Do Not Enter!

Bölüm 2

*Ben bu müzikle yazdım siz de bu müzikle okuyun*

**Lütfen bölümü beğendiyseniz vote vermeyi unutmayın**

Okulun ikinci günü . Bakalım sorunsuz atlatabilecek miyim diye düşünürken durağa vardım . Bugün biraz geç çıkmışım ki , durduğum an uzaktan gelen dolmuşu gördüm . Durdurup boş bir yere yerleştim . Çantamı da yan koltuğa koydum . Kulaklığı kulağıma takınca çalan şarkım aklıma yaklaşık bir hafta öncesini getirdi . Kulağımda first love , gözümün önünde akan yol... Dışardan bakan birisi için gerçekten huzurlu görünüyor ..

- 1 hafta öncesi - Uzun zamandır babama söylüyorum ve nihayet bugün okula gidip gerekenleri yapacağız . Arabaya binip okula varana kadar pek de fena gitmiyordu . Kapıdan girip sola dönünce müdürün odasını bulabildik . İçeride fikirlerim soruldu ama konuşmama müsaade edilmedi . Fikrimi belirttiğimde ise babam sessizce bela okudu . Ağlamamak için nefes alıp veriyor , gözlerimi iyice açıyordum. İşimizi halledip okuldan çıktık. Arabaya doğru yürümeye başladık . Babamın sorup durduğu şey :"Gerçekten de büyüyünce maaşını bana vermeyecek misin ?" Cevap vermediğim için daha çok kızıyor. Tekrar tekrar sordu ama bir kere bile arkamı dönmedim . Umursamıyormuş gibi yapıyorum . Cevap vermedikçe kızdı , daha çok kızdı .Seni okula göndermem dedi .Beni para geleceği için okula gönderiyordu . Eve döndüğümüzde ona bir şey sormak için baba diye seslendiğimde "Bana baba deme!" dedi . "Artık seni sevmiyorum . Senin üzerinden elimi çekiyorum , destek vermeyeceğim, ne yaparsan yap" dedi . "Maaşıyla hava atıyor" . Sen beni değil parayı seviyormuşsun , dedim . "Evet ben paraya taparım " .

Küçük bir iş için dışarı çıktım.Eve döndüğüm vakit, para aklında kalmış , yanından geçerken kafama vurup seni okutmayacağım moruk dedi . Ses etmeden içeri girdim . Yine kalbim sıkışıyor, başıma ağrılar giriyordu . Bana yaptıkları karşısında o kadar sinirleniyordum ki patlamak üzere olan bir balonun gerginliğini hissediyordum içimde . Ama patlayamıyordum bir türlü . Balonun yüzeyi gerilince de canım yanıyordu , boğuluyordum . Kimsenin olmadığı bir yerde avazım çıktığı kadar bağırıp , ağlamak istiyordum. Bıkana kadar , soluk alıp verişim derinleşene kadar ağlamak ...

Ertesi sabah otururken kardeşim,Ela saçıma yapıştı . Bir türlü saçımı kurtaramadım ve babam "Al şu küllüğü dök!" dedi .Ben saçımı kurtarmaya çalıştım kalkmak için . Tekrar söyledi : "Al şu küllüğü dök." Biliyorum o küllüğü beş saniye içinde elime almassam dayak ya da küfür yiyeceğim . Bir elimle canım acımasın diye Ela'nın elini tutup diğer elimle küllüğü aldım . Saçımı tutan kardeşimle kalkıp yürümeye çalışınca küllüğü döktüm . Arkadan gelen babamı fark edince dökülenleri toplayıp daha hızlı yürümeye çalıştım ama saçıma asılmış kardeşimle bu çok zordu . Yakalanıp enseme üç tokat yedim . Sonra odama gittim . Başım çok ağrıyor . Hatta gözüm, gördüğüm renkleri değiştiriyor . İyi olmadığımı umuyorum . Ölümcül bir darbe yemiş olmayı...

Dün akşam yemeğinde bana benimle arayı bozarsan ağlayan sen olursun demişti . Şimdi daha iyi anlıyorum ...

Öğle zamanı telefonda haberlere bakınırken içerden babamla Nil'in sesleri geliyordu . "Domuz Nil , aptal Nil, işe yaramaz Nil... Babam Ela'yı oynatıyordu . Aslinda oynattığını sanıyordu. Duyduğumda canım öyle yanıyor, kalbim öyle ağrıyordu ki. Sadece yüz ifadem soldu . Gülümsedim o ifadeyle . Sonra telefondan karaoke açıp yüksek sesle söylemeye başladım. Ağzım gülüyordu ama gözlerim boştu . Sesim yankılanıyordu ama arada sesim titriyor , bozuluyordu . Çünkü ağlamamak için yapıyordum bunu . Kardeşimin bana o sözleri söylemesinin verdiği acıyı iki katına çıkarıyordu bunu yapmak .Ama yeter ki babam bilmesin kalbimin sıkıştığını .Acılarımla eğlenmesin ...

Aklımdan korkunç düşünceler geçerken kendime gelip camdan dışarı baktım . Hay allah ! Okulu geçmişim . Hemen dolmuşu durdurup kaldırımda yürümeye başladım . Okula geç kalmamak için dua ediyordum . 5 dakika sonra okul artık görünüyordu . Saate baktım . Zil yeni çalmış .

10 vote olsun yeni bölüm :)