendimi ona bastırıyordum....
( Hİİİİİİİ GENÇLER dslşgsjdşlgjsd naber lsdjglşdsjgs neyseee bu bölüm 1000 kelimelik bir bölüm oldu umarım seversiniz diğer bölüm *****smut****** olacak bu bölümde iki bölümü birleştirdim. hem dört hem beşinci bölüm. Vote'lamayı ve yorum yapmayı,instagramdaki ---kpop__tepki-------- sayfamı takip etmeyi unutmayın tenksss )