Bir zamanlar dost olan iki imparatorluk, birden bire düşman kesilir ve kanlı bıçaklı hale gelir. Yıllarca süren savaş, iki ülkeyi de tüketmiştir.
Bu savaş daha sonra iki ülkenin önde gelenleri tarafından sonlandırılır ve tekrar barış sağlanır. Faka...
Bu hikaye Mısır ve Yunan mitolojilerinden esinlenilerek yazılmıştır.
"Hem Mısır hem de Yunan mitolojisi bir arada olsaydı nasıl olurdu?" sorusunun cevabını almak üzeresiniz :3
Keyifli okumalar~
***
«İki İmparatorluğun Hikayesi»
Mısır ve Yunanistan, koskoca bir kıtayı paylaşan iki ayrı imparatorluktu. Farklı inançlara, tanrılara ve ibadetlere sahiptiler. Buna rağmen birbirlerine düşmanlık beslemezlerdi ve aralarında sıkı bir ticaret vardı.
İki ülkeyi birbirinden ayıran sınır ise oldukça uzun ama ince bir ırmaktı. Bu ırmak o kadar uzun ve görkemliydi ki, iki ülke de ırmağın kendi tanrıları adına kutsal olduğuna inanırdı.
O zamana dek ne bir Yunanlı bir Mısırlı'ya zarar vermiş, ne de bir Mısırlı bir Yunan'lıyı incitmişti. Anlaşmazlık yaşanılan durumlarda iki ülkede de adil davalar düzenlenirdi.
Fakat Mısır'ın bir köylüsü olan Tek'enpeb, ırmağın karşısında kendi tanrılarına dua eden bir genç adam gördüğünde, kendisi öldükten uzun süre sonra bile devam edecek bir savaşın mührünü basacak olan o hatayı yapmıştı.
Tek'enpeb, kendi tanrılarının Yunanlı'ların inandığı tanrılardan daha üstün olduğuna inanıyordu.
Amon varken, Zeus da kimdi?
Amathaunta varken, Poseidon'a ne gerek vardı?
Hathor varken, aşkı Eros mu sağlayacaktı?
Mısırlılar kedileri çok severdi, Yunanlılarsa köpeklere ilgi duyuyordu.
Mısır'da Firavun, hem tanrı hem kral sayılırken Yunanlıların kralı soylu ama sıradan bir insan oluyordu.
Mısır'daki okullarda Yunanca dersleri veriliyordu fakat Yunanistan'da Mısırca öğretilip öğretilmediğini bilmiyordu Tek'enbeb. Neden onların dilini öğrenmek zorunda olduklarını da anlamıyordu.
Bu kadar farklı oldukları halde aynı kıta üzerinde yaşayabiliyor, hatta iki ayrı ülkeden olan bazı insanların arkadaş olabilmesine şaşırıyordu. Neden Firavun tüm kıtayı ele geçirmiyordu? Hatta tüm dünyayı? Böylece herkes yüce Amon'a ve onun çocuklarına tapardı. Tüm güç Mısır'ın elinde olmalıydı.
O gün Tek'enpeb'in ırmağın karşısında dua eden genç adama ettiği lüzumsuz eleştiriler ve hakaretlerden sonra, Yunanlı genç ağzını tutamamış ve ülkesinin başkentine döndüğünde tanıdığı herkese bu olaydan söz etmişti. Söylentiler bir saman yığınının alev alması hızıyla yayılmış, Yunanlıların Mısırlılara olan saygınlığı giderek kaybolmaya başlamıştı.
Ertesi günlerde Mısırlılar kutsal ırmağa gittiklerinde Yunanlılarla karşılaşmış, "Siz bizimle aynı kıtada yaşamayı hak etmiyorsunuz!" sözleriyle ve onlarca hakaretle karşı karşıya kalmışlardı. Sebepsiz yere neden böyle davrandıklarına anlam verememişlerdi. Elbette bunun suçlusu Tek'enpeb ve sırf bir Mısırlının düşüncesi yüzünden diğerlerini de aynı zanneden Yunanlı gencin kabahatiydi fakat bunu kimse bilmiyordu ya da farkında değildi. Sonuç olarak Mısırlılar da aldıkları hakaretler sonucu öfkeye kapılmış, tıpkı Yunan'da olduğu gibi Mısır'da da söylentiler hızla yayılmıştı.
İki ülkede de olayları abartarak anlatan insanlar çoğalmış, iş çığrından çıkan bir noktaya gelmişti. En sonunda ise bu olaylar iki ülkenin hükümdarlarının kulağına gitmiş, onlarda birbirlerine savaş açmışlardı.
Böylelikle iki ülkenin de fazlasıyla acılar çekmesine sebep olacak olan o savaş, başlamış oldu.
***
Hep bu tekenpeb gibi götoşlar yüzünden savaşlar çıkıyor hepp
"Tanrılar, Savaşlar ve Kalpler" adlı ilk mitolojik BTShikayeme hoş geldiniz!
Jin'in bir tık daha ön planda olduğunu belirtmeden geçmeyeyim :3
Hikaye böyle olunca ben de üyelerin isimlerinde bazı değişiklikler yaptım. Belki zorlananlar olur diye okunuşlarınıda yazdım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ve hayal etmenize kolaylık olsun diye diğer iki bölüm size bazı görseller sunacağım.
Tabii bu tanrılar manrılarfalan hepsi hikaye, elhamdülillah müslümanızdfşhdkdjs
Bana her zaman ilham veren jessa_mina7 bebeğime ithafen 💕