Yolda giderken cennet gibi bir yerde mola verdik. Bir hafta kadar burada kalacaktık. Barış ile birlikte dışarıyı turlamaya çıktık. Birer silah aldık ne olur ne olmaz. Şırıl şırıl akan bir dere vardı. Belki aylardır yıkanmamıştık. Bir lağımdan daha beter kokuyorduk. Hemen birbirimize bakıp suya atladık. Su falan attık birbirimize. Uzun zaman sonra eğlencenin dibine vuruyorduk. En son güneş ufuk çizgisinin hizasındayken çıkıp kampa geri dönüyorduk. Bir piknik alanı gördük. Belki akşama bizimkilerle leziz bir ziyafet çekeriz diye umarak birşeyler aramaya koyulduk. Çitleri geçip ararken herşey yerlerde ve sürüklenmişti. Yerde yarısı yenmiş kadavralar ve kan izleri doluydu. Yağmalanmış burası diye düşünüp çıkarken ayağıma tüylü birşey deydi. Hemen silahımı çektim. Birde ne göreyim dünyalar tatlısı bir köpek. Geride kalan yaşamımda görüp görebileceğiniz en hayvan sever insanlardandım. Bu köpek eski ölen köpeğimin cinsi olan pekinesmiş. Meğer yemeklerin yerde olmasının sebebi buymuş. Barışta hayvanlara bayılır tabi kimin kankası. Tam çıkarken iki köpek daha çıktı bunlar ufak köpek değil bunlar biri siyah biri kahverengi pitbuldu. Galiba silahın sırası geldi diye düşünürken ayağıma koşup ayağımı yaladılar. Galiba eğitimliydiler de hepsini alıp kampa gittim. Barış kaan abiyi çağırdı.ben de kampa sokmadan durumu anlattım. Önce istemedi. Sonra pitbullar eğitimli birkaç kadavrada silaha gerek kalmaz hem silaha gerek kalmadığı gibi yemeklerini düşünmemize gerek kalmaz piknik alanının arka tarafında onarca yenmiş kadavra vardı dedim. Kaan abi pitleri anlasım da küçük olan birşey yapamaz boşuna yük olur dedi. Kaan abi dedim emin ol çok köpek baktım o giderse ötekiler onu arar birlikte geçirmişler bu kadar zamanı ayrılmazlar onlar ötekiler kaçar onu aramaya falan diyip biraz yalanlar ve biraz gerçeklerle onu ikna ettim. Tam kampa dönerken tek şartım onların sorumluluğu sende dedi ve kampa döndük. Herkes sevdi bunları. Korkan falan yoktu mutlu olmuştum. Kahve rengi pittbula çomar adını verdik . Siyah pittbulun ayağına tukaşın salça konservesi sıkışmıştı çıkarttık. Onun da adı tukaş oldu. Sıra pekinese gelince kimseye söz hakkı vermeden eski köpeğim bundandı adı şekerdi kucağımda öldü ve o benim en yakın arkadaşımdı adı şekerdi o yüzden bunun adı da şeker olsun dedim herkes beni kırmamak için onayladı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SALGIN
Ciencia FicciónZombili dünya düşünmek bile istemiyordum. Fakat artık bende zombili bir dünyada yaşıyorum hemde bir grup askerle hem kendi elektriğini üreten araçlarımız tanklarımız ve tırlarımız var o kadarda fena sayılmaz yaa. Tabiki her an ısırılıp ölme ihtimali...