THE END

23 1 0
                                    

Son nedir?

Son denilince akla ilk ne gelir mesela?

Bitmişlik, tükenmişlik?

Hangisi daha iyidir? Sonlar mı, başlangıçlar mı?

Sonu bilemem ama ben sanırım dibe vurmuş, dibini görmüş gibiyim. Bu yüzden şimdi sizlere sondan yazıyorum. Keza başlangıçlar her zaman olduğu gibi firarda...

"Her mutluluğun her neşenin bir sonu var" " Sonunu bilen kahraman olamaz" ya da "Çok gülen çok ağlarmış" cümleleri hayatımın alışıla gelmiş cümleleri olmuştur hep. Sanırım en korktuğum şey sonunda ne olacağını bilemiyor oluşum.

Hayatım boyunca çok gülmekten sonunda ağlayacak olmaktan çok korktum. Korktum korkmasına ama en çok gülen hep ben oldum. Ve evet o çok gülen çok ağlarmış cümlesini doruklarına kadar yaşadım. Hatta inanın bana bazen ağlayabilmeyi özlediğim zamanlar bile oldu. Acılar insanlara bazen o kadar ağır gelir ki içinizde atom bombası patlamış olsa bile gözlerde yaprak kımıldamaz. O atom bombasını zamanla inşa ederler içinize, yerleştirirler. Siz farkında bile olmazsınız bazen. Fark etseniz de susarsınız yada. Her an tetikte beklerler bazıları sizin kıyametinize şahit olmak için. Çünkü hayatta bir kere bile mutluluğu tatmamış olanlar kıskanırlar bu duyguyu elde edenleri. Kimi o gün yiyeceği yemeğin parasını çıkardığı için mutludur, karnı doyacaktır. Kimi dünyaları versen de doyumsuzdur, mutlu olamayacaktır.

Bilemezler ne yaşadığınızı, ne hissettiğinizi, nelerden vazgeçtiğinizi ve neleri kaybettiğinizi. Mutlaka ellerini omuzlarınıza koyup "Boşver be, aman umursama" diye geçiştirirler her birinizi. Sanki gerçekten üzülüyormuş gibi yaparlar. Evet onlar sadece "Muş gibi" yaparlar. Aslında içten içe hissedersiniz o "-Muş gibi" yapmanın vermiş olduğu ezikliği. Her sabah uyandığınızda aynanın karşısına geçersiniz belki benim gibi. "Bugün dünden farklı olacak. Kimsenin seni üzmesine izin verme. Hiç kimse senden daha değerli değil." Gibi cümlelerle cesaretlendirirsiniz belki. Fakat odadan dışarı adımınızı attığınızda aslında her şey o kadar bir önceki gün gibidir ki hayal kırıklıkları içinde kabullenmek zorunda kalırsınız.

Belki de yapmamız gereken tek şey kabullenmektir öncelikle. Bunu yaptığımız takdirde belki daha az acıtır canımızı.

Kim bilir?

Sanırım öncelikle her birimizin denemesi gerekiyor değil mi?

O halde ilk öğrenenler bizlerle paylaşsınlar keza bugünün de "BAŞINA" geldik. Bir sonra ki "SON"da görüşmek üzere.

THE ENDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin