Haftasonunu uyuyarak ve kitap okuyarak geçirmiştim ve yine pişman olduğum bir pazartesi gününe uyandım.Kitap okumayı seviyordum ama sürekli evde oturmam beni deli ediyordu.Saçımı bu sefer düzleştirmek yerine uçlarına küçük bukleler yaptım,gözüme de kuyruklu bir eyeliner çekip evden çıktım.
Okulumuzun servisi , her ne kadar şikayet etsek de olmadığı için yine okula otobüsle gidecektim.Otobüse bindiğimde hiç oturacak boş yer olmadığını fakat ayakta olanların da sayısının az olduğunu gördüm.
Anıl'ın bineceği durağa gelene kadar heyecandan bayılacak durumdaydım ve durağa geldiğimizde onun duraktaki oturaklardan ayaklandığını gördüm.Otobüse binmeye çalışan yaşlı bir teyze tam ayağı kayıyordu ki Anıl onu tuttu.Evet,Anıl yardımsever birisiydi.Gün geçtikçe onu daha iyi tanıyordum.Kızılaya gelene kadar otobüsteki koca kafalı bir oğlan yüzünden Anıl'ı görememiştim,ne sövdüm be ona.Eğilip felan ona bakmak da istemiyordum,niyetimi anlamasın diye.Kızılayda boşalan otobüsün en arkasının sol köşesine oturdum,yanıma bir kadın,onun yanına da Anıl oturdu!!Kadının giydiği mini eteğe ben bile bakarken erkeklerin bakmaması mümkün değildi.Tamam anladık bacakların güzel,abartmanın ne lüzumu var?Platform topuk felan...Anıl sadece ona bir kere baktı o da kimmiş bu bakışıydı.Yaşasıın!Sapık da değildi.Sonra Anıl'ın inmesine 5-6 durak varken kadın inmek için müsade istedi,ayağa kalkıp yer verdi ve yana kaydı.Ama benim olmadığım tarafa.Pislik.Kadın orada otururken de yanı boştu ama onun yanında oturuyordu.İnat değil mi?Bu fırsat kaç kere elime geçer diye bir yana kaydım.O da inat etti bir yana daha kaydı,en köşeye.Ben de kaydım.Köşeye sıkıştın napacaksın?Ahaha!Hafif bir gülümsedi ve ben de gülümsedim , çaktırmadan.Ohaa,aklıma süper bir fikir geldi.Elime bir kağıt,kalem çıkardıktan sonra Anıl'a doğru dönerek: "Merhaba,ben anadolu meslek lisesi öğrencisiyim ve bize verilen bir ödeve göre, tanımadığımız herhangi birilerine anket yapmam gerekiyor.Bana yardımcı olur musun?" dedim.Hangi lisede okuduğumu söylememe ne gerek vardı ki?Anlık planlarda böyle oluyor.
Ayrıca bu deli cesareti nerden gelmişti?Ben böyleydim.Bazen dilim tutulur konuşamam,bazen de deli cesaretiyle konuşurdum.
Hafif bir gülümseme ile başını olumlu anlamda salladı.Ben ve mükemmel fikrim yola çıktık : "Adın ne?" dedim sesim az da olsa titreyerek.Güldü."Neden gülüyorsun,ismini söylemeyecek misin?" dedim.Sen diye konuşuyordum çünkü siz benim için hiç tanımadığım bir oğlan için de olsa fazla samimiyetsizdi.Benden büyük ve tanımadığım teyze,amcalara siz derdim genelde.Neyse bir de onun cevaba bak ya."Eğer ismimi öğrenmek istiyorsan böyle bahanelere gerek yok, canım." dedi ukalaca.Sen diye konuştuysam da canım diyecek kadar samimi olmamıştık.Ama hoşuma da gitmedi değil hani.Ya , sadece bana mı dedi herkese mi böyle konuşuyor? "Haklısın.Bence de yok.Ama gerçekten yardım etmen gerekiyor.İstemiyorsan söyle." dedim onun masmavi gözlerine bakarak."Anıl.Anıl Koçak." dedi bu sefer sırıtmadan.Sırıtmamasını sevmiştim,böyle daha hoşuma gidiyordu ama gülünce de ayrı bir sempatisi vardı tabii ki.Bunu dedikten sonra benden müsade istercesine ayağa kalktı,bana son kez bakıp indi.
Tam o sırada Sıla'dan mesaj geldi :"Günaydıın,bugün her ne kadar matematik sınavı olsa da güzel bir gün geçirirsiniz İnşallah " yazıyordu.Oha,bugün matematik sınavı mı var?Diye düşünürken 3 saniye sonra kafamı kendi kendime salladım.Tabii ki de Anıl ve Mert'i düşünmekten bunlara kafamda yer kalmamıştı.Neyse ki Beyza'nın matematiği iyiydi,beni çalıştırır ; anlamazsam kopya verirdi.
Sınıfa girdiğimde en yakın arkadaşım olan Beyza'ya bağırarak "Anıl,Anıl Koçak!!" dedim.Ve benim saf kardeşim bunu anlamayarak "Ne?" dedi.Gözlerimi devirerek "Off,otobüsteki oğlanın adı , Anıl Koçak işte mal!" dedim bağırarak.Sınıftaki bir kaç kişi hariç hepsi bana baktı.Sakince yerime oturdum ve Beyza'nın da kolundan tutup yanıma oturttum ve otobüste olan her şeyi anlattım.
Beyza,sarışın ve uzun boylu bir kızdı.Ona en iyi arkadaşım diyorum çünkü bazen salaklıklarıyla,derleşmelerimizle,durduk yere kahkaha atmasıyla onu çok seviyordum.Bazen de onu kıskanıyordum çünkü benim karga gibi sesime karşın onun sesi çok güzeldi.Ama hanfendiye sesinin çok güzel olduğunu inandıramıyordum.Bazen yarışmalara felan katılmasını da söylüyorum ama tek yaptığı şey bana gülmek.O da benim gibi yalnızdı ve otobüs aşkı felan yoktu.
---
Sınıfa tarih hocamız girdiğinde sınıftaki abazaların ona nasıl iğrenç bir şekilde baktığını gördüm.Neyse ki benim bir sapığım yoktu . Sapık demişken,Mert ? Tam arkamda oturuyordu.En arkada Mert ve yakın arkadaşı Ozan ; önünde ben ve Beyza.Normalde Mert ve Ozan'nın sol köşeye oturduklarını sanırdım,bu sefer buraya oturmuşlar.Tarih dersini sevmiyordum ve gerçekten sıkıcı geliyordu,bir de ilk dersimiz olduğu için aklıma uyumaktan başka bir şey gelmiyordu.
Sıraya çantamı koyduktan sonra kafamı da koydum ve tam gözlerimi kapatmıştım ki koluma değen parmaklar ile uyandım.Beyza sandım ama Mert'miş.Gözlerimi iyice açarak ona baktığımda,"Konuşmamız gerek Eylül." dedi kendinden emin bir ses tonuyla.Neyine güveniyorsa,salak.Hani bir aralar lise aşkı aklıyla onu sevmiş olabilirim ama bu onun kendine güvenmesi gerektiğini sağlamaz . "Ne konuşacağız ve tarih dersinde?" dedim umursamaz bir sesle."Şuanda olmaz diyorsun yani?" dedi,salak.Olmaz tabii,uyumak istiyordum ben uyumak! "Tenefüste konuşuruz . " dedim uykulu uykulu.Kafasını salladıktan sonra Beyza yanıma geldi ve Mert arkaya geçti.Beyza kulağıma yaklaşarak "Kanka vallaha çok ısrar etti sen arkaya geç bir şey söyleyeceğim felan diye" dediğinde gözlerimi kapatıp çantamın üstüne kafamı koydum.
Ders bitmiş olacaktı ki yanağımda bir öpücükle uyandım.Mert ile konuşacağımız için o öptü diye gözlerimi kocaman hemen açmıştım ki Beyza'ymış.Bu kızın amacı neydi Allah aşkına yahu.Beyza'ya sinirli bakışlarımı yolladıktan sonra yanıma Mert oturdu."Eveet,dersimiz bittiğine göre ve sen de uykunu aldığına göre artık konuşalım.Ben işi uzatmadan direk konuya gireceğim,sadece dinle.Senin 9. sınıfta iken beni sevdiğini ya da hoşlandığını duydum ve bazı şeyler yaptığını.Yani Başak ile olan minik kavgamızı senin minik kıskançlığın sayesinde çıktığını öğrendim." dediğinde sözünü keserek : "Ya bak o zamanlar lise aşkı ararcasına etrafıma bakınırken sen çıktın yani öyle düşün.Bunları kimden duydun bilmiyorum ama reddetmeyeceğim , dediklerini yaptım ama artık benim için sen diye birisi yok.Başkasını seviyorum,onu düşünüyorum,onu gördüğümde kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyor ve onu başkasına anlatırken de gözlerimin için gülüyor.Henüz onu fazla tanımıyorum ama bu dediklerim oluyor gerçekten.Neyse konu Anıl değil." dediğimde kendimle gurur duydum,güzel konuşmuştum."Beni hala sevmiyor musun?" dediğinde başımı olumsuz anlamda salladım.Sıraya yumruk atarak hızlı adımlarla sınıftan çıktı.
Beyza yanıma heycanlı heycanlı geldiğinde konuşmamızı anlattım."Ohaa,Mert sana aşık mı yoksa?" dedi. "O egosu , koca götünden daha büyük olan oğlan mı ? Umrumda değil.Benimle sadece egosunu daha fazla yükseltmek için onu hala sevip sevmediğimi öğrenmek için konuşmak istemiş." dediğimde sırıttı,sırıttı ve kahkaha attı.Ben de yaklaşık 3 saniye sonra güldüm.Biz böyleydik , her zaman.
Merhaba,yine ben.Geçen bölümden sonra okuyucu sayımın arttığını görmek beni mutlu ediyor.283 okuyucuya teşekkür ediyorum,oy verenler de ayrı bir tatlı :D ♥
Multimedia'da Mert var.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Otobüs Aşkı~m
Romans∞İlk görüşte aşka inananlardan değildim ama belki de yaşayanlardan olabilirdim∞