Pedallara yüklenmiş,yüzünde büyük bir gülümseme ve saçlarını öpen rüzgarın eşliğinden ormanın içini turluyordun.
Şu temiz koku için bile bir ömür boyu burada bisiklet sürebilirdin.
Yolların tümsekleri dengeni arada bir bozsada yine dik durmayı başarıyordun. Dudaklarından dökülen şarkının eşliğinde ilerlemeye devam ediyorken kulaklarını dolduran adım sesleriyle hızını azaltıp sağına baktın.
Üstündeki kolsuz tişört ve siyah bir şortla koşan genç adamı gördüğünde kaşların hafifçe havalanmıştı. Kol ve bacak kasları sporla ilgilendiğini ya da uzun süredir koştuğunu belli ediyordu. Alnına yapışmış nemli saçlarını hızla geriye attığında yutkunmuştun. Bu nasıl bir-
"Önüne b-Ah!"
Korkuyla kafanı çevirdiğinde önündekini göremeden bisikletin sarsılmış ve seninle birlikte yere devrilmişti.
Yükselen iki farklı bağırış acı dolu iniltilerle kesilmiş,çoktan küfürler etmeye başlamıştı karşındaki.
"Hey,iyi misiniz?"
Duyduğun kalın ses ile uzandığın yerden konuşana baktın. Ah,kaza yapma sebebin olan yakışıklı...
Böyle birinin karşısında bu halde olman,harika bir duyguydu.Tek eliyle bisikletini kavrayıp üstünden aldığında bacağında dolanan acıyla inleyerek oturur pozisyona geçtin ve çarptığın kişiye baktın.
Sarı saçlarını eliyle arkaya yatırıp sana baktığında kaşının üstündeki kesikler gözlerini olabildiğince açmıştın. Resmen bisikleti adama geçirmiştin!
"B-ben çok üzgünüm. Ah,cidden özür dilerim!
Sarışın çocuk dudak büzüp sana bakarken kaslı olan bisikletini düzeltmiş size bakıyordu.
"Gerçekten canım acıyor güzel bayan."
İltifatı bile algılayamamış kanayan bacağına rağmen kalkmaya yeltenmiştin. Ayaktaki yakışıklı hızla kolunu kavramış ve sana yardımcı olmuştu. Telaşına bir de heyecan eklenmiş derin bir nefes almana neden olmuştu.
"Duygu sömürüsünü kes Minhyuk. Ayağa kalk."
Hala ondan destek alırken yerdeki çocuğa baktın. Tanıyorlar mıydı birbirlerini? İşte bu kötü olmuştu. Artık ikili tarafından kaliteli bir azar işitebilirdin.
Genç çocuk ayağındaki ağrı nedeniyle inledi kalkarken. Fakat abisinin ona attığı boş bakışlar susmasına neden olmuştu.
Hayır,hayır. O çenesini tutamazdı...
"Sana öyle uzun uzun bakıyordu ki ikinci seslenişimde ancak duydu."
Ortamı kaplayan sessizlik,moraran yanakların,kan çanağına dönen yüzün ve kıkırdayan bir adet Minhyuk.
"Y-yok öyle bir şey." dedin göz ucuyla ona bakarken. Kolundaki tutuş bir anda yok olmuş, bacaklarına ve sırtına ulaştığı gibi seni havalandırmıştı.
Heyecandan aldığın nefesi yarıda kesmiştin. Şuan karamel saçlı yunan tanrısı seni kollarına almış ve dizine kısa bir bakış atarak ilerlemeye başlamıştı.
"Minhyuk,bisikleti götür."
"Nereye?!" Bağıran çocuğun sesi bile fısıltı gibiydi senin için. Sivri çenesi ve terli alnıyla parlayan çocuk tüm duyularını kapatmıştı.
"Ne yapıyorsun?" Soruna karşılık sana güzel bir tebessüm bahşedip kızaran yüzünü inceledi. Minhyuk ise hala arkadan nereye diye bağırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
One Shots [MX]
FanfictionMonsta X One shots. (OC) Shotlar,birbirinden farklı konuların Monsta X'in muazzam üyeleriyle birleşmesi ile ortaya çıkmıştır.