Bölüm 8

949 58 13
                                    

Lanet olası eski erkek arkadaşımın üzerinden kaç yıl geçmişti hatırlamıyorum bile. Artık bugün, şu anda yeni birini bulmaya karar verdim.

Belediyenin parkındaydım. Lanet insanlar bisikleti falan kırmıştı. Etrafa bakınıp erkeğim olabilecek bi yakışıklı aradım. Bir tarafta koca göbekli bi amca vardı. Diğer tarafta saçı sakalı birbirine karışmış tek dişi kalmış bir amca korkunç gülümsemesiyle bana göz kırpıyordu. Aman Tanrim. Nerede bu yakışıklılar?

Evet işte orada hayvanını kucaklamış, 1,90 boylarında, koyu sarı dağınık saçlarıyla ve bal rengi gözleriyle bana bakiyordu. Kucağındaki ise bir miskin hayvanıydı. Ne kadar gizemli bir yakışıklıydı bu..

Hemen ona doğru yaklaştım. Aman tanrım ağzı yüzü yamukmuş yaklaşınca farkettim. Neyse artık bir kere gözüme kestirmiştim.

Elimi uzattım direk konuya girdim.

'Merhaba ben Bella' şaşırınca ağzı daha da garip görünüyordu.

'Bella mı?'

'Hee Bella ne olmuş?'

Gülmeye başladı 'Ne Bellasi ya?'

Sinirlenmeye başladım.'Isabellanın Bella'si'

'İyi de baya baya Türksün sen. Neden adın Bella ki? Neyse benimki de Edward olsun o zaman.'

Allah Allah ya daha ilk konuşmada sinirlenmiştim. İnsan adını seçemiyor ki canim. Yazar ne isterse o..

'Sana yapışsam bana lanet olsun düş yakamdan be manyak der misin?'

'Yok be niye öyle diyeyim? Ben de hatun düşürmeye çalışıyordum zaten. Bu kadar kolay olacağını bilseydim bu miskinle uğraşmazdım. Çok şeker ama değil mi?'

Miskini kucakladım. Gerçekten çok şekerdi. Beraber evinin yolunu tuttuk.

Diyor ve bitiriyor okuyan herkese çok teşekkür ediyorum.

Eğer siz de Bella gibi döngüye girmek isterseniz bölüm 2'den itibaren tekrar okuyabilirsiniz. Ben denedim çalışıyor.

Ya da buna benzemeyen diğer hikayelerim için beni takip edebilirsiniz.

Ayrıca buz devrindeki Sid'in gerçek halini bilmeyenler için miskin hayvanının fotoğrafını koydum.

Absürdistandan HikayelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin