Harry-Alex ilişkisinin nasıl başladığını anlatan, tamamen geçmiş içeren upuzun bir bölüm oldu. Ve benim gerçekten çok, çok içime sindi. İyi okumalaar.
5 Haziran 2012 *lise son*
"Harry, lütfen. Lütfen beni dinle." diye çaresizce mırıldandı Bridget. Kapının arkasında durup onları dinlemem tabiki hoş değildi. Ama şu an neyin doğru neyin yanlış olduğuna önem veremeyecek kadar meşguldüm. İçeride birinin burnunu çektiğini duydum. Tanrı aşkına 3.Dünya Savaşı çıkmıştı ve ben ikisi de bağırmaya başlamadan önce bunu nasıl fark edememiştim?
"Lanet olsun Bridget! Ne anlatmayı düşünüyorsun. Onun ne kadar ateşli öpüşebildiğini falan mı?" Harry'nin gereğinden fazla boğuk olan sesini duyduğumda midemin burkulduğunu hissettim. İçimde ona karşı oluşan yoğun sarıp sarmalama isteğini bastırmakta zorlanıyordum.
"B-ben. Nasıl anlatacağımı bilmiyorum." dedi Bridget. Hesap vermesini Harry'den daha çok bekliyordum. Lanet olası Harry'e bunu bir kez daha nasıl yapabilirdi?
"Sarhoş muydun?" diye sordu Harry hızla. Sesinde sadece benim sezebileceğim bir umut vardı. Birkaç ay önce Bridget'ın Nick'in kucağındaki fotoğrafları tüm okula yayıldığında hemen hemen aynı konuşmayı yapmışlardı.
Bridget sarhoş olduğunu ve hiçbir şey hatırlamadığını söyleyerek işin içinden kurtulmuştu. Ama ben kapı arkasında değildim. Bana bunları anlatan gözleri dolu dolu olmuş, kırılmış bir Harry'di. Bridget'ın suratını o zaman dağıtmam gerektiğini biliyordum. Harry'nin kollarının tıpkı korunmak isteyen minik bir çocuk gibi belime sarıldığı, başı göğsümde uyuyakaldığı görüntümüz aklıma geldiğinde nabzım alt üst oldu. Böyle hissetmem yanlış mıydı?
"Bu-bu sefer değil."
"Nasıl? Bunu..nasıl yaparsın?" Belki de birlikte oldukları bunca zamandır korktuğum tek şey buydu. Bridget'ın Harry'nin aşık olduğu ilk kız olmasını, Harry'nin onu memnun etmek için benden uzaklaşmasını ve artık daha az vakit geçirmemizi bile umursamamıştım. Korktuğum tek şey, Bridget'ın Harry'i tamir edemeyeceğim şekilde incitmesiydi.
"Ben-benden uzaklaştığını sanmıştım Harry. Alexis'le son zamanlarda öyle çok ilgileniyordun ki, bu kalbimi kırdı."
"Alexis'le ilgilenmek mi? Onunla en son ne zaman vakit geçirdiğimizi bile hatırlamıyorum Bridget! Son bir haftadır yeni çıkan filmlerden birine gitmemiz için ısrar ettiği halde ona cevap bile vermedim! Bunu sırf sen rahatsız olma diye yaptım. Bana nasıl Alexis'i bahane edebilirsin?" diye gürledi Harry.
Filme Bridget'ı üzmemek için gitmek istemediğini biliyordum ama bunu sesli olarak duymak odama dönüp ağlamak istememe sebep oldu. Yine de orada kalıp beni incitecek birkaç söz için daha bekledim.
"Onu benden çok önemsediğini düşündüm Harry. Yemin ederim."
"Bu hayatımda duyduğum en sikik bahane Bridget." tebrikler "Senden başka hiç kimseye önem vermediğimi biliyordun. Biliyordun ama yine de beni aldattın."
"Alex'in sana gereğinden fazla yakın olduğunu inkar edemezsin Harry! Sakın bana onu kardeşin veya kuzenin olarak gördüğünü falan söyleme. Böyle düşünmediğini biliyorum. Üstelik siz kardeş gibi bile büyümediniz. Annenin onu sırf sizi duygusal anlamda yakın tutabilmek için yatılı okula gönderdiğini sen söylemiştin. Planı işe yarıyor öyle değil mi? O lanet olası sana ilgi duyuyor. Bakışlarındaki aptal parıltıyı sadece ben mi görüyorum?"
"Bu senin kendi kafanda kurduğun aptalca fikirlerinden başka bir şey değil. Hem öyle bile olsa, umrumda değil. Anlıyor musun?" dedi Harry sonlara doğru kısılan sesiyle. Sözcüklerin canımı acıtmamasını umarak dudağımın içini sertçe ısırdım. Belki fiziksel bir acı bunu dengeleyebilirdi. Serbest kalmak için direnen gözyaşlarıma engel olmaya çalışıyordum. Ama sonunda elmacık kemiklerimden çenemin altına kadar indiğini hissettiğim sıcaklık kendime gelmemi sağladı. Tuzlu su sanki tenimi tutuşturuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
she's like heroin // hs
FanfictionGülümseseydi ay, sana benzerdi. Güzel bir şeyle aynı izlenimi Bırakırsın, Fakat yok edicisin.