"İyi de Krezi olan Emma değil ki efendim!"diyen Scott'a kafa sallayıp tek kaşımı kaldırdım ve Liderlerime dönüp konuşmalarına katıldım.
"Scott , tüm vampirleri deneyip Krezi'yi arıyorlar. Summer'ı sadece bize teslim edenler biliyor. Tanrım bu çok karışık!"diyerek başını iki yana sallayan ve masaya küçük bir yumruk atıp gözlerini kapatan Joseph'i anlayabiliyordum. Çok çalışıyor ve bu eve çok emek veriyordu .
"O halde onlara Summer'ı vermeye ne dersiniz?"diyen Godric hiç hoş şeyler söylemiyordu.
"O benim öğrencim buna ben karar veririm!"diye yükseldiğimde Summer elini elimin üstüne koymuştu, kaygıyla baktım gözlerine. Onu hem öğrencim olarak hem de bir arkadaş olarak seviyordum.
"Buna sen değil biz karar veririz Caroline. Lütfen artık anla şunu!"dedi Josh kafasını masadan kaldırmadan.
"Bu bir Krezi sorunu Joseph kendine gel! Burda Liderliğinizi konuşacak değilim. Beni rütbe atlatmadan bunları düşünmeniz gerekirdi. Benim iznim olmadan hiç bir öğrencimi başka bir eve teslim edemezsiniz. İzin de vermiyorum, çünkü Krezi diye onu dışlayamazsınız."dediğimde bana bakmakta olan diğer Liderimle göz göze geldim.
"O haklı çocuklar, hem bu kız çok işimize yarayabilir."dedi gözlerime bakmaya devam eden Taylor. Dedikleri gözlerimi yaşartırken döndüm Josephe o en büyükleriydi , hadi ama Josh bunları en iyi sen düşünürdün.
"Caroline'a katılmanda ki amaç neydi Taylor, o hep duygusal yaklaşır. Summer başımızda koca bir bela ne gibi bir işten bahsediyorsun?" Geriye oturup sevgili kuzenime kulak vermiştim seçili 5 görevli öğrencim arkamda bana destek olurken kendimle gurur duyuyordum. Gerekirse bu evde ki herkesi koruyabilirdim.
"Amaç şu Joseph, kız Krezi dostum. Kendi yetenklerinin farkına vardığında bize nasıl yardımı dokunacağını iyi biliyorsunuz. Savaş çok yakın , bunları düşünmek yerine savaşa odaklı işler yapsak daha kaafi. " dedi ve suratını asıp sert mizahına geri büründü genç vampir. Tanrım çok seksiydi, her düşüncesi onun kararlılığını ve büyüklüğünü gösteriyordu. Hayranlıkla ona bakmaya devam ederken araya giren Godric ayağa kalktı.
"Pekala buna oylama yapmak istiyorum."Godric'in sözüyle gülümseyen Taylor hala bakışlarımın altında ezilmekteydi.
Godric Summer'ı gönderme peşindeydi tıpkı Josh gibi ama buna engel olacaktım elbette. Onu hiçbir yere vermeyecektim."Pekala odada ki konseyi sayman zaman alır mı yoksa bunları tekrar düşünmek ister misin?"diyen kuzenim ne zaman bu kadar kalpsiz olmuştu hatırlamıyordum.
"Dostum, bu çok saçma. Bu kızı gönderirseniz ona neler yapacaklarını biliyorsunuz değil mi?"Sorduğu soruyla gülümsemiştim. Taylor bunun farkına vararak bana göz kırpmıştı. Kalbim de dolaşan periler beni mutlu etmeye yetmişti.
"Daha önce kaç kere Krezi olupta işkenceye maaruz kaldın Taylor?"diyen Godric işi fazla adapte etmişti kendine.
Korkuyla elimi sıkan Summer'a baktım, dolu gözlerle liderlere bakarken kalbimdeki periler göz yaşları dökmeye başlamıştı bu sefer."Onu korkutuyorsun Godric!" Bana iğrenerek baktığında çattım kaşlarımı. Ne yapmış olabilirdim ki ona ? Sadece Summer 'dan kaynaklanan birşey olduğunu düşünmüyordum açıkcası.
"Summer ! Bir adım önümüze gel!"dediğinde elini sıkmış olduğum öğrencim titrek bedeniyle geçti liderlerin önüne.
"Yapma Godric eşit bir oylama olmayacak!"diyerek buna karşı çıkan yeni liderimize minnettardım. Ayağa kalkıp bende onlara yaklaştım.
"Üç Lider üç oylama Taylor. Evi korumak için seçenekler önünde. Burda daha fazla kalamazsın Summer."Kalbine ok atmak istediğim bu Lider bu kadar duygysuz muydu?
"Ben senin gibi düşünmüyorum sayın, Godric. Summer buraya ait."Taylor avını bekleyen avcı bakışları atıyordu Godric'e ama sanırım bu hiç birşey değiştirmeyecekti.
"Lütfen Joshep!"dedim gözlerimde ki yaşlara engel olmayarak.
Josh üzgünce bakıp kararlı bir cevap vermişti ."Bunu ertelemeye ne dersiniz ?" İçime birazda olsa su serpilmiş ve korkum git gide azalmıştı.
"Buna gerek var mı Josh?" Godric gerçek bir ruh hastasıydı. Gözlerimi devirdim bu sorusu üzerine.
"Aman tanrım Godric. Asla yorulmayacak mısın sen?"diyen Taylor hızlı adımlar ile odadan ayrıldı. Gözlerim dolu Josh'a döndürdüm bakışlarımı. Beynine rahatsız edici bir kaç sinyal sonrasında Summer'ın elinden tutup ayrıldım odadan. Arkamdan gelen öğrencilerim bana sorular yağdırırken onları duymamak adına beynimi başka şeyler ile meşgul ediyordum ama ne yazık ki Nick ve Scott bir türlü susmak bilmiyordu.
"Hey! Sizi iksir suyunda yıkarım çocuklar! Kesin ve sınıfı toplayın! Hemen!"dediğimde bugün dersi sınıflarda işlemek istediğimi söyledim kendime. Bir fincan kahvemi alıp masamda öğrencilerime bir şeyler anlatacaktım.
"Summer! Bana bir fincan kahve getirmeni istiyorum sınıfta olacağım."dedim adımlarımı sınıfa yönlendirdim. Koca ve sessiz sınıfın kokusu ciğerlerimde bayram ediyordu. Eğitmen olmak gerçekten benim kaderimdi sanırım. Severek yaptığım bu iş beni sıkıntılardan uzaklaştırıyordu.
Masama oturmuş sınıfı beklerken kapı açıldı ve içeriye Summer ile birlikte öğrenciler sınıfa akın ediyorlardı. Kahvemden bir yudum alırken sessizce yerlerine geçen öğrencilere baktım. Herkes tamamen hazırken bardağımı masaya bıraktım ve ayağa kalktım.
"Size şimdi, benden önce sınıfta veya bahçede olmanız için benim gönderdiğim sinyali nasıl duyacağınızı öğreteceğim."dediğimde tüm sınıf hayretle ve heyecanla bana dikmişti bakışlarını. Gözlerimi kapatıp bedenimi boş bıraktım ve yapmak istediğim şeyi canlandırdım zihnimde. Derin bir nefes alıp gözlerimi açtığımda bir kaç öğrencimin kulaklarını kapattığını gördüm. Bu acı sanki ufak kıvılcımlanan bir elektrik çarpması gibiydi ama bunu kafanızın içinde olduğunu düşünün. Biraz hak vermek istiyordum onlara ama eğitimleri için bunu yapmayı kesmeyecektim.
"Hey sen! Sinyallere karşı dayanıklı olmayı öğrenemedin mi hala? Söylesene Bay Henry'nin dersinden nasıl oldu da geçebildin!"diyerek onu kızdırırken kesti kulaklarını tutmayı.
"Sinyallerimi duyduğunuzda bundan rahatsız olmak yerine kendinize bunun ne kadar sinir bozucu olduğunu hatırlatın. Evet beyninizi işgal etmeyi huy edinmedim ama bu sizler için çok önemli. Bir büyücünün sinyallerine karşı direnmek için kendi zayıf yönünüzü tetiklemeniz lazım genç vampir dostlarım."
"Harika!"diye bir kaç ses duyduğumda masama dönüp kahve bardağımdan yudumladım. Cam kenarına geçip hızlı düşen yağmuru izlerken kapı açılıp kapandı. Arkam dönük olan kapıya doğru konuştum.
"Dersime geç gelmeni anlayamıyorum bay veya bayan..?"dedim ve kapıya döndüm. Tanrım! Bu Taylor'dı. Somurtkan yüzü ve çatık kaşlarıyla siyah pelerininin yakasını düzeltti beyaz ten.
"Bayan Patrick. Sinyalleriniz binanın her yerinden duyuluyor. Yeni öğrencilerimizim buna pek dayanıklı olacağını sanmıyorum."dedi memnuniyetsizce. Bunun farkında değildim gerçekten, aklım hala Summer'da, dikkatim ise bu yakışıklının keskin gözlerindeydi. Derin bir nefes ardından sınıfa döndüm.
"Ders bitmiştir bugün güzelce dinlenin!"dediğimde sınıf sessiz sedasız dağılmıştı. Masama yaslanıp boş sıralara bakmaya başladım.
"Bilmiyorum Taylor! Bazen sadece Joseph'in ihtiyacı olduğum bir eğitmenmişim gibi hissediyorum. Yıllardır birlikteyiz tek ailem ve..."
"Ve seni savunmasız bırakıyor. Bak Caroline, Joseph'in aklını karıştıran tek şey ne yazık ki Godric. Kuzenine kızmamalısın o gerçekten iyi bir yönetici, umarım demek istediğimi anlamışsındır."dedi ve geri geri adım atmaya başlayıp soğuk kanlılığı ile sınıftan ayrıldı. Gözlerim dolmuştu, Godric gerçekten Josh'un kafasını bulandırıyordu. Peki derdi neydi? Kendi liderliği ve kendi çatısı altında ki vampirlere liderlik etmek yerine neden Josh kadar güçlü bir lider ile arasını iyi tutmaya çalışıyor ve sanki doğrusunu yapıyormuş gibi gösterip kuzenimin kafasını allak bullak ediyordu?
Düşüncelerim beynimde yanma hissi yaratırken çıktım sınıftan. Odama geçip dinlenecektim çünkü fazlasıyla yormuştum kendimi. Kendimi ve beyin hücrelerimi..

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyücüler ve Vampirler
Vampire"Joseph bunu bize yapamazsın!"diye bağırdığımda başında duran vampirlere büyü topu fırlatıp Liderimin başına yerleştim. Gözlerimden akan peri tozu ile yarı uyanık Joseph'in kafasını dizlerime koydum. "Caroline , ağlamanı istemiyorum. Onlara sahip çı...