1 HAFTA SONRA
Uras YAMAN tarafından
Bir haftadır beraberdik ama her gün aynı şekilde uyanıyordu. Doktora gidip durumu öğrenmiştim herşeyiyle. Ona öyle bir şey hissettirmeliymişim ki unutmamasını ve beni tekrar hatırlamasını sağlamalıydım. Okula gitmiyordu. Onun sağlığı için daha iyi oluyordu. Bu arada artık hapta kullanmıyordu. Çünkü kendini , ailesini, yaşadıklarını, BAĞIMLI biri olduğunu bilmiyordu. Ama arada bir şeyin eksik olduğunu ve canının çok istediğini fakat ne olduğunu bilmediğini söylüyordu. Bu onun için daha iyiydi aslında. Şuan yatağımda uyuyordu. Saat sabaha karşı dört felan olmalıydı. Elimdeki sigarayıda söndürüp koltuktan kalktım bi duş alsam iyi olucaktı. Kısa bi duştan çıktım. Kapıyı tam açtığımda uyku sersemliğiyle bana çarpan geceyi görmemle şaşırdım. Bana çarpınca geriye doğru sendeledi. Onu belinden tutup doğrulttum. Saniyelerce beni süzdü ve ardından gerilemeye başladı. Ah yine başlıyoruz. Bu gün öyle bir şey yapmam gerekiyordu ki bir daha unutmamalı ve her şeyi geri hatırlamalıydı.
Şuan ne mi yapıyoruz. Öpüşüyoruz.
Aklıma gelen fikirle dudaklarımı çektim. Bir an afallasada düzeldi ve merakla bana bakmaya başladı. Telefonu elime alıp ses kayıt uygulamasını açtım. Ve gizlice kayıt tuşuna basıp kaydetmeye başladım. Ona dönüp onu sevdiğimi söyledim. O da bana beni sevdiğini söyledi. Kaydedip cebime koydum. Ve öpüşmemize devam ettik.
Uyandığımda yanımda masum bir şekilde uyuyordu. Kolları belime sarılıydı. Kafasını ise göğsüme gömmüştü. Kıpırdanmamla gözlerini araladı. Afallayıp kollarını belimden çekti. Klasik sorularınıda sormayı unutmadı tabiki. "sen kimsin, burası neresi, ben kimim". Bu sorulara hiç bir cevap vermedim. Telefonumu alıp ses kaydını ona açtım o dinlerken bense onun gözlerine bakıyordum. Ses kaydını dinledikten sonra oda bana bakmaya başladı. Dakikalarca sadece gözlerimize bakıyorduk. Gözleri dolmaya başladı. Birden "senden nefret ediyorum!" gibi sözler söylüyordu. Şaşırdım. Ne olmuştu. O ise devam etti ama en son dediği sözle gözlerim parladı."sana aşık olduğumu söyledim lanet herif ama sen tek kelime dahi etmeyip sadece orada oturdun!"
O ağlarken kendime çekip ona sarıldım. Ama o beni ittirmeye devam ediyordu. En sonunda bende onu bıraktım. Hemen ayağa kalktı ve odadan çıktı tabi bende arkasından. Merdivenlerden hızla inip dış kapıya doğru koşmaya başladı. Tam dış kapıyı açarken ona yetişip kolunu tuttum. Kolunu çekmeye çalıştı ama izin vermedim. "bırak beni gitmek istiyorum, senden nefret ediyorum, sakın bir daha bana yaklaşma SAKIN! " o an dediği sözleri algılamaya çalışırken kolunu hızla çekip evden çıktı. Yoldan geçen taksiye el kaldırıp bindi. İlk defa canım acıdı sanırım. Cidden onu seviyor muydum?
İlk defa birini kaybetmekten korkuyor muydum yani?
Sinirle kapıyı çarptım. Odama doğru gitmeye başladım. Geçtiğim yerde ne varsa dağıttım.Gece UZ tarafından
Başıma herşey onun yüzünden geldi. Onu sevemem. Bu boktan hayatımın içinde platonikliğe de yer yok. Onu unutmalıyım. Nasıl yapıcağım hiç bir fikrim yok çünkü canım yanıyor. Onsuz hayatıma devam etmeliyim.
Kaç gündür okula gitmiyorsam artık. Bölümümdeki herkes garip bakışlar atıyor. Arkalarda bir yere geçip oturdum. Çok geri kalmıştım anlaşılan, anlatılanlardan hiç bir şey anlamıyorum. Daralıp, çantamıda alıp çıktım. Aklıma durmadan uras geliyor. Onu düşünmeden yapamıyorum. Yankıdan sonra birini gerçekten sevmiştim. Halada seviyorum. Belki yankıdan kat ve kat daha fazla. Ah ne yapıyorum ben onu unutmam gerekirken, onu ne kadar sevdiğimi düşünüyorum resmen. Bu gün derslere girmek istemiyorum. selen ve güneşe mesaj atıp okuldan çıktım. Kaç gündür hap almıyorum bilmiyorum ama içim içine sığmıyor, kalbim bedenimden fırlayacakmışçasına atıyor, boğazımı birinin sıktığını hissediyorum. Ve yanımda da hiç hap yok. Ne yapacağım şimdi ben. Titremeye başladım. Ve yürüdüğüm kaldırımda yere düştüm. Gözlerim bir taraftan yanıyor bir taraftan ise ağırlık hissediyordum. Tam kapanacakken birinin yanıma koşarak geldiğini gördü gözlerim. Sonrası karanlık.
Gözlerimi araladığımda. Bir odadaydım. Yine yumuşak bir yatakta. Hayatım klişelerle dolu resmen. Yatakta doğruldum. Etrafıma bakmak için kafamı çevirdiğimde bir çift kahve tonunda gözlerle karşılaştım. Koltukta oturuyordu. Yüzünü incelemeye başladım. Çene ve elmacık kemikleri belirgindi. Kısacası yüz haltları kusursuzdu. Burnu, kaşı, dudağı her şeyi. Ben incelemeye devam ederken. O küçük bir kahkaha attı ve ayağa kalkıp yanıma doğru adımladı. Bende örtüyü üstümden çekip ayaklandım. "şey... ben.... teşekkür ederim. Yani beni... -" sözümü kesen onun sesiydi. "önemsiz. Ama neden bayıldığını merak ediyorum açıkçası ve gözlerinden, bedeninden anlaşılan hap alamamandan olmalı." şaşkınca ona bakıyordum. Ağzım açık olmalı ki, sırıtıp elini çeneme götürdü ve çenemi hareket ettirerek ağzımı kapattı. "e- evet" sonunda diyebilmiştim. Neden kekliyordum ki. Hey ben kekelemezdim. Neler oluyor bana.
Memnun olmuşçasına kafasını salladı ve " peki neden neva?" diye bir soru yöneltince ağzım yine beş karış açıldı. Ama nasıl, nasıl benim gerçek adımın neva olduğunu bilebilir. Asıl o kimdi.
"sen kimsin ve benim adım neva değil GECE!" diyerek sesimi yüksettim. O ise istifini bozmadan " adını annen neva verdi diye biliyordum gece" dedi.
"Annemi nereden tanıyorsun "
"üvey annem oluyor"
"peki benim onun kızı olduğumu nereden biliyordun? Hepsi bir tesadüf olamaz, çok fazla" deyip hafif bir şekilde kafamı sağa sola sallamaya başladım. O ise düz bir ifade ile
" iki sene önce annen seni almak istedi ama yetimhaneden ayrıldığını öğrendi. O üstüne düşmedi ama ben aynı şeyi yaptığımı söyleyemeyeceğim." diyerek bana karşı bir adım daha attı şimdi dibimdeydi işte. Nefesini yüzümde hissedebiliyordum. Çok sakindi, fazla sakin. Ben ise onun aksine hızlı nefes alıp veriyordum. Bir yandan hapsızlık, bir yandan ise annem ve olan olaylar. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Kulağıma yaklaşıp "sakin ol" dedi yumuşak bir ses tonuyla. Birden ürperdim. Elini cebine attı ve bir paket hap çıkardı. Gözlerim parladı, bunu oda anlamış olmalı ki sırıttı. Ve bana yaklaşıp dudağıma ufak bir öpücük bıraktı. Beklemediğim için bir an afallafım. O ise bu halime ufak bir kahkaha attı ve hapı bana uzattı. Şuan küçük bir öpücüğü düşünebilecek kadar iyi değildim. Uzattığı hapları almak için yeltendiğimde elini havaya kaldırdı. Kaşlarımı çatıp gözlerimi onun gözlerine çevirdim. Alayla sırıtıyordu. Sinirlenip tekrar almaya çalıştım bu sefer ise sola kaydı. Oyun mu oynuyordu benimle. Sinirle nefes verdim ve sakin olmak adına gözlerimi kapattım. Derin bir nefes aldım. Tam gözlerimi açtığımda sırtım duvarla buluştu. Acıyla inledim. O ise düz bir ifadeyle daha doğrusu ifadesizce bana bakıyordu.
"ne yaptığını sanıyorsun sen üvey kardeşim!" dedim imayla. O ise yine ifadesiz bir şekilde nefesini dudağıma üfleyerek konuştu "kardeşim kelimesini bana kullanma lazım olur" dedi. Çok yakındı. Bir an olsun onun gibi benimde gözlerim dudaklarına kaydı. Ama hemen kendime gelip gözlerimi onun gözlerine çevirdim. Ah olamaz gözlerime bakıyormuş. Dudağına baktığımı anlamış olucak ki kafasını geri çekip sırıttı ve paketi elimi alıp içine koydu. Sonra ise odadan çıktı. Hemen haptan bi tane alıp ağzıma attım. Mayıştım. Ayaklarım kesildi ve kendimi yerde buldum. Sırtımı duvara yasladım.
Gözlerimi araladığımda yine aynı yataktaydım. Doğrulup kalktım. Yavaş adımlarla odadan çıktım. Nedensiz bir şekilde ona karşı bi şey vardı içimde. Ama sevgi, nefret, hoşlantı, güven hangisi bilmiyorum. Merdivenlerden aşağı adımladım. Merdivenin son basamağınıda indikten sonra kafamı sola çevirdim. Annemle , O
tartışıyordu." Onu geri hayatıma alamam ARAL. Artık çok geç, bunu benden isteme "
UMARIM BEĞENMİŞSİNİZDİR.
Oy ve yorum yapmayı lütfen unutmayın 😄.
Bana ulaşmak isteyenler için ;
İnstagram :Damlayilma.z
🌹