SALGIN

Zombilerin Şafağı

Sabah her zamanki gibi zar zor okul için uyanmıştım. Üstümü değişip akşam hazırlamış olduğum çantamı koluma alıp alt kattaki arkadaşımın kapı önüne inip beklemeye başladım. Oda evden çıkınca okula gittik o zaman herşey normaldi. Her gün olduğu gibi geç kalmıştım geç kağıdı alıp sınıfa girdim. Bir terslik vardı bir türlü zil çalmıyordu. Sonra bir anda anons geldi çocuklar sınıflardan çıkmayın diye. Sorgulayıcı bir kişiliğe sahip olduğum için dışarı baktım. Birkaç sendeleyen adam okulun kapısındaki 3 4 tane bağlanmış kilidini yoksayıp içeri girmeye çalışıyordu sonra bir anons daha çabuk spor salonuna diye. Spor salonumuz çok büyüktü resmi maçlar yapılıyordu o yüzden çok sağlam bir güvenliği vardı. İçerde oyuncular için yiyecekler vardı birde izleyiciler için kantin vardı. Spor salonuna girdik ama ne olduğunu bilmiyorduk herkeste bir telaş vardı. İçerisi mahşer meydanı gibiydi. Korkuyordum bende ne olduğunu bilmiyorduk sadece ben değil kimse bilmiyordu. Ve dışarıdan birkaç silah sesi herşeyler içeride boştu ama okul hademeleri ve müdür dışarıda kalmıştı kapıyı açtık gördüğümüze inanamadık müdür bize doğru yavaş yavaş sendeleyerek geliyordu dikkatli baktım müdürün yüzünün yarısı yanmış hatta daha çok yanık ve parçalanmış arasıydı. Müdürün arkasındada hizmetlilerden biri vardı. Onların arkasında kantinci vardı ve yanlarına yaklaşıp kafalarına silahıyla sıktı. Ikiside yere düştü ve kafalarından kan yerine siyah katran gibi bir sıvı aktı. Kantinci yanımıza gelip içeri girdi elinde bir megafon vardı. Kapıları kitledi. Silahını arkasındaki kemere sıkıştırdı ve megafonla duyuru yaptı. "Sakın ısırılmayın tırmalanmayın size yaklaşmalarına izin vermeyin."dedi.