"Tamam, yavaş ol." Pietro, Clint'i yavaşça yatırırken bir anda kendini onun üstünde bulmayı beklemiyordu. Clint'in acıyla buruşan yüzüne bakıp gözlerini devirdi.
"Delirdin mi? Ne yapıyorsun?" Tam kalkacakken onu tekrar kendine çekti ve parmaklarını saçlarına geçirip onlarla oynamaya başladı.
"Seni özledim." Söylediği şey Pietro'nun gülümsemesine sebep olmuştu. Dudaklarına küçük bir öpücük bırakıp geri çekildi.
"Tamam ama gürültü yapmak yok. Erik'i zor uyuttum."
"Bir rüzgar gibi sessiz olacağım..." Pietro'yu altına alıp devam etti "Ama seni bilemem." Dudakları onunkilerle meşgul olmasa Pietro ona cevap verirdi ama şu an pek de umurunda değildi. Bir anda ayrılıp gülmeye başlayınca Clint ona şaşkınca bakmıştı.
"Bu kadar zevk alacağını tahmin etmemiştim." Gri saçlı çocuk kendini zar zor susturup yüzünü elleri arasına aldı.
"Sakin ol Clint. Daha başlamadık bile." Clint dediğini biraz geç anlamıştı.
"Kaç ay oldu? Bırak da biraz sakin olmayayım."
"Bir de bana hızlı derler." Pietro bacaklarında hissettiği sertliğe sürtünmeye başlarken kafasını geri atıp Clint için yer açtı. Boynunda hissettiği sert baskılar sesli bir şekilde inlemesine sebep olmuştu. Clint hafifçe ayrılıp güldü.
"Demiştim..." Pietro daha fazla konuşmaması için elini kafasının arkasına koyup dudaklarının tekrar boynuyla meşgul olmasını sağladı. Clint'in eli pantolonunun içine girdiğinde odada tekrar Pietro'nun inlemesi yankılanmıştı ve ardından bir ağlama sesi duyuldu.
"Clint dur." Pietro elini adamın göğsüne koyup itse de başarılı olamamıştı.
"Clint!" Nathaniel babasının bağırmasıyla daha çok ağlamaya başlamıştı. Clint pes edip geri çekildi.
"Kendi kendine susamaz mı?" Pietro gözlerini devirip çocuğun yanına gitti.
"O bir bebek. Alışman lazım."
"Ona söyle ileride bir kardeşi olmadığında beni suçlamasın."
Trol 😏
