kötü yazdığımın farkındayım ama ilk denemem. kötüde olsa yorumlarınızı bekliyorum. hepinizi seviyorum muah muah :)
sabah kulaklarımı tırmalayan bir ses ile uyandım. yine o kadın-annem-. bunun birilerinin koynunda olması gerekmiyor mu? zavvalı adama yine bağırıp çağırıyordu. bu olanların onun suçu olduğunu nasıl unutuyor aklım almıyor. bencil fahişe. yataktan kalkıp zavallı yatalak babamı korumak için odamdan çıktığımda o fahişenin bana doğru geldiğini gördüm. ve sıra bana gelmişti.
-seni küçük Sürtük . seni doğurduğum güne lanet olsun .o lanet adam ve senden nefret ediyorum. bu gibi hakaretlerine devam ettinde gözlerimi kapatıp finn i düşünmeye başlamıştım.hayır ona aşık değilim. kesinlikle bir Sürtük aşık olmaz. finn demişken o öpücüğün hesabını soracaktım.tek gereken şu lanet kadından kurtulmak.ve nihayet telefonu çalmaya başlamıştı. kaltak kadın birde bana Sürtük diyor. fahişe.
o telefonunu alıp çıktığında bende babamın yanına gidip başını okşayıp yanağına minik bir öpücük bırakmıştım. zavallı adam ona gerçekten acıyordum ama sevmiyordum. çünkü o kadın ile beni yapmışlardı. o kendi hücresine ihanet etmişti. onu sevmem için hicbir sebep yoktu. kendime saklayacağım güzel analarımız bile yoktu.
yanından ayrıldıktan sonra yüzümü yıkayıp üstümü değiştirdim. sıra okula gidip finn e hesap sormaya gelmişti. ah artık okulda bir arkadaşım vardı artık okula gitmek eskisinden daha keyifli geliyordu kulağa.
okula vardığımda carrie nin beni kapıda beklediğini fark ettim. kolunu koluma dolayıp beni çekiştirdiğinde ona 'ne yapıyorsun sen köle' bakışı attım. beni anlamış gibi
-sadece acıktım asabi kraliçe. ben bir insanım ve yemek yemeye ihtiyacım var. tabi seninde.
-hiç belli olmuyor . dediğimde bana 'sus yoksa seni yerim' gibi bakış atınca bende itaat etmek zorunda kaldım.
yemek boyunca sesini çıkarmadı. gerçekten açmış. o nasıl yemek yemektir. tostu yemedi resmen tostla ilişkiye girdi.sonunda bitirip bana döndüğünde elimdeki tosta bakıyordu.
-al köle istiyorsan bunu da yiyebilrsin. dedim daha cümlem ağzımdayken elimdekini alıp yemeye başladı.öküz köle. sonunda zil çalmıştı. yavaş yavaş sınıfa doğru ilerlerken bütün gözler bendeydi. hadi ama cidden böyle bakmak zorunda değillerdi dimi ? ve sonunda sınıfa vardığımda finn yine ordaydı benim sıramda ne işi vardı burda onun sınıfında olması gerekmiyor muydu?
-ne işin var burda defolsana.
-burayı sevdim. hem her geldiğimde seni öperek kaldıracaksam bu işime gelir. ah çok pislikti.
-öyle bir şey olamayacak.şimdi kalk sıramdan boynuzlu
-bu sen söyleyince güzel geliyor kulağa.her neyse sonra görüşürüz sürtük.
-hiç sanmam. hem senin uğraşacağın sümüklü bir sevgilin yok mu ?
-ona böyle dediğini duyarsa kötü olur.merak etme sır tutabilirim ama bir karşılığı olacak bunu unutma.ayrıca boynuzlarımın bana yakışmadığını düşündüğüm için ayrıldım.hem seninle uğraşmak daha eğlenceli sürtük. oha anlamıştı yani gerizekalı değil bu iyi.ve benim bir lafımla kızdan ayrıldı. oha yoksa o bana değer mi veriyor. ne saçmalıyorum ben kızın onu aldattığını söyledim bunun değerle bir alakısı yok tamam mı salak. ama hoşuma gitmedi değil.kapak olsun o sümüklüye tanrı gibi çocuk bulmuş hala başkalarının peşinden gidiyor. dediğim gibi asıl sürtük o.hoca sınıfa girdiğinde ben yerime oturmuş finn in o sümüklüden ayrılışını kutluyordum. tabiki içimden. carrie bana dönüp 'az değilmişsin sende' gülüşü yapıp göz kırptı.bende saçını karıştırıp gülüşünü yok etmiştim tabi. hoca derse başladığında ben başımı sıraya koyup uyumaya çalışıyordum. ama uyuyamadım. finn burayı sevdiğini söyledi. ya hep gelirse. onu bir daha asla öpmicem. salak çocuk
finn i düşünerek koca bir ders geçirmiştim.hayır ona aşık değildim.sınıftan çıktığımda finn in bana dığru geldiğini gördüm.neden heyecanlanmıştım ki ? onu görmemiş gibi yapıp ilerlemeye başladım.onun bana seslendiğini duyunca durdum.
-hey sürtük dönsene artık.
-ne istiyorsun yine
-okuldan sonra beni bahçede bekle yoksa seni ellie nin eline veririm.
-ha ha çok korktum.
-evet korktun bu yüzden çıkışta bekleyeceksin.
-hem boynuzlu hem aptal.
-neyse sürtük bu yüze iyi bak çıkışa kadar göremeyeceksin. özleyebilirsin. ama sana hak veriyorum.
-ayrıca ukala.
Çıkışa kadar carrie nin sorularıyla boğuştum. Gerçekten ne yapacağını merak ediyordum. Bahçeye çıktığımda onun da orda olduğunu gördüm. Eve gitmek istiyordum ama ayaklarım bana ihanet edip ona doğru sürükledi. Beni gördüğünde sırıtmaya başladı.
-Korkak sürtüğümüzde geldi.
-neden beklememi istedin ?
-Karşılık için. çocuklar! diye bağırmasıyla üzerimde bir şeyler hissettim.Yumurta ? WTF ?
Üstüm batmıştı ve herkes bana gülüyordu. Bu nasıl karşılıktı böyle ?
-Beğendin mi?
-Ne sanıyorsun sen kendini ? Nasıl bir şeyin içindeyim ben böyle. Sevgilinin sana yaptıklarının acısını benden mi çıkartıyorsun boynuzlu ?
Ve nihayet herkes gülmeyi bırakmış bizi dinliyordu.
-Belki. Hem bu daha başlangıç .
-Neyin intikamı bu ?
-Can sıkıntısı intikam değil. Dediğim gibi seninle uğraşmak eğlenceli.
Daha fazla dayanamadım ve okuldan çıktım. Eve gitmek istemediğimden sahile doğru yürümeye başladım. Herkesin gözü üstümdeydi. Onlara orta parmağımı göstermemek için kendimi zor tutuyordum. Sahilde boş bir yer bulup oturdum. Gerçekten bu çocuğun derdi neydi ? Neden bana böyle davranıyordu ki ? Okulun başından beri ne değişti ? Hem bunlar olurken carrie neredeydi ?
kendimi soru yağmuruna tuttuğum sırada arkamdaki ses hepsini dağıtmaya yetti.
-Eğlencenin dozunu fazla kaçırmışsın sanırım.
Of bu ne tatlılık. Cennetten düşerken canın çok yandı mı. Sen gelip içimde yuva yapsan ne olur. Abaza tarafına susturmayı başarıp cevap verdim
-Eğlenmiş gibi bir halim var mı ?
-Peki neden böylesin. Yani yumurtalı. Yumurtalı kısmı yüzü buruşturup söylemişti. Ve o haliyle ayrı bir yakışıklıydı.
-Egosu tavan yapmış bir manyakla uğraşma sırası bana gelmişti de ondan.
-Egosu tavan yapmış bir manyakla baş edebilecek bir kıza benziyorsun.
-Sadece benziyorum.
-Hadi seni evine bırakalım. Yok ben yumurtalarımla mutluyum diyorsan karışmam.
-Hadi kalk. Temiz beni özledim .
Yarıda kesiyorum. multimedia finn var :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sürtük
Teen Fictionacınası bir kızın hayatını ele alıyor bu kitap. çok hızlı bir giriş ile başlıyor fakat sonradan olaylar değişecek. keyifli okumalar :)