Tatlı Küçük Eller (Haikyuu)

Mahvettim mi?

Kageyama

Antremanda Hinata'yı kesiyordum. Gün geçtikçe her hareketi daha tatlı geliyor. Onu sarmak istiyorum. Ama böyle sımsıkı sarmak istiyorum. İç çektim. Artık bunun bir çocuk sevgisi olmadığını biliyorum. Hem zaten öyle bir şey olsa pedofili olurdum. (Yn: Pedofili hikayem de yolda B] )

Hayatımda voleybol dışında hiçbir şeye önem vermedim. Bu duygularla ne yapmalıyım bilmiyorum. Hinata'nın omzuna senpailerin ellerini atmasıyla içimde yine bir öfke belirdi. Elimdeki topu sıkmaya başladım. Kahretsin.

****

Evde düşüncelere dalmıştım. İki erkek arasında ilişki nasıl olur ki? Yani nasıl çıkarlar? Normal bir ilişki gibi mi? Sinemaya gitmek gibi şeyler mi? Ama zaten onu yapmıyor muyuz? Kızardım. S-s-seks s-s-sevgililerin yaptığı bir şey.

Yorganımı üstüme çekip yatağın içine sindim. Gözlerimi sıkıca kapattım. Daha fazla kafa yormayacağım!

****

Öğle yemeğini Hinata ile birlikte çatıda yiyorduk. Gözleirm durmadan ona kayıyordu. Yemek yerken tam bir salağa benzese de yine de çok tatlı. Hayır neden böyle bir şapşala aşık olmak zorundaydım ki?! Dışarda oca insan varken gözüme en tatlı görünen neden o ki?! Salak Hinata hepsi onun suçu!

Hinata gözlerini bana çevirip. Muzip bir tavır takındı "Sana yemeğimi vermeyeceğim Kageyama öyle bakıp durma."

"Hepsi senin suçun salak!" diye kükredim.

"Yine n'oluyor ya!?" Hinata kaşlarını çattı "Çok tuhafsın! Son zamanlarda çok tuhafsın Bakayama!"

Sinirle onun üzerine yürüyüp yanaklarını sıktım. "Tekrar desene sen onu!"

Yanaklarını var gücümle sıkarken. Hinata çırpınıyordu "Acıyoğğ Bakayama!!" O minik elleriyle ellerimi tutup yanaklarından çekmeye çalışıyordu. Ellerimi azıcık gevşettiğimde bana hızlı hızlı yakınmaya başlamıştı.

Onun söylediği cümleleri duyamıyordum. Gözlerimi gözlerinin içine odaklamıştım. Yanaklarındaki baş parmaklarımla onu hafifçe okşadım. Duraksadığını fark ettim. Bana şaşkın bir ifadeyle bakıyordu.

Alınımı onun alnına dayadım. Gözleri büyümüştü dudaklarım ona yavaşça yaklaşırken donup kalmıştı ve hiç bir şey söyleyemiyordu. Nerdeyse değecek olan dudaklarımızın arasında milim mesafe vardı ki zil çaldı. (Yn: Yahşi Cazibe ooo~ İstanbul seni acil bekler~)

Çalan zille beraber kendime gelmiştim. Pankile çekilip iyice geriye kaçtım. Hinata donmuştu. "O-oi Hinata?"

Boş boş bakan gözleri bana odaklandı. Bir anda Hinata'nın tüm yüzü hatta kulakları bile kızardı. Gözleri büyümüştü. Kekelemeye başladı "Z-z-z-zil Ça-ça-çaldı!" Yarım kalmış yemeğini hızla alıp koşarak kaçtı.

Çatıda tek başıma kalmıştım. Kollarımı bağdaş yapıp kendime çektiğim dizlerimin üzerine koydum. Başımı gömdüm. Nefesini bir an olsun dudağımda hissetmiştim. Kızardım "N'apıyorum ben böyle?"

Şimdi Hinata benim hakkımda ne düşünecek? Eskisi gibi arkadaş olabilecek miyiz? Yoksa az önce ben... aramızdaki tüm ilişkiyi... mahvettim mi?