Bugün uzun zaman sonra yine bir sondan yazıyorum sizlere. Her geceden, her güneşin batışından ve her karanlıktan sesleniyorum.
Bana kalırsa bayanlar sessizliğin bile bir sesi vardır. Bir ağacın, bir yaprağın yada geçmişin sesi. Evet özellikle de geçmişin sesi. O kadar yüksek tonda çıkar ki sesi bazen çıldırmak istercesine kafanızdan atmak istersiniz. "Sen aslında yoksun." "Bunlar sadece aklımın bana oynadığı bir oyun." "Beni rahat bırak artık." Gibi cümlelerle savuşturmaya çalışsanız da bu aslında hiç bir işe yaramaz.
Her sabah neden sana yeniden başladığımı bilmiyorum. Sebebini bilmediğim bu acının çaresini de bulamıyorum.
Bazen çözüm aramak istiyor muyum diye kendime dönüp soruyorum. Yada onu gerçekten unutmak istiyor muyum? Geçmişin sesini duymak istemezsem de duyar mıyım? Peki her konuda kendimi bir hulk kadar güçlü hissederken sadece bu konuda bir bebek kırılganlığında hissetmem mantıklı mı?
Hadi biraz da bir kadın olarak bize acı çektirdikleri halde unutamadıklarımızdan bahsedelim. Mesela ben bir çoğumuzun yaşadığı kilo problemi çeken insanlardan biriyim ama öyle obez denecek kadar kilolu da değilim. 75 kiloyum ve bu kilolorı vermek durumunda olduğumun farkındayım. Çok sevdiğim biri vardı. Ve kendisi sporcuydu. "Aşka inanmam. Aşk çok saçma hatta ve hatta bir uydurmaca." Diyenlerdendim. İlk başlarda ona ne kadar çok sinir olsamda ne kadar tavırları hoşuma gitmese de zamanla aşık olduğumu fark ettim. Çok şey yaşadım bir türlü mutlu olamadık. Sonunda tekrar olacağını sandığım zaman bana benim için 55 kilo ol dedi. Peki ya ben onun için 55 kilo olsaydım kendim için ne yapacaktım? Zor değil aslı da bakıldığı zaman 55 kilo oluyorsun hırs yapıp başarıyorsun. Zor olan taraf ne biliyor musunuz? Aşkın sadece görüntüde olduğuna inanan birini sevmek. Onu sevdiğiniz için kendinizden bile nefret etmek.
Bu yüzden ben başlangıçları değil sonları seçtim. Herşeyin bir sonu vardır. Size sonlardan yazmak benim için bir mutluluktur. Umarım okuyanlar olarak yorumlarınızı görür ve daha mutlu olurum. Bir başka "Son" da görüşmek dileği ile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE END
No FicciónSon nedir? Son denilince akla ilk ne gelir mesela? Bitmişlik, tükenmişlik? Hangisi daha iyidir? Sonlar mı, başlangıçlar mı? Sonu bilemem ama ben sanırım dibe vurmuş, dibini görmüş gibiyim. Bu yüzden şimdi sizlere sondan yazıyorum. Keza baş...