"Ağğğhh..."Kulağını dolduran odanını penceresinden giren kuş sesleri değildi.
Sabahları anında uyanabilmek için zil sesi yaptığın borazan sesli Chanyeol'un çığırtısıydı kulaklarını dolduran.
Yatağında doğrulup işkence eden sesi susturmuştun.
"Aptal yoda."
Sabahın ilk ışıklarıyla yerine getirdiğin günlük rütinin ile odandaki banyoya ilerledin.
Kısa bir duşun ardından kurulanmış ve üzerine geçirdiğin kıyafetler ile makyaj masanın önüne oturmuştun hafif dokunuşlar için.Yüzünü son birkez kontröl ederken aynanın yansımasından yatağının baş ucunda daima duran aile fotoğrafı çekmişti.
Derin bir iç çekişle makyaj masandan ayrılıp yatağının kenarına oturmuştun.
Aile fotoğrafının bulunduğu çerçeveyi alıp parmaklarını üzerinde gezdirdin.Onlara daha altı yaşındayken veda etmiştin.Her ne kadar o vedanın üzerinden senelerde geçse sanki kalbin onlara veda ettiğin yaştaydı.
Bu ülkeye sen daha altı yaşındayken gelmiştiniz.Baban yatırımcı bir iş adamıydı ve yolları Chanyeol'un babası ile kesişmiş sıkı bir ortaklık kurmuşlardı.Birgün annen ve baban trafik kazasında hayata ve sana veda etmiştiler.Bay Park sıkı dostunun değerlisini kendine emanet bilmiş ve onu manevi kızı edinmişti.
"Anne,baba günaydın..." burukça gülümsedin. "Bazen burada yanımda olup benimle gurur duymanızı o kadar istersdim ki.Büyüdüm,genç bir kız oldum ama kalbim sanki halâ küçük bir kıza ait.Sizi çok özlüyorum.Sizi hep çok seviyorum." gülümseyip fotoğrafa sanki onları his edercesine bir öpücük kondurdun.
Ayağa kalkıp üzerini düzelttin el yordamıyla.
Sapından kavradığın çantanla odandan ayrılmak için kapının önünde son bulan adımların ile derin bir nefes aldın.Kapını aralayıp odandan dışarı adım attığında seninle birlikte karşı odadan çıkan biri daha vardı.
Chanyeol!
Aradaki mesafede kovboy sahnelerini andıran bir sessizlik vardı.
İşte o bakış.İkinizde saplarından kavradığınız çantaları-Chanyeol'un elinde evrak çantası-sıkıca birkez daha kavramış ve kuruyan dudaklarınızı ıslatmıştınız.
Merdivenlere doğru ilk adımlarınızı atmıştınız bir diğreniz bir sonraki hareketinizi gözetlerken."İlk kapan oturur!"
Beklenmedik anda manevranı yapıp merdivenleri koşarcasına iniyordun arkandan sana hızla yetişmeye çalışan devle.
"Seni pis bücür!"
"Hah! Uzun bacaklı dinozor surat!"
Arkandaki deve çığırmıştın.
Bay ve bayan Park aşına oldukları gürültüye salonda otururken şahit oluyordu kulakları.
"Büyüyünce düzelirler.Hah." bayan Park eşine istinaden konuşmuştu.
Bay Park omuz silkip elindeki gazetesinin diğer sayfasını çevirdi.
"Ben büyüyünce akıllarıda büyür sanmıştım."
----
"İşte bu!" arabanın ön yolcu koltuğunu kapma şerefini elini yumruk yapmış zaferini kutluyordun.
"Seni-ah..." Chanyeol ellerini dizlerine koyup soluklanma ihtiyacı duydu.
"Bol oksijen iyidir.Al al beynine." dil çıkarıp ön taraftaki yolcu koltuğuna yerleştin.