Chanyeol, kalbinin yerinden çıkmak üzere olduğunu hissetti. Kaburgasına hızlı hızlı çarpan çılgın ritmi zihninde canlandırabiliyordu ve bu ona az sonra altına edeceğini düşündürüyordu. Kafasının içinde bir oraya bir buraya koşuşturan atlıları sakinleştirmek istercesine kendine "sorun olmadığını, arkadaşların birbiri hakkında düşünebileceğini" hatırlatıyordu.Yine de delirmek üzereydi ve Baekhyun olanları görmüş, üstelik bir de olduğu gibi anlamışsa ne bok yerdi bilmiyordu. O yüzden sadece sersemlemiş bir ifadeyle arkadaşına bakmakla yetindi.
Baekhyun'un, ona çok ciddi, kafası karışık ve çaresiz bir biçimde baktığını görebiliyordu. Evet, Baekhyun'da bir şeyler vardı. Gözlerinin içi gülmüyordu, aksine tedirginlikle yanıp sönüyorlardı. Kulakları ve yanakları dahil olmak üzere bedeninin yarısı kızarmıştı.
Chanyeol gerçekten batırmış olmalıydı. Aklına gelen tüm yalanları bir düzene koyarak sıraladı. İçini rahat ettirene kadar hepsini tek tek saymayı düşünüyordu ama işe yarayacağından pek emin değildi.
Aslında Baekhyun ile çok uzun zamandır arkadaşlardı. Bunu sadece onun yanında gaz çıkarmak gibi bir şey olarak düşünse ve üstünü salakça gülerek kapatsa olur muydu, merak ediyordu. Ya da belki de sadece uzun zamandır mastürbasyon yapmadığını söyleyip geçerdi. Üzerinde durulacak bir şey yoktu ki?
Baekhyun aniden büyük, aptal bir sırıtışla gözlerini kıstı ve Chanyeol'un alnına patlattı.
"Senin ne kadar büyük bir geri zekalı olduğun hakkında düşündüm," diye ciyakladı.
Chanyeol, Baekhyun'un bu kadar iyi bir oyuncu olabileceğini hiç düşünmemişti. Az önce ona öyle endişeli ve biraz da korkmuş bir halde baktığına yemin edebilirdi ama şimdi bakınca o şapşal suratına bir yumruk atmak istiyordu.
"Ya!" diye bağırdı Chanyeol geri çekilirken.
Baekhyun uzanmış yanaklarına vurmaya çalışıyordu. Elleri Chanyeol'a göre minikti ama hızlı olduğu için ondan kaçmak oldukça zordu.
"Seni öldüreyim mi istiyorsun?" diye sordu Chanyeol. Baekhyun'un uzanmaması için ayağa kalkıp masasına yaslanmak zorunda kalmıştı.
Sonra aklına gelen şeyle bu defa o Baekhyun'un üzerine gitmeye başladı.
"Neredeydin bu saate kadar?" diye sordu sesini yükselterek. "Evin her yerinde seni aradım. Mesajlarıma da yanıt yazmadın. Beni durduk yere neden endişelendiriyorsun? Geri zekalı mısın sen?"
Sınıfın diğer köşesinden "Bu da soru mu?" diye bağıran Jongin'in sesi duyuldu. Gruptan kahkahalar yükselmişti ama Chanyeol hala çok ciddiydi. Bugün o kadar endişelenmişti ki kalp krizinden ölebilirdi. Baekhyun'un mazeretini merak ediyordu.
"Aynı kıyafetleri giymek istemediğim için eve gittim," dedi Baekhyun şirin şirin. "Biliyorsun, hazırlanmam uzun sürüyor."
Chanyeol ona bir süre ağzı açık bir biçimde baktı ve beynindeki kıtlığın kalıtsal olup olmadığını düşündü.
"Şaka yapıyor olmalısın," dedi sonunda gülerek. "Okula gelmek için hazırlanırken derslerin yarısını kaçırdın yani, öyle mi? Üstelik hazırlanırken mesaj da atamıyordun?"
Baekhyun kendini beğenmiş bir edayla saçlarını savurdu.
"Mükemmeliyete ulaşmak sabır gerektiren, uzun ve sancılı süreçtir."
Chanyeol yüzünü buruşturdu.
"Ama bok gibi görünüyorsun."Chanyeol'un düşüncesi bu değildi, aslında Baekhyun'un oldukça iyi göründüğünü düşünüyordu (Aslında gördüğü rüyadan ve bir-iki defa kalp ritmine olan şeyden sonra Baekhyun'un görünüşü hakkında düşünmemeye çabalıyordu). Yine de onu bu kadar endişelendirdiği için Baekhyun'u sinir etmek istiyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
FRIENDS ㅣCHANBAEK
Fanfiction"Dost muyuz?" "Dostuz." Hakları tamamen unicorn'uma aittir. Büyük ihtimalle yetişkin içerik içerecek ama söz veremem. Biraz texting, biraz writing falan işte.