231 27 6
                                    

Sabaha karşı odaya dolmaya başlayan ışıkla birlikte nerede olduğunu daha kolay fark etti bu kez Jimin.

''Şanslı pezevenk...'' mırıldanıp yatağında huzurla uyuyan beyaz tenli çocuktan çekti bakışlarını, Jungkook hemen yanında oturmuş öylece bakıp dururken etrafta dönüp duran Namjoon'a bakmak bile istemedi.

Saat altıyı vurmak üzereydi, Yoongi elinde döndürdüğü gümüş kutu ile yatağın karşısına oturmuş eski arkadaşının uyanmasını bekliyordu, odada kendilerinden başka beş varlığın olduğundan habersizce diktiği gözlerini kırpmadan parmakları arasındaki kutuyu döndürmeye devam etti.

''Bu ne sikim?'' anca neler döndüğünü fark eden Hoseok ise etrafa garip bakışlar atıp yatakta gerinmeye başlayan arkadaşına döndü.

Uzun boylu çocuk rahat yatağında dönmeye çalışırken kendisine engel olan kolları sebebiyle gözlerini aralayıp parlak gri demire sıkı sıkıya bağlandığını fark ettiğinde telaşla kollarını çekip yatakta debelenmeye başladığında memnunca gülümsedi Yoongi.

''Eğlenceli miymiş?'' günlerdir doğru düzgün almadığı uykusu yüzünden odayı zorla dolduran sesi sayesinde korku dolu gözleri üzerine çekmeyi başardığı anda hafif gülüşü sinsi bir sırıtmaya döndü, kalçasını yasladığı aynanın önünden hafifçe destek alıp yatakta gerilemeye çalışan diğerine doğru sakin adımlarla ilerlemeye başladı.

''Ba-bak, birden, her şey birden oldu.'' titreyişlerini durdurmaya çalışan yakışıklı çocuk ise şansını denemeye karar verip sakince söylendi ''Kafamız güzeldi, ne bok yediğimizin farkında bile değildik.''

''Şansa bak, ben de gelmeden önce ot çektim. Kafam sizden bile güzel, o halde...'' anında karşılık verip elinde döndürdüğü gümüş kutunun içinde kalan son temiz jileti çektiğinde gözlerini büyütmüş kendisine yalvararak bakan adamın yatağına dizini yaslayıp yanına doğru çıkmaya başlamıştı ''Sorun olmaz sanırım? Kafam güzel sonuçta, kusura bakmazsın her halde?'' sırıtarak konuştuğunda kocaman yatağında küçücük kalmış çocuğun ayak bileğini tutup hızlıca kendine doğru çekti.

''Bırak!'' bileklerinin acımasına aldırmadan tekmelerini savurmaya çalışan çocuk ise pes etmemek için elinden geleni yapsa da tek yaptığı şey sinirden gözü dönmüş olanı daha da körüklemekten başka bir şey değildi ''Bırak beni, ben senin arkadaşınım!''

Dayanamayıp çırpınan bedenin saçlarını kavradıktan sonra başını geriye çekti yüzüne bakmasını sağladı, sinirden parlayan gözleri diğerlerini korkutsa da hiçbir şeyin umurunda olduğu söylenemezdi.

''Hiçbiriniz arkadaşım değildiniz.'' tükürürce konuşup iğrendiği bedeni kendinden uzaklaştırdığında gerçekler anca dank etmişti diğerine.

''Hiçbirimiz mi?'' sessizce söylenip kabullendiğinde artık hareket etmeyi kesmiş bacaklara kendi dizlerini yaslayıp diğerinin çenesini kavradı Yoongi.

''Hiçbiriniz Seokjin, hiçbiriniz.'' tuttuğu çeneyi sıkarken elindekini Seokjin'in sol kaşına dayayıp çenesine kadar bir çizik attığında kulağını uyuşturan bir sesle karşılaşması bir olurken kıkırdamalarına engele olamadı ''Daha yeni başladık.'' dudaklarını ıslatıp çektiği yaranın üzerine birkaç küçük çizik atmaktan geri durmayıp zevkle yaptığına devam etti.

''Delirdi...'' Namjoon iç çekip konuştuğunda Jimin sadece başını sallayarak onayladı.

''Biz yaptık.'' suçluluğunu ilk kez tamamen kabul eden Jungkook ise ortamdaki bakışları üzerine çekip huzursuzca kıpırdandı yerinde.

''Böyle olacağını tahmin etmezdim,'' yatağın başına gelmiş çığlık atan Seokjin'e bakıp yüzünü buruşturdu Hoseok ''yani, Yoongi'den sessizce delirmesini beklerdim.''

Altındaki bedenin çığlıkları canını sıkmaya başladığında daha fazlasına gerek duymadan yalvarışlarına kulak asmadan direnmekten kesilen bilekleri kavrayıp son hamlesini yaptığında işini bitirdiği jileti yan taraftaki beyaz masaya fırlatıp odanın içindeki lüks banyoya girdi sarsak adımlarla.

Üç gündür üzerine bulaşan kanlara iğrenerek bakıp üstteki tişörtü çıkarıp banyonun bir köşesine fırlattı. Kısa kollu sarı tişört üzerinde dururken aynaya bakmaktan çekinip hızla ellerini yıkadı lavabonun başında.

Ağlamanın zamanı değildi, hak etmeyen yerlere göz yaşı vermenin zamanı değildi. Cebinde durduğuna emin olduğu gümüş kutuyla büyük yatakta hırpalanıp can çekişmesi son bulmuş bedene göz ucuyla bile bakmadan hızlı adımlarla evden çıktı Yoongi.

Evin içinde nefes almayı bilmeden durmuş yataktaki arkadaşlarına bakan dört genç cızırtıyla kaybolmadan önce Jungkook'un sorusu duyuldu.

''Yani... Şimdi ne olacak?''

If I Ruled The World // BTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin