1.Bölüm

776 42 45
                                    

Uyandığımda hastanedeydim. Etrafım beni oldukça rahatsız eden o iğrenç hastane kokusu ile kaplıydı. Kimse yoktu, yalnızdım her zamanki gibi. Buraya nasıl geldiğim hakkında da ufacık bir bilgim dahi yoktu. Ayağa kalkacakken farkettim ki bacağım sargılıydı. Ne yapmam gerekiyordu?

Endişeyle yatağa sindim. O anda doktor olduğunu düşündüğüm bir yakışıklı içeri girdi. Beyaz gömleği üstündeki siyah sade kravatı, yine siyah her tarafını saran pantolonu ve doktor gömleği ile oldukça havalı duruyordu. "Nasılsınız?" diye sorduğunda "Neden buradayım?" diye karşılık verdim. Beklediği cevabı alamadığından biraz afallamıştı fakat hemen topladı.

Cevap vermek yerine yanıma yaklaştı, kulağıma doğru eğildi ve kadife gibi olan sesiyle bana, "Buraya neden ve nasıl geldiğini şuan için kurcalama." dedi. İçim ürpermişti, bu yakışıklılık ardından bu sesle birlikte ne yapmam gerektiğini düşündüm.

Beynim adeta tüm işlemlerini durdurmuştu. En son... ahh cidden en son ne yapıyordum da bu haldeydim şimdi?

O yakışıklı doktor da odadan çıktığına göre, artık beynimin derinliklerine inebilirdim. En son karşıdan karşıya geçerken, bir araba geliyordu ve sanırım donup kalmıştım. O sırada aklımda Woo Ju vardı, benim gibi yakışıklı birini nasıl terk ettiğini düşünüyordum. Muhtemelen o sırada da o araba bana çarpmıştı.

Peki ya bu doktor neyin triplerindeydi böyle? Hemde bu kadar yakışıklıyken. Her hastaya karşı böyle miydi acaba? Yoksa sadece bana mı tuhaf gelmişti?

Beynimin patlayacağını hissettiğim anda durdum, akışına bıraksam biraz daha rahatlardım sanırım. O sırada içeriye hemşire olduklarını düşündüğüm iki kişi girdi. Biri erkek biri kadındı. İkisi de birbirinden tuhaftı, çıldırmış gibi görünüyorlardı.

Onları o halde görünce ister istemez ürkmüştüm. Bana nasıl davranacaklardı? Yine her zamanki gibi kötü bir muamele mi görecektim? Sırf kimsem yok diye. Bu sorular beynimi kemirirken kadın olan hemşire konuşmaya başladı. "Merhaba, ben Eun Ji. Doktor Yoon Gi'nin asistanıyım. Siz taburcu olana kadar sizinle Ji Min ve ben ilgileneceğim. Doktor Yoon Gi böyle söyledi." dedi. "Merhaba" dedim şaşkınca. Çıldırmış görünmelerine rağmen, çok iyi davranıyorlardı sanki.

Peki ya, adının Yoon Gi olduğunu öğrendiğim yakışıklı doktor neden böyle birşeyi emretmişti ki? Ben bunu düşünürken erkek olan konuşmaya başlayarak, "Doktor Yoon Gi'nin neden böyle birşey istediğini düşünmeyi bırakabilirsiniz, Bay Tae Hyung. Muhtemelen net bir cevap bulamayacaksınız. Şimdi kendinizi nasıl hissediyorsunuz?" dedi. Nasıl? Nasıl iç sesimi duyar gibi konuşmuştu? Gerçekten şaşkındım. Zaten şu doktor gördüğüm andan beri aklımdan çıkmıyordu, bunlar da iyice kafamı karıştırıyordu.

Sonunda "Kendimi şaşkın hissediyorum" dedim düşünmeden. Erkek olanın yüzünde hafif bir tebessüm görünüp yok olurken, kadın olanın yüzünde ufacık bir hareketlenme olmamıştı. Ahh, beni kıskanmış olmalı. Bu halimle ondan daha güzelim, sanırım bu yüzden bu kadar yalnızım. Yakışıklı bir surata sahip olmak cidden zor...

Beynim çorbadan farksız bir hal almıştı, acaba dışarı çıkmalarını söylesem giderler miydi? Yine neyse aklımdaki söyledim ve anlayışla karşıladılar. Uzun süre olmuştu anlayışla karşılanmayalı... Biraz uyumak istedim, gözlerimi kapattığım anda uykuya teslim ediyordum kendimi fakat bu sefer öyle olmadı.

Anında açılan kapı sonrasında kalbim duracak gibi hissetmiştim. Az önceki muhteşem kokuydu bu. Yoon Gi'nin kokusuydu... Onu farkettiğim ve uyanık olduğm halde uyuyor gibi yaptım. Gözümle yaptığım ufacık aralıktan yaptıklarını izlemeye başladım. Karşımdaki koltuğa oturdu ve kısık bir sesle konuşmaya başladı. Ne dediğini anlayamayacağım kadar kısıktı sesi.. bir o kadar da yumuşak.

Kısık sesine rağmen az da olsa birkaç şey duymuştum. Bunlar 'Seni o piçten koruyacağım ne pahasına olursa olsun koruyacağım!' idi. O piç diye bahsettiği.. kimdi? Bir saniye, bir saniye o çarpan arabanın kasıtlı bir şey olduğu anlamına mı geliyordu bu?

Belki de hemen böyle düşünmemeliydim, belki de benim için dememişti... Eğer benim içinse söyledikleri kim, neden böyle birşey yapacaktı ki? Woo Ju'nun yeni sevgilisi yani kuzenim? Tabi ya, her şey onun yüzündendi zaten. Kimsem yokken benim olan tek şeyi de kaybetmeme sebep olan o kişi kuzenimden başkası değildi. Her zaman benden iyi olan fakat beni her zaman kıskanan sevgili(!) kuzenimdi...

Bu sefer ne olursa olsun ona yenilmeyeceğim. Bir daha canımı yakmasına izin vermeyeceğim diye düşünüyordum ki doktor başımda belirdi ve uyuyor sandığı beni uyandırmaya çalıştı. Terlediğim için rüya gördüğümü düşünmüş olmalıydı. İnanmasını sağlama amacıyla uykulu bir sesle konuşmaya başladım ve, "İnsafsızın evladı bir insan uyurken uyandırılır mı?" dedim.

O anda gözlerindeki bakış degişti. Nasıl bu kadar derin bakabiliyordu hala anlayabilmiş değildim. Çok... Nasıl diyebilirim... Şefkatliydi sanki. Sert ve havalı görünen birisi nasıl şefkat dolu bakabilirdi? Gözlerinde kaybolmanı sağlayabilirdi? Denizin üzerinde yürüyor gibi hissettirebilirdi...

Gözlerimiz birbirinde kalınca uzun süre, birden boğazını temizledi. Kendime gelmeye ihtiyacım var sanırım, neler oluyor bir anda böyle? Neler düşünüyorum? Pencereye doğru ilerledi ve ciddileşip "Kendini daha iyi hissediyor musun? Ağrın var mı?" gibi sorular sormaya başladı. Bacağım bu denli sızlarken nasıl sessiz kalabildiğimi düşündüm. Bacağımın ağrısını söylediğimde "Bacak ağrın normal, nasıl bir yara aldığının farkında değilsin galiba." dedi.

Gözlerine baktığımda sanki bir anda yumuşadı ve "Bir ağrı kesici iğne yapmalarını söylerim." dedi. İğneden korktuğumu söyleyemedim tabiki... Düşünce denizinde yüzmek ve bacağımın ağrısı cidden yormuştu. Bu yüzden ağrı kesici iğne yapmak için, birileri gelene kadar biraz uyuma kararı almıştım.



Merhaba! Bu hikayeyi iki kişi olarak yazıyoruz. İkimizinde ilk denemesi olacak bu hikaye. Devrik cümleler, yazım yanlışları, hoşunuza gitmeyen yerleri vs satır arası yorumlarda veya mesaj atarak bize belirtebilirsiniz. Sevmiş olmanız dileğiyle...

HOSPITAL × TaeGiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin