Bölüm 3

1K 73 33
                                    

Bana sarıldı. Başımı geniş göğüslerine yasladım. Taş gibiydi.

'Bellam başımın belası'

Bu coşkuyu kaybetmemeliydik  'Adnan! Adnan!'

Cırt diye bir ses geldi. Nereden geldiğini anlayamadan bana çıkıştı

'Ne Adnan'ı lan'

'Neden? Noldu kuzum?' dedim dolu gözlerle.

Göğsünü dikleştirerek ' Ben Edward'ım' dedi.

Bana tekrar arzuyla sarıldı. Onu arkamda hissettim. Ama nasıl olurdu? Edward önümdeydi. Tanrım ne kadar havalıydı

'Sana bir süprizim var. Ama önce bazı şeyleri anlaman gerekiyor'

Merakla 'Tamam' dedim.

'Tamam öyleyse' dedi ve beni televizyona ittirdi.

Geri geri gittim ve bir anda düşmeye başladım. Adnan pardon Edward gitgide uzaklaşıyordu.

Bir anda yatağımda gözlerimi açtım. Herşey rüyaymış. Ne kadar garip bir rüyaydı. Kendime gelmek için pencereyi aralayıp temiz havayı içime çekerken korkunç birşeyle karşılaştım. Mahalleyi zombiler basmıştı!

Nasıl olur bu? İki hafta önce grip salgını vardı. Uzmanlar uyarmıştı ama ciddiye almamıştım. Şimdi yan komşumuz sokağın başında oturan zavallı kedili teyzenin suratını yerken mutlu muydum? Her yer kan gölüne dönmüs. Lanet olsun! Hemen pencereyi kapattım ve kapıyı kilitledim. Evden ne olursa olsun çıkmamalıydım.

2.gün

Lanet olsun salı pazarı kurulacaktı bugün. Zombiler bütün sebzeleri dağıtmış olmalılar. Perdeyi aralayıp baktım. Lanet olası domates suratlılar. Evde bi tek makarna kaldı.

3.gün

Bugün elektrikler kesildi. Cep telefonumun da şarjı bitti. Facebook olmadan ne yapacağım ben? Lanet olsun.

4.gün

Sıkıntıdan patlayacaktım. Bes saattir ses çıkmıyordu. Birbirlerini öldürdüler sanırım. Hemen yarım saat koşup gelsem ne olurdu? Makarnadan da bıktım. Açık fast food bulur muyum acaba? Dayanamıyorum.. Çıkacağım. Kapıdan çıktım. Sokağa adımımı attım. Korkuyla etrafa bakıyordum. Ve çok korkunç birşey oldu. Devasa bir el beni çekti!

Yine Edward'ın yanındaydım. Edward bana kızdı

'Sana mini etekle sokağa çıkılmayacak demedim mi? Bella! Sabrımı zorluyosun.'

'Ben sokaktaydım, ama zombiler?'

'Zombiyse zombi.. Vampirlerin, kurtadamların cinsel hayatları ne kadar aktif.. Zombilere neden haksızlık ediyorsun?'

'Anlamıyorum bu şey gerçekten bir solucan deliği mi şimdi?'

'Evet güzelim'

'Sen de bir'

'Bilim adamıyım evet'

'Diğer bir değişle'

Şaşırdı 'Eee diğer bir deyişle?'

'Sayntist'

Gözlerini devirdi 'Evet haklısın okulda İngilizce öğretiliyor tabi size'

Çok etkileyiciydi gerçekten. 'Nerede çalışıyorsun?'

'Ee şey işsizim şu anda.. Bulacağım yakında ama' dedi utana sıkıla.

'Hmm bu absürt komedinin bir parçası değil sanırsam' dedim.

'Evet malesef.. Neyse bunlarla canımızı sıkmayalım. Bence artık hazırsın. İşte sana bahsettiğim süpriz. Tadaaa'

Kapıyı açtı. İçeriye koyu sarı saçlı, bebek yüzlü, gencecik bir oğlan girdi.

Edward'ın gözlerinin içi gülüyordu. Bana defalarca çocuğu gösterdi. Salak gibi Edward'ın suratına bakıyordum. Onu kırmamak için gülüyordum. Israrla ve coşkuyla kafasını sallıyordu. Hala benden beklediği tepki gelmeyince

'Justin!' dedi üstüne basa basa.

'Justin mi?' dedim 'Tımbırlak mı?' diye sordum.

'Hayır Bibır! Nasıl tanımazsın? Oh may madır fokır! Sen sen...'

'Ben ne?'

Dehset içindeydi 'Sen çıtır değilsin!'

Absürdistandan HikayelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin