Önceki bölümün sıkıcı olduğunun farkındayım ama bir kaç ipucunun verilmesi gerekiyordu artık. Asıl bundan sonra başlayacak her şey.Yorumlarınızı bekliyorurum...
"Aras,bu nasıl oldu?"
"Bilmem,biraz öncekinden bir farkı yok bence."
"Çok sağol gerçekten çok yardımcı oluyorsun."
"Hiç önemli değil ne zaman istersen yani."
Parti için babaannem beni ve Aras'ı alışverişe yollamıştı.Biraz kaynaşırız diyeymiş.O gelse daha iyin olurdu aslında çünkü Aras'ın yardımcı olduğu söylenemezdi.Beyaz kolsuz bir elbise,kahve rengi dolgu topuk bir ayakkabı ve ayakkabılarıma uygun bir hırka almıştım.Güzellerdi gerçekten.Kıyafetleri alıp dışarı çıktığımızda saat daha erkendi bu yüzden bir kafede oturmayı teklif etmiştim.
"Nereye gideceğiz?"
"Benim hiç bir fikrim yok şuan."
"Tamam o zaman."
Küçük bir çocuk gibi onu takip ediyordum.Hiç bir yeri bilmemek ne kötüydü.Beni burada bırakıp gitse geri dönebileceğimi hiç sanmıyordu.
Biraz ileride bir kafe vardı ve oraya doğru ilerliyorduk.Rengarenk masalar vardı.Her yer çiçeklerle doluydu ve harika kokuyordu.Yazın son günleriydi ama hala denize giren insanlarla,fotoğraf makineleriyle gezen turistlerle doluydu Urla.
"Buraya oturalım mı?"
"Olur.Çok güzel görünüyor."
Konuşmamızı yakışıklı bir garson bölmüştü.
"Ooo Aras!Hoşgeldin koçum."
"Hoş bulduk Enes.Naber?"
"İyidir.Merhaba?"
"Merhaba." Buradaki her insan sıcak kanlıydı.Yabancılık çekmeyecekmişim gibi duruyordu.
"Feride Hanım'ın torunu Nisan Uyar." Bu neydi şimdi?Neden böyle tanınıyordum?
"Öyle mi?Hoşgeldiniz tekrar.Evet ne alırsınız?"
"Soğuk bir İce Tea şeftali alabilir miyim?"
"Tabiki.Aras sen?"
"Bende limonlusundan alayım."
....
"İstanbullu özledim mi?"
"Hayır."Cevabın kısa ve net olmuştu.Özlemiştim belki de ama en kötü anılarım oradaydı.
"Anladım.Burayı sevdin yani?"
"Evet kesinlikle.Bütün hayatım burada geçmeli."
"Güzel yer evet ama insan sıkılıyor bir süre sonra."
"Yani illaki.Ama en azından havası temiz."
"Haklısın."
İçeceklerimiz geldikten sonra konuşmayı kesmiştik.Ama Aras'ın gözü bir yere takılmıştı.Bende aynı yere doğru bakınca,bizden bir ya da iki yas büyük gibi duran,gayet havalı giyinimli iki tane çocuk duruyordu.Onlarda Aras'a bakıyordu.Ne olduğunu gerçekten anlayamamıştım.Aras birden ayağa kalkmıştı.
"Gidiyoruz."
"Ne!?Onlar kim?"
"Boşver şimdi onları hadi Nisan." Bana resmen emir veriyordu ama şuan bunları düşünecek zaman değildi.Adının Enes olduğunu bildiğim garsonun çağırdı ve kulağına bir şeyler söyledi.Enes sinirli bir şekilde ileride bize bakan iki çocuğa baktı.Aras eline parayı sıkıştırıp çıkışa doğru ilerledi.Bende arkasından ona yetişmeye çalışıyordum.Direk arabanın olduğu tarafa yönelmiştik.O çocuklarla bir problemi olduğu belliydi ama şuan bir korkak gibi kaçıyordu.Bu durum kaslı vücuduna küfür gibiydi resmen.