2. Bölüm

39 3 4
                                    

-Alaz
Sabah evden her zamanki gibi çıkıp şirkete gittim. Şirkette bir kaç evrak incelemesi, telefon görüşmesi ve toplantının ardından günü bitirdim. Ardından eve doğru yola çıktım.
Eve vardığımda ellerimi yıkayıp hemen yemeğe oturdum. Babamla sıkıcı bir yemeğin ardından odama çıkmak için merdivenlere gidiyordum ki babam seslendi. Genelde havadan sudan sohbet etmediğimize göre iş ile ilgili konuşacaktı büyük bir ihtimal. İstemsizce gittim yanına
"Geç otur." Dedi karşısındaki koltuğu işaret ederek.
Oturdum ve "ne oldu baba. Gerçekten yorgunum ve duş almaya ihtiyacım var"
Yüzünden gergin bir ifade vardı. Bir şeylerden emin değildi sanki. Yerinde rahatsızca kıpırdanarak "çok tutmayacağım merak etme. Senden bir şey isteyeceğim. Bunu istemesende yapmak zorundasın gibi görünüyor." Dedi.
Kaçlarımı çattım. "Neyden bahsediyorsun yine? Ne zorunluluğu?" Dedim.
"Akraba meselesi. Bir akrabamı kaybettim. Babamın tarafından. Sen tanımıyorsun. Altı sene önce, sen lisedeyken. O zaman gizlemiştim. Annenden bile. Onu öldüren kişi şu an yaşıyor. Ve de mutlu ve huzurlu bir şekilde. Onun en zayıf noktası kızı. Ve ben bu adamın mutlu olmasını istemiyorum. Onun elinden kızını alacaksın. İlk önce onu kaçırmanı istiyorum." Dedi.
Çatık olan kaşlarım daha çatıldı. Ne demekti bu. Neyden bahsediyordu bu adam böyle. Hangi devirde yaşıyorduk. Bu bildiğin kan davasıydı. Bu da yetmiyormuş gibi benden masum bir kızı kaçırmamı istiyordu.
Sesimi biraz yükselttim ve ayağa fırladım. "Ne saçmalıyorsun sen. Bu bildiğin kan davası. Hangi devirde yaşıyoruz. Ben asla böyle bir şey yapmam."
Babam sinirli bir şekilde bana baktı ve ellerini birleştirerek koltuğundan eğildi ciddi ve kızgın bir şekilde. Ardından yüzüme baktı. "Benim sizden sonra en değer verdiğim kişiyi öldürdü o adam. Normalde sana muhtaç kalmaz kendim hallederdim fakat artık bildiğin gibi yoruldum yerimden kalkmak için bile bir yere tutunmam lazım. " Dedi. Yüzünü biraz daha ciddi ve sesini biraz daha kalınlaştırarak "Aslında daha önce hallederdim ama kızının büyümesini bekledim. Bu onun canını biraz daha yakacak. Zaten tek çocuğu var. He eğer dersen ben bunu yapmam o Zaman senin için hiç iyi olmaz. "
  "Saçmalıyorsun galiba" dedim dedim istemsizce yüksek çıkan sesimle. Ben bunları derken yerinden yavaşça kalktı ve yukarı çıktı.
   Neydi şimdi bu. Allah aşkına nasıl isterdi bunu benden. Daha önce bir karıncayı bile ezmemiş ben, şimdi ne yapmaya zorlanıyordum. Ben bunları düşünürken babam elinde bir zarfla geri geldi. Tam karşımda durdu. Gözlerimin içine iyice baktı. Sonra zarfı bana uzattı. İlk önce elindeki zarfa baktım. Daha sonra elinden aldım bana doğru uzattığı zarfı ve açtım.
Bir kaç fotoğraf vardı. Bir dakika... Bu... Yok artık olamaz heralde.... Ne demek bu. Bu... Bu fotoğraftaki annem...hayır hayır saçmalıyorum. O değil. Lütfen o olmasın.
  Yüzümü fotoğraflardan kaldırıp babama baktım. Hiç bir duygu yoktu yüzünde. "Biliyorum biraz acı verici." Dedi. Fotoğrafa biraz daha baktım. Bu gerçekten de annemdi. Ama Nasıl olur? Ben onca sene öldü diye biliyorken nasıl? Allahım... Bu neydi böyle? Annem elleri bağlanmış. Solgun bir yüzle kameraya bakıyordu. Annem... Ne kadar da zayıflamış.
"Onun şu an burada olması senin elinde." Dedi katı sesiyle. O an babamdan bir anda olsa tiksindim. Bu kadar zaman nasıl fark edemedim. Annemi öldü biliyordum kaç yıl boyunca. Bu... Bu çok kötüydü. Gözlerim doldu. Ayaklarımın titrediğini hissedince koltuğa doğru ilerledim ve yavaşça oturdum. Bilemiyordum. Düşünmem lazımdı. Annemi bir yere kapatmış bunca sene. Sırf intikam için mi? Bu Nasıl bir canilik? Yapmazsan öldürecek miydi? Bu duygunun tanımı ne ki? Benim kafamı toplama lazımdı.
"Bana biraz Zaman tanı." Dedim hırıltılı çıkan sesimle. Biraz bekledi. Gözlerimin içine baktı. Sonra "tamam." Dedi. "Üç haftan var. Üç haftanın sonunda eğer kararını vermemiş olursan annen bu sefer gerçekten toprağın altına girer." Dedi. 
  Bu Nasıl bir canilikti ki? İnsan karısı ile ilgili Nasıl böyle konuşurdu. Nasıl... Aklım almıyordu.
   Yerimden doğrulup odama çıkmak için merdivenlere yöneldim. Bir adım attım ki ardımdan seslindi "yerinde olsam iyi düşünürdüm." Dedi.

Düşman aşklar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin