Nerede olduğunu anlamaya çalıştığı sırada duyduğu çarpma sesiyle kapıya doğru dönüp gecenin karanlığıyla örtülü bu yerde görebileceği bir şeyler aradı Jimin.
Aydınlanan odayla birlikte karşısında kalan görüntüye yutkunarak baktı.
''Tanrım...'' dudaklarını hareket ettirip kendince konuştuğunda hızla hareket eden bedenleri izlemeye devam etti. Sarı saçlara sahip sert görünüşlü kısa adam kendisinden uzun olan bedeni itip yatağa düşürdüğünde zaman kaybetmeden üzerine çıkmış az önce ayrıldığı boyna tekrar dönmüştü.
''Ah...'' yatağa fırlatılan beden ise halinden oldukça memnun olduğunu belirtmek istercesine kıvrandığında yutkundu Jimin. İkisi de kendinden geçmiş şekilde devam ederken kendini nasıl olur da fark etmezlerdi diye düşünmeyi kenara bırakıp kendisine sunulan görselliği izlemeye devam etti olduğu yerde dikilerek.
Sarışın olan siyah saçlı çocuğun üzerinden doğrulup hızla kemerini çıkarmaya koyulduğunda boğuk sesiyle söylendi.
''Kazağını çıkart.'' altındaki gözleri yarı kapalı çocuk dediğini zorlukla duymuş ve itaat ederek hızla boğazlı siyah kazağını çıkartıp kenara atarak ellerini pantolonuna götürmüştü ''Sadece kazak.'' ama üzerindeki oğlan buna izin vermeden eliyle sertçe ince parmakları iteklediğinde Jimin tanıdık gelen sahneye karşılık kaşlarını çatmadan edemedi.
Neden... Bunları kendisi de yaşamış gibi hissediyordu?
Sarı saçlı çocuk altındaki bedenin üzerine çöküp tekrar boynunu yakaladığında altındaki çocuğu kıvrandıracak şekilde işine devam etti.
''Yoo-mh- Yoongi...'' duyduğu isimle hatıraları geriye yüklenir gibi hissetmekten alıkoyamadı kendini Jimin.
Gözünün önüne gelenlerle birkaç adım gerileyip duvarın olduğu yere vardı, vardı ve farkında bile olmadan geçti kalın duvarı.
''Aman Tanrım.'' mırıldanıp ellerini ağzı üzerine örttü.
Sarışın çocuk altındaki küçüğün çenesini sıktığında bu kez duyulan inleme sesi sadece acıdan kaynaklıydı.
''Ne siki- Hey ne yapıyorsun?!'' siyah saçlı çocuk kollarını kurtarmaya çalıştığında sarışın umursamadan elindeki kemeri sıkıca yatağın başlığına bağladı.
''Yediğin boku temizliyorum.'' üzerinden doğrulup altında kalmış bedene bakıp sırıttıktan sonra parlayan gözleriyle devam etti ''Battığın çukurda dibe değmen için yardım ediyorum arkadaşım.'' elini kot pantolonun arka cebine atıp küçük bir kutu çıkardı.
Parlak kutuyu soğuk parmaklarıyla açtıktan sonra içindeki ince ve keskin jiletlerden birini alıp gümüş kutuyu aynı sakinlikle cebine kaldırırken altındaki çocuğun tepinip ettiği küfürleri umursamadı.
Jimin ise içine girdiği duvardan olanları izlerken kendini görmekten kaçamamıştı. Birazdan olacakları bildiğinden nefret etti.
''Battığın dipte acı çekmeni sağlayacağım Jungkook.'' sarışın başını yana eğip konuştuktan sonra altında çırpınan çocuğa doğru eğilip az önce bağladığı bileklerden birini yukarıya doğru çekip belirginleşmiş damar üzerinde yavaşça yukarıdan aşağıya doğru çekerken kulağına dolan çığlıkla sırıtmadan edemedi ''Böyle, devam et.'' ağlayıp yalvaran çocuğa doğru fısıldarken diğer bileğine de aynı işlemi yaptı.
Sürekli hareket eden Jungkook'un kollarından akan kan şiddettini arttırırken memnuniyetle gülümseyip üzeri çıplak kalmış çocuğun üzerinden kalktı.
Elindeki jileti çocuğun temiz siyah kazağına silip yatağın ucundaki komidine bıraktıktan sonra yerini bildiği tuvalete girip ellerini yıkadı. Sabunla defalarca dudaklarını yıkadıktan sonra sonunda kısılmış sesiyle yalvaran çocuğun yanına geri döndü.
Jimin olduğu yerden kıpırdamadan izlemeye devam ederken Yoongi'nin girdiği görüş açısıyla birlikte ileriye atılıp kolunu tutmak için hamle yaptığında ise tamamen donup kaldı.
Elleri, zayıf beyaz kolları tutmak için uzattığı elleri sadece içlerinden geçip gitmişti.
Olamazdı, olamazdı değil mi?
''Lütfen...'' Jungkook'un sesi odada fısıltı olarak yankılanırken Jimin dizlerinin üzerine çöküp ondan farksızca mırıldandı.
''Lütfen...''
''Sadece hakkettiğiniz yerde olacaksınız.'' Yoongi elini çocuğun soğumuş yüzünde götürdükten sonra boynunu yoklayıp nabzının iyice düştüğüne emin olarak yan bir gülüş bıraktı. Ellerini tekrar yıkayacaktı bu leş yerden çıkmadan önce ''Size yardım edeceğim.''
Dizlerini kırıp iğrenirce çocuğun yüzüne baktı uzunca.
''Hepinizden nefret ediyorum.'' Jungkook'un göz yaşlarıyla ıslanmış yüzünü yan tarafa çevirip nefes almayı bırakmak üzere olan ciğerlerini bir kez daha yokladı. En fazla dört dakikası kaldığına emin olduktan sonra bir kez daha ellerini güzelce temizleyip evin çıkışına doğru yürüdü.
''Sadece olmamız gereken yerdeyiz.'' Jimin olduğu yerde durup kapanan kapı ardından bakışlarını zorlukla nefes alan çocuğa çevirdi ''Bataklığın dibinde, en büyük günahımızla, birlikte battık.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
If I Ruled The World // BTS
Short Story''Sadece olmamız gereken yerdeyiz. Bataklığın dibinde, en büyük günahımızla, birlikte battık.'' Dikkat: Şiddet, cinsellik ve kötü örnek oluşturabilecek davranışlar içerir.