1. Savaş Bitti.
Beyaz bir el. Elinde Mürver Asa'yı sıkıca tutuyor. Sonra asadan çıkan yeşil ışık, kırmızı ışıkla havada çarpışıyor. Elindeki asa da bir anda uçup gidiyor. Sonra bir ses duyuyor: "Harry, Harry!"
Harry Potter bi anda yerinde sıçrayarak gözlerini açtı. Dört direkli yatağının kenarında Ginny oturuyordu. Endişeyle ona baktı: "Harry, iyi misin? Biraz ateşin var. Seni uyandırmaya gelmiştim."
Harry yatakta doğrulup Ginny'ye sarıldı. "Seni çok özledim, Ginny."
Ginny hafifçe gülümsedi. "Ben de." Kollarını Harry'den ayırıp devam etti. "Ama herşeyden önce yapmamız gereken bir şey var. Aşağı inmek."
Harry canı sıkıldığı için ofladı. "Ama neden?"
"Çünkü Harry, sen hepimizin kahramanısın. Herkes seni görmek istiyor."
Harry gözlerini devirip ona baktı. "Ama ben kahraman falan olmak istemiyorum ki."
"Biliyorum. Ama hadi, lütfen." dedi Ginny ve Harry'nin elini tutup onu ayağa kaldırdı. Birlikte merdivenlerden inip Gryffindor Ortak Salonu'na geldiler. Portre onların çıkması için geriye doğru savruldu. Şişman Hanım onları görünce "Harry Potter!" diye bağırdı.
Harry, aydınlığa çıkınca Ginny'nin gözlerinin ağlamaktan kızarmış olduğunu gördü. Büyük Salon'a gidene kadar gözlerini ondan ayıramadı. Gerçekten çok özlemişti onu.
Büyük Salon'a girdiklerinde herkes Harry'yi görüp alkışmaya başladı. Harry başını kaldırmadan Gryffindor masasında oturan Weasleylerin yanına gitti. Ginny'yle birlikte oturdular. Herkes Harry'ye bakıyordu. Yavaş yavaş bir şeyler yemeye çalıştı.
Ama herkes ona bakarken ve Weasley ailesi bu kadar sessizken hiçbir şey yiyemiyordu. Bir kaç dakika sonra Profesor McGonagall kürsüde konuşmaya başladı: "Voldemort öldü. Ölüm Yiyenler yakalanmaya devam ediyor. Her şey için size teşekkür ederiz. Bugün bir cenaze töreni düzenlenecek. Daha sonra Hogwarts Ekspresiyle Londra'ya dönebilirsiniz. Ama biz -Zümdüanka Yoldaşlığı, Hogwarts Profesörleri- burayı toplamak ve düzenlemek için burada kalacağız. Seneye -bu yılki şartlardan dolayı- bu yılı tekrar okuyacaksınız. Size tekrar teşekkür ederim."
Herkes sessizce dinlemişti. Zaten kimsenin konuşacak hali yoktu. Bazı hıçkırık sesleri yankılanıyordu Salonda.
***
Harry, törenin yapılacağı yere gelmişti. En arka sıraya oturdu. Kimseyle konuşmak istemiyordu. Sonuçta bu insanlar onun için ölmüştü. Lupin, Tonks, Fred, Colin, Lavander...
Tören boyunca hiç konuşmadı. Törenden sonra yanına Ron ve Hermione geldi. Onlara bakıp "Londra'ya dönecek miyiz?" diye sordu.
Ron: "Evet ama annemle babam burada kalıyor. Okul için." dedi.
Hermione de "Ben de annemle babamın yanına gideceğim. Hafızalarını geri getirmenin bir yolunu bulmalıyım." dedi.
Harry onlara doğru bakarak düşündü. Kendisi nerede kalacaktı? Tek başına Grimmauld Meydanı 12 Numara'da mı? Sonra birden Ron'a dönüp: "Siz nerede kalacaksınız ki?" diye sordu.
"Bilmiyorum ki. Kovuk'un da tamur edilmesi gerek. Bir yer bulmaya çalışıcaz."
Harry Ron'a bakıp "Bu karika!" diye fısıldadı.
"Anlamadım?"
"Yani benimle Grimmauld'da kalabilirsiniz. Gerçi ne halde bilmiyorum. Ölüm yiyenler içeriye girmiş olsa gerek." Ron'a sorar gözlerle baktı.
"Yani, yeni bir yer aramaktansa mantıklı."
***
Yazdığım ilk wattpad hikayesi. Bölüm biraz kısa oldu ve pek olay yok. Ama bir kaç bölüm sonra olaylar başlayacak. Umarım beğenirsiniz.
Potterhead girl. asdfghxd
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Harry Potter Ve Yeni Macera
RomanceHogwarts Savaşı bitmişti. Artık Harry'nin önünde yeni bir hayat vardı. Yeni zorluklar, yeni maceralar... Ve belki de aşk.