Mackenzie gözlerini Clint'in bağlandığı yerde açtı. Odada Peter, Wanda ve Steve vardı. Elleri ve bacakları bağlıydı. Mackenzie ilk Peter'a baktı. Peter ona gülümsüyordu. Mackenzie ise ona gülümsedi. Tam kalkmaya çalışırken bağlı olduğunu farketti. "Niye bağlıyım acaba? Hemde Yenilmezler tarafından." Wanda "Tekrar bize saldır-" derken Steve sözünü kesti. "Önlem amaçlı. En son ne hatırlıyorsun?" dedi. Peter "Acaba bıraksanız onu diyorum?" dedi tek kaşıntı kaldırarak. Ardından devamını getirdi "Lütfen" Steve başıyla onayladı. Wanda ellerini şıklattı. Mackenzie'yi bağlayan herşey çözüldü. Mackenzie oturur pozisyona geldi. Peter hemen gidip Mackenzie'ye sarıldı. Mackenzie de ona kollarını doladı. "Hadi ama Peter daha sabah sarıldık. Çok mu özledin beni ?" dedi. Peter'in yüzü asıldı. Peter Mackenzie'den yavaşça ayrıldı. Yüzünü yere eğdi. Mackenzie'nin yanına oturdu. Steve "Demek hiçbir şey hatırlamıyorsun." dedi. Wanda "Bugün ayın kaçı ve hangi yıl?" dedi. Mackenzie "Bugün 1 Ekim 2016 Cumartesi günü. Ama ben bayıldım galiba çünkü ben en son sokakta yürüyordum. " dedi. Peter dudağını dişledi. Steve "Mackenzie sen sadece bir gündür değil 1 yıldır uyuyordun." Wanda "Yani ortalığı yıkıyordun." dedi bıyık altından. Peter Wanda'ya ters bir bakış attı. Mackenzie "Noldu bana?" dedi. Peter anlatmaya başladı. "Son görüşmemizden beri senden haber alamadık. Polisler senin cansız bedenini gördüler. Hatta DNA'sı bile çok uyuşuyordu. Ama bak şu anda karşımdasın. " dedi. Mackenzie başını eğdi ve ağlamaya başladı. Peter kolunu Mackenzie'nin omzuna atarak onu kendisine çekti. Steve "Mackenzie seni kaçıran adamın kim olduğunu gösterelim mı?" dedi. Mackenzie başını 'olumlu' anlamında salladı. Peter Mackenzie'yi yavaşça kaldırdı. Eline beline doladı. Mackenzie "Ben kendim yürüyebilirim Pete. Sağol" dedi. Peter Mackenzie'den elini çekti. Steve önde olmak üzere yürüdüler.
S.H.I.E.L.D'in o güzelim hücresine geldiler. -Loki'nin tutulduğu yer- Mackenzie'nin dili tutuldu. "Ba..ba?" dedi. Tam ağlıyacaktı ki gözyaşlarına engel oldu. Başını kaldırdı ve kendinden emin bir şekilde konuştu. "Senden de bu beklenirdi zaten" dedi kaşlarını çatarak. Herkes ağzı açık bir şekilde bakıyordu. Paul "Kızım beni ne kadar da tanıyormuş böyle ?" dedi. Mackenzie hücrenin önüne geldi. "Benden ne istiyorsun?" dedi. Paul oturduğu yerden ayağa kalktı. "Mackenzie güçlerin çok özel. Ve o yanlış ellerde duruyor. O güçler bende olmalı." dedi. Mackenzie "Sen beni mi kıskanıyorsun? " dedi. Ama bunu o kadar gıcık söylemişti ki Paul'ün sinirleri bozuldu. Mackenzie'ye en az 100 kere söylemiştir böyle konuşmasın diye. Paul "Sen kaşındın Mackenzie " demesiyle elini şıklattı. Birden Mackenzie'yle yerleri değişti. "Güzel . Çok güzel." dedi Paul. Herkes 'Noluyo lan?' diye bakıyordu. Wanda onu tamda sarmalıyacakken Wanda acı içinde yere düştü ve bayıldı. Steve "Wanda!" diye bağırdı. Hızla kalkanıyla Paul'ün üzerine doğru gitti. Paul elini sanki kuş kanadıymış gibi çırptı. Kalkan birden beyaz bir kuş oldu ve uçup gitti. Paul cebinden bir bez çıkardı ve onu havaya savurdu. Kalkan elindeydi. Steve onun üstüne doğru koşarken bez Steve'in üzerine düştü ve Steve kendini aniden hücrenin içerisinde buldu. Peter ona ağını fırlatıyordu ki üstünde durdukları metal parçası havaya kalktı ve Peter'i savurdu. Mackenzie birkaç el hareketi yaparak oradaki bulunan demirleri Paul'ün üstüne sardı. Mackenzie elini yavaşça kapatıyordu. Peter tam yere değecekken onu gücüyle tuttu. Mackenzie bir adım attı ve dışarı çıktı. "Yeter bu kadar" dedi. Hücrenin kapağını açtı. Steve dışarı çıktı. Mackenzie Paul'u hücrenin içine attı. Kapağını örttü. Etrafına kimsenin geçemeyeceği hava çepheriyle sardı. Paul'ün sihirbazlığını sadece Mackenzie durdurabiliyordu. Wanda doğruldu. Mackenzie , Steve ve Peter Wanda'ya yardımcı oldular. Wanda "O da neydi öyle? Savaş alanındayken onun zihnini okuyabiliyordum. Ama şimdi okuyamıyorum. " dedi. Mackenzie "O bir sihirbaz. Dünyanın en iyi sihirbazı. " Steve "O zaman iyi bir rakip" dedi. Peter "Gidelim mı artık buradan?" dedi. Herkes başıyla onayladı. Ana odaya geldiler. Sadece Tony ordaydı. Diyer herkes uyuyordu. Çünkü sabahın 5'iydi. Tony "Mackenzie uyandın demek" dedi. Mackenzie başını salladı. Mackenzie sadece dışarı çıkıp müzik dinleyerek dolaşmayı düşünüyordu. Tony "Peter Mackenzie'ye odasını göster. dedi. Peter "Siz Mackenzie'yi düşman olarak görüyordunuz. Ne ara odası oldu?" Dedi. Tony "Evlat ben ileri görüşlüyüm bu benim en iyi özelliklerimden birisi. " dedi. Steve gözlerini devirdi. Tony "Benimle gel Mackenzie" dedi ve yürümeye başladı. Biraz yürüdükten sonra odaya gelmişlerdi. Mackenzie "Sağolun Bay Stark" dedi. Peter'in kolundan tuttu ve içeri girdi.
Mackenzie "Peter seninle vakit geçirmek istiyorum. Ama sen istemezsen dışarı çıkıp müzik dinliyeceğim. " dedi. Peter "Mackenzie sorduğun soruya bak. Ne yapmak istiyorsun?" Mackenzie "Telefonuma bakalım neler gelmiş." dedi. Peter başını salladı. Mackenzie telefonunu açar açmaz bildirim yağmuruna kapıldı. Mackenzie "Vay canına!" dedi. İlk olarak aramasına baktı.
Pete 🌈🌈'dan 744 cevapsız arama
Mackenzie Peter'e döndü. "Peter sen benim öldüğümü kabullenememişsin herhalde" dedi. Peter "Çünkü o cesedin senin olduğuna inanmadım. "dedi. Mackenzie diyer cevapsız aramalara baktıktan sonra WhatsApp'a girdi. Mackenzie "Seninle en son ne konuşmuşuz onu merak ediyorum. Belki o günü dün gibi hatırlasamda bulanık biraz." dedi. Mackenzie'in WhatsApp'ı
Peter'ın WhatsApp'ı
Mackenzie mesajları okuduktan sonra Peter'a baktı. "Belki bir gün olabilir Pete " dedi. Peter gülümsedi. Ardından Mackenzie'nin arka planına baktı. Peter "Hala bu fotoğraf sende mi duruyor?" dedi. Mackenzie "Bence çok tatlı Pete" dediİşte Mackenzie'nin arka planı *medya*
Bundan sonra Mackenzie ve Peter oyun oynayıp şarkılar söylediler. Her nekadar Peter'ın sesi kötü olsa bile.
Merhaba canlar
Nbr
Kitabımı beğendiysen iz oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın Bys okuyucularım 😘😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimdeki Güç # Avengers #
Fanfic"Sen benim tutsağımsın!" "Hayır! Hiç kimsenin tutsağı değilim"