Lee Minhyuk

4.2K 199 73
                                        

Tüylerini taradığın ufaklık sana sürttündüğünde kıkırdayıp başını okşadın.

"Hoşuna gittiğini biliyorum. Fakat hareketsiz dur oğlum. O gelmeden işlerimi bitirmek istiyorum."

Seni anladığından emin olamasanda büyükçe havlamasına karşı tüylerini öpmüştün. Bir petshop'un vardı ve tek başına birkaç hayvanla ilgileniyordun. Tam da tek sayılmazdın ya,dostun Ress ve hergün iş çıkışı uğrayan Minhyuk sana daima yardımcı oluyorlardı.

Evet,Ress köpeğindi. Minhyuk ise... o biraz karışıktı işte.

Bir gün yine işlerinle ilgilenirken içeri girmiş,yardım etmek istediğini söyleyerek başlamıştı. Hergün 1 veya 2 saatliğine yanına gelmeye başlamış,yardım etmişti.

Nedeni ise sadece bu işi merak ettiğiyle ilgiliydi. Kim bir petshopta çalışmanın nasıl olacağını merak ederdi ki?

Hayır,hayır. Kesinlikle şikayetçi değildin. Sadece düşünüyordun işte...

"Merhaba!" Çan sesi kulaklarında yankılandığında büyükçe gülümseyerek ona döndün.

Dağılan siyah saçlarını parmaklarıyla tarayışını izlerken "Hoşgeldin." dedin. Sana muazzam bir gülüş sunup hırkasını düzeltti.

"Hoşbuldum. Dışarısı felaket esiyor."
Yanına gelip hemen önünde eğilmiş ve Ress'in başını okşamıştı.

"Nasılsın oğlum?" Heyecanla sallanan kuyruk ve büyük bir havlamanın karşılığı iyiyim oluyordu herhalde. Kuşların sesleri Ress'in gürültüsüyle artmış,sonra yeniden dinmişti.

Hızla doğrulup sana baktı. "Sen nasılsın?"

İçinde büyüyen heyecanı gizleyen bir gülümseme ile elini gelişi güzel salladın. "İyi işte,hayvanlarla ilgileniyorum yine. Sen?"

"Buraya gelince ister istemez iyi oluyorum." Gözlerini normalden biraz daha hızlı kırptın. Hayvan sevgisi mi çok fazlaydı? Yoksa,üniversitenin boğucu ortamından kurtulduğu için mi böyleydi?

"Ee şimdi ne yapmalıyım? Hah,papağanların yemini verdin mi?"

"Evet." Onun sana tek kaşını kaldırıp bakmasıyla saçlarını kaşıdın. Papağanlara yaklaşamadığını biliyorken niye yalan söylüyorsan.

"Tamam,tamam... sen ver o zaman."

"Yoruldum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Yoruldum..."

Sesin,hayvan sesleriyle birlikte kaybolmuştu. Konuşasın yoktu da öylesine çıkıvermişti dudaklarından işte.

Saat epey ilerlemiş,sıcak gün ışıkları toprağa değdikçe yok olmuştu. Güneşin kaybolması üzerinden yarım saat geçmişti. Kapatmana 1 saat gibi bir şey vardı fakat o hala yoktu...

Başına bir şey mi gelmişti?

Belki de hastaydı... fakat grip olduğunda bile gelmişti o. Sen,ilk defa bu kadar endişeleniyordun. Kalbin öyle kasılmıştı ki rahatsızlık duyuyor,yerinde duramadan bir sağa bir sola ilerliyor,camdan dışarıyı izleyip onu yokluyordun.

One Shots [MX]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin