''Bir şey olması mı gerekiyor sarı hadi öpüldün kapatıyorum.''telefonu kapatıp sırama doğru ilerledim sandalyeye oturunca tüm gözler beni buldu.Dilan denilen kız tam ağzını açmış birşey dicekken çalan zil lafını kesti.Gözlerini kaydırıp oturduğu sıranın üstünden kalkıp yanındakileriyle birlikte sınıftan çıktı.''Ben sınıftayken sınıfta olmasan iyi edersin.''diye bir ses kulağımı doldururken Giraya doğru döndüm elini saçlarının arasına götürken gözlerimiz resmen kavga edermiş gibi bakışıyordu.''Sana soracak değilim.''dedim önüme döndüm.Hoca sınıfa girdi.
Neyse ki ilk 4 derstir pek fazla göz göze gelmemiştik.Bi kaç defa aynı anda ayağa kalkmıştık bana sadece tek kaşını kaldırıp rahat dur der gibi bakışlar atmıştı.Tabiki de çocugun omzuna gelmem ayrı bi mesele ,ciddi bir tip olduğu fazlasıyla belliydi
.Atınç sınıfta bir kaç espri yapmıştı esprilere hoca dahi herkes gülmüştü Giray dışında tabiki de hatta ben biraz sesli güldüm diye beyefendi kafasını bile kaldırmadığı dosyalardan kafasını kaldırıp dik dik bakmıştı.Çok fazla bakmıyordu ama baktığında ise çok rahatsız edici sinir bozucu bakışlar atıyordu.
Üstelik tenefüse de çıkmıyordu orman kaçgını arkadaşları yanına geliyordu tabiki o kantinde tip tip bakan kızla beraber geliyorlardı ve evet ilk günden kendime düşman edinmiştim.Zil sesi kulaklarımı doldurduğunda defteri kapatıp cebimden telefonu çıkardım.Ne arayan vardı ne mesaj atan telefon kilidini kapatıp cebim sokuşturdum.
''Sarı geliyor musun?''diye Atınçın sesi kulağımı doldururken istemsizce ayağa kalkıp Atınçla Bernanın yanına ilerledim.Zaten bi an önce okulun bitip ilk kütüphaneye sonra da evime gitmek istiyordum.Sınıftan çıktıktan sonra Atınçla Bernayı öyle birbirlerine baktıklarını görünce kendimi fazlalık gibi hissettim.''Benim biraz karnım ağrıyordu sınıfa gitsem iyi olucak''dedim aklıma ilk gelen bahaneyi uydurarak.''Revire gidelim istersen.''dedi Atınç az önceki gülümsemesi tereddüt eden bakışlarıyla yer değiştirirken kafamı hayır anlamında sallayıp sınıfa doğru ilerledim.Sınıfta Giray ve Girayın arkadaşları dışında kimse yoktu şansa bak ya cam kenarına oturup bahçeyi izlemeye başladım.Giray ilk başta bana yine rahatsız edici bakışlarını atıp arkadaşlarıyla kaldığı sohbeti devam ettirdi.Kulağımı telefon melodim doldurunca sırama doğru ilerleyip telefonu aldım.Girayın sohbetini böldüğüm için yine o bakışlarını atınca hızlı adımlarla cam kenarına geri döndüm.Bakışları yüzünden kim arıyor ona dahi bakmamıştım.''Efendim Murat?''diye telefonu açtım.Sabah apartopar çıktığım için kızacaktı belkide neyse ya herşeye hazırdım.
''Naber cadı?''dedi sanki sabah hiç birşey olmamış gibiydi aslında iyi birşeydi yoksa iki saat azar işitcektim.
''Her zaman ki gibi sen?''dedim sıkılgan ses tonuma geçerken.
''Aynı neyse çıkışta seni almaya gelsem sıkıntı olmaz dimi?''
''Sıkıntı olmaz da noldu ki?''
*
Müdürün 1 saatlik konuşmasından sonra okul bitmişti.Çantamı sıranın üstünden alıp Bernaya sarılıp koşar adımlarla merdivenlerden aşağıya indim.Murat gelmişti.Sakin ol Derin sakin ol heyecan yapacak bir şey yok sakin ol diye kendi kendime konuşurken okul bahçesine varmıştım.Kapıda Muratı görünce koşar adımlarla kapıya doğru ilerledim yanına vardığımda sarılıp koluna girdim.
''Okul nasıldı cadı?'' dedi ah keyfi yerindeydi yoksa cadı demezdi gerçi sinirlenince de cadı derdi ama o seferki cadı deyişiyle şimdiki cadı deyişi farkılıydı.
''Sıkıcı sıradan ve klasik.''diye yanıt verdim.Muratın birşey demesine kalmadan telefonu çalmaya başlamıştı.
''Efendim yavrum?''diye telefonu açmıştı.Her zaman biz bir aradayken aramak zorunda mıydı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Darbe
RandomÜç farklı adam. Sadece birini seçmek zorunda kalan bir kadın. Ya çocukluk aşkını. Ya yanında mutlu olanı. Ya da canını yakanı. Sizce kimi seçmeli?