14 ∞

2.8K 141 13
                                    

Selam! Bölüm @MNAltuntas (Merve)’a. Umarım beğenirsin birtanem. Multimedia'da Melis var. Keyifli okumalar! :3

14 ∞

Melis**

Kızların tepkisini her ne kadar çok gereksiz bulsam da başta endişelenmeleri hoşuma gitmişti. Sevildiğimi bilmek…Kesinlikle güzel bir şeydi. Ancak olanla ölene çare yoktu. Benim Bursa’ya gitmem gibi. Teyzem bu sabah, artık çıldırmış bir şekilde annemi aramış ‘’Sen gelmiyorsan yiğenlerim gelsin!’’ demişti. Annemse teyzemin verdiği tepkiye kahkahayı basmış, sonrasındaysa ‘’Tamam tamam! Geleceğiz, bir aksilik çıkmazsa.’’ deyip telefonu kapatmıştı. Hemen ardından bana dönüp ‘’Babanla konuşacağım. Yarın gideriz, büyük ihtimalle. Hazırlan Melis!’’ deyip odasına çıkmıştı. Dolabın sürekli açılıp kapanma sesinden annemin hazırlık yaptığını anlamam pek uzun sürmemişti.

Annem her ne kadar hazırlan dese de, ben tek bir eşyaya bile dokunmamış ve soluğu burada almıştım. Açıkçası kızlarla beraber olmak kesinlikle kıyafet yerleştirmekten bin kat daha iyiydi. Tabii, benim üşengeçliğimi göz önünde bulundurursak bu sayı milyona kadar ulaşabilirdi!

Kızlara teyzemlere gideceğimi söylediğimde tepkileri hafif yumuşasa da, hala üzgün ve kendinde değildiler. Nasıl bu kadar bu olayı abartabiliyorlardı, anlamıyordum.

‘’Hey! Bizi unutmamak yok, her gün haberleşeceğiz.’’ Esin’in sesi gayet yumuşak çıkıyordu hatta şimdiden özlem duymaya bile başlayabilirdi!

Başımı sallayıp onu onayladığımda, konuşan Başak olmuştu. ‘’Fotoğraf da isteriz!’’

Tekrar başımı salladığımda Ömür’ün bir şeyler demesini bekledim ancak gıkını bile çıkarmıyordu. Gideceğimi haber verdiğimde gülen yüz ifadesi anında kaybolmuş yerine çekilmeyen ve somurtan Ömür gelmişti. Şu an yaptığı tek şey ayaklarındaki çorap desenlerini izlemekti. Üzgün ve utangaçken hep ayakuçlarına bakardı.

Oturduğum yerden kalkıp çalışma masasının yanına geldiğimde Ömür’ün suratına bakıp kısık bir sesle ‘’Bir şey demeyecek misin?’’ dedim. Başını kaldırıp açık kahve gözlerini bana diktiğinde umursamazca omuz silkti. ‘’Ne diyeyim ki? Git, eğlen işte.’’

Bu tavrı beni deli etse de, şu an benim Bursa’da ne yapacağımı düşündüğüne adım gibi emindim. Boğazımı temizleyip ‘’Diyeceğin tek şey bu mu?’’ dediğimde sanki az önceki umursamaz Ömür gitmiş, yerine tam anlamıyla Ömür diyebileceğim bir Ömür gelmişti. Kendimi ifade edemedim ama anladınız, siz.

‘’Tabii ki tek şey bu değil, aptal! Gel buraya!’’ deyip kollarını bana doğru uzattığında kıkırdayarak kollarının arasına girdim. Bana sıkıca sarılırken bende ona sıkıca sarıldım. Bir yandan ne yapacağımı söylüyor bir yanda sarılmaya devam ediyordu. Esin ve Başak ‘’Bizsiz, Dünya Ahiret Bacılar sarılması mı yapıyorsunuz?’’ diye bağırıp oturdukları yerden kalktılar ve resmen üzerimize atladılar.

‘’Grup adını artık benimsedim!’’ diyen Başak’a şaşırdım. Ömür ona işkence çektirirken adeta psikopat havasına bürünmüştü ve grup adını benimsediğini söylüyordu. Gerçi, benimsenmeyecek gibi değildi, he?

Ömür derin bir nefes alıp ‘’Artık kurallara uyarsın?’’ dedi soru sorar bir tonda. Hâlâ birbirimize sarılır vaziyetteydik ve ben, Esin ile Başak’ın üzerimize atlamasından sonra kendimi yenilmiş bir pehlivan gibi hissediyordum.

Başak kafasını hızla sallayıp ‘’Tabii ki uyarım! Uymazsam, Başak değilim!’’ diyerek iddialı konuştu. Derin bir nefes alıp adeta beni ahtapot gibi sarmış olan Esin’e gönderme yaparak ‘’Boğuluyorum sanırım!’’ dedim, çatallaşmaya başlayan sesimle. Ciddi anlamda boğuluyordum. Öksürmeye başladığımda kızlar nihayet birbirinden ayrılmıştı.

Her Şeye Rağmen ∞ 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin